Çok derin bir kültürün üyesiyiz
Ben ve ekibim Lizbon'da AB Genişlemesi -Yeni Ülkeleretkinliğinin gala gecesinde yer aldık. Dönüş için uçağı kaçırınca Barcelona aktarmalı geldik. Burada bir yemek sırasında Türk Sanat Müziği dinleyince ne kadar derin bir kültürümüz olduğunu bir kez daha anladım.
İyi haftalar... Lizbon'dan döndüm. Geçen hafta, Lizbon seyahatinin küçük bir kısmını aktarabilmiştim. 7 gün süren seyahat anılarım içinde öncelikle Gulbenkian Müzesi ile ilgili olanlara devam etmek istiyorum. Müzedeki koleksiyonlar, Asya ve Avrupa kültürlerini bir arada barındırıyor. Gülbenkian, dünyanın dört bir yanından kendine ait bir tarz belirleyerek toplamış bu eserleri. Müzeye ait dinlediklerim içinde, beni çok üzen bir gerçek de vardı. Gulbenkian, yaşlılık döneminde, topladığı onca kültürel mirası, İstanbul'da kuracağı bir müzeye yerleştirmek istemiş. Eserlerin gümrük vergileri talep edilmiş kendisinden. Müze girişimi için önce vergi ödemesi istenmiş. Bunun üzerine Gulbenkian, doğduğu şehir İstanbul'da değil, İstanbul'a çok benzettiği Lizbon'a yerleşmiş. Portekiz hükümetinin desteği ile eserleri bir müze kurularak sergilenmeye başlanmış. Yolunuz Lizbon'a düşerse, Gulbenkian Müzesi'ni mutlaka programınıza alın.
VE DEFİLELER... Lizbon'da gerçekleştirdiğimiz ilk defile, Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği'nde Bayan Sampaio'nun himayesinde gerçekleştirdiğimiz defile oldu. Portekiz Cumhurbaşkanı Jorge Sampaio'nun eşi Maria Jose Ritta Sampaio, bu defileye Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları'nın eşleri ile Lizbon'daki büyükelçi eşlerini ve Portekiz cemiyet hayatının önemli isimlerini davet etmişti. Defileden sonra, konuklar tebriklerini iletti. Koleksiyonu izleyenler, "Bunlar sizin ülkeniz için çok açık sayılmaz mı?" gibi sorular sordu.
Ülkemizle ilgili bu yanlış imajın değişebilmesi için bu tür çalışmaların ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım. Büyükelçilikteki defileden bir gün sonra da, Avrupa Birliği Genişlemesi Yeni ülkeler etkinliğinin gala gecesi gerçekleştirildi. AB Tanıtım komisyonu Temsilciliği, Lizbon Valiliği, Portekiz İş Konseyi ve Portekiz Büyükelçiliği tarafından düzenlenen etkinliklerde, AB üyeliği resmileşen 10 ülke (Letonya, Macaristan, Malta, Polonya, Slovakya, Slovenya, Çek, Estonya, Kıbrıs Rum Kesimi ve Litvanya) ve adaylık tarihi belli olmayan üç aday adayı ülke (Bulgaristan, Romanya ve Türkiye) 13 ülkenin moda, dans ve müzik gösterileri yer aldı. AB üyesi ülkelerde canlı, birçok ülkede de banttan yayınlanan geceyi ben ve ekibim ertesi gün, televizyonda görünce büyük bir mutlulukla izledik. Defileden arta kalan zamanlarda Lizbon'u gezme şansı da yakaladım. Cascais, Lizbon'un önemli yerleşim birimlerinden. Lizbon'un bir başka özelliği de, ılık bir iklimi olması. Herkes paltosuz kış geçirmenin keyfini anlatıyor. Dikkatimi çeken bir başka şey ise, modern mimari eserler. Özellikle gala gecesinin yapıldığı bölgede, Mimar Santiago Calatrava tarafından tasarlanan binalar, birer sanat abidesi gibi duruyor.
BARCELONA KISMETTEYMİŞ! Eşim de, Lizbon'a gelip bana katıldı. Beraber Lapa Palace adında butik bir otele geçtik. Eski şehrin içindeki bu otelde Lizbon'u daha iyi yaşama fırsatı buldum. Lizbon'dan pazartesi sabahı Madrid aktarmalı olarak İstanbul'a gelecektik. Ancak Lizbon uçağı rötar yapınca, İstanbul uçağını kaçırdık. Mecburen Barcelona'ya geçtik. İlk fırsatta her yönden gelişmiş, özellikle de moda, sanat, tekne, yemek gibi birçok alanda zengin seçenekler sunan bu şehri yeniden ziyaret etmek istiyorum. Akşam yemeği için Terre de Son Sebastian adında bir restorana gittik. Eiffel kulesi gibi bir mekânın üzerinde, tüm şehri ve denizi görüyorsunuz. Asıl ilginç olan, yemek sırasında kanun ezgileri ile çalan Türk Sanat Müziğiydi. Tüylerim ürperiyor. Bu kadar derin bir kültüre ait olmak ne güzel, üstelik bunu dünyanın her yerinde yaşayabilmek...
Dilek HANİF
|