kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Soli Ozel @ SABAH
 

Yaklaşım farkı

Türkiye'deki 26 vakıf ve devlet üniversitesinden 72 öğretim üyesi ve görevlisi Kıbrıs'ta Cumartesi günü yapılacak referandumda evet çıkmasını destekleyen bir bildiri yayımladı. Bu iradeyi ortaya koyanlar "İsviçre görüşmeleri sonunda tarafların onayına sunulan metnin siyasal eşitlik, egemenlik, güvenlik ve garantörlük konularında Türk tarafının taleplerini karşılayacak ögeler içerdiği" kanısında olduklarını belirtti. Böyle bir öneriyi yapma meşruiyetini de "uluslararası ilişkiler alanındaki bilgi(lerinden) ve deneyim(lerinden)" aldıklarını da vurguladı. İmza veren öğretim üyeleri farklı siyasi görüşlere de sahip.
Görünen o ki, bu yazı yazıldığı sırada henüz neticesi belli olmayan Güvenlik Konseyi kararı ne olursa olsun Kıbrıslı Türkler plana evet oyu verecekler. Kıbrıslı Rumların ise koşullanmışlıklarını, hınçlarını ve konu hakkındaki bilgisizliklerini aşarak evet diyebilmeleri hayli zor görünüyor. Gene de büyük baskılarla bunun gerçekleşme ihtimali yok da değil. Zira unutmamak gerekir ki hayır oyu taksime onay vermek anlamına gelecektir.

Anlamazlıktan geldiler

Bu durumda Rum tarafında son üç haftada yaşananların bir oyundan ibaret olduğunu iddia edenlere pek kulak asmak mümkün değil. Kaldı ki bu iddialarda bulunanlar Kıbrıs konusunun çözüm yoluna girmeye başladığı konjonktürü yanlış okuyarak, sürekli hatalı değerlendirmelerde bulundular. Türkiye dışişleri bürokrasisinin en üst düzeyde ve planlayıcı konumda içinde olduğu çözüme yönelik müzakere iradesinin nedenini anlamadılar. Ya da anlamazlıktan geldiler.
Aslında Türk tarafında evet çıkması halinde Kıbrıs'ta Türkler açısından statükonun Rum kesiminde ne sonuç çıkarsa çıksın sürmeyeceği belli. Bu durumda Türkiye'yi böyle bir açılıma gitmeye nihayet ikna eden koşullara da bakmak gerekir. İlk anda göze çarpan neden Kıbrıs Rumları'nın 1 Mayıs'ta üye olmaları ve Türkiye'nin çözümsüzlüğün sorumlusu olarak Aralık ayında yapılacak AB zirvesinden müzakerelere başlama kararını alamama riskiydi. Ancak olayın bunun ötesine geçen bir boyutu olduğunu da düşünmek gerekir.
Son aylarda yaptığı hamleyle Türkiye aslında 1 Mart tezkeresi sonrasında giderek billurlaşan yeni statüsüne uygun düşen bir hamle yaptı. Bugüne kadar olduğu gibi sürekli hat savunmasına kilitli bir anlayışı, diplomatik olarak Türkiye'ye manevra alanları açacak bir anlayışla değiştirdi.

Değişimden korkanlar...

Bu şekilde meseleye bakıldığında aslında AB süreci söz konusu olmasaydı da Kıbrıs sorununun bir çözüme ulaştırılması gerekliliği ortaya çıkıyor. Dünkü Radikal gazetesinde Hasan Bülent Kahraman'ın da tespit ettiği gibi "...Kıbrıs'ı çözebilirse Türkiye bir dönemi kapatacak. İçedönük, yalıtımcı (izolasyonist), bir dış politika anlayışından...dışa dönük, uluslararası etkileşime açık ve o sürecin bir aktörü olmayı öngören bir anlayışa geçiyor."
Bunun meali ise Türkiye'nin bundan böyle kendisine bir şeyler yapılan ülke satüsünden veya psikolojisinden çıkıp kendisi için bir şeyler yapan ve çevresini tanımlayan bir ülke konumuna geçmesidir. 11 Eylül ve Irak savaşı sonrası dünyanın şekillendirici ülkelerinden birisine de ancak bu tür bir dış siyaset üslubu yaraşır. Bu değişiklikten korkanlar bir taraflarıyla bildikleri ve rantını yedikleri bir siyaset yapma sisteminin değişmesinden korkmakta diğer yanlarıyla ise ülkelerine güvenmemektedirler.
Toplumsal enerjisini akılla yoğurabilen ve o şekilde siyaset üreterek çıkarlarını kollayabilen bir Türkiye'nin ise bu tür korkulara teslim olması herhalde zuldür.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bundan sonrası   / 06-05-2004
 1989 devriminin son durağı   / 02-05-2004
 Heyelan   / 29-04-2004
 100 yaş   / 25-04-2004
 Yaklaşım farkı   / 22-04-2004
 Basiretin İngilizcesi ne ki?   / 18-04-2004
 Karar zamanı   / 15-04-2004
 Siyasi basiretsizlik   / 11-04-2004
 Bremer'in kumarı   / 08-04-2004
 Çözümün anlamı   / 04-04-2004
SOLİ ÖZEL
Öykücüler
Kendi iktidarlarını insanları ezerek,...
Hooijdonk'un Kariyerindeki İlk Şampiyonluk
Hooijdonk'un Kariyerindeki İlk Şampiyonluk
Birinci Süper Futbol Ligi'nde 2003-04 sezonu şampiyonu...
Havuzu bozarım
Havuzu bozarım
"En çok izlenen, en çok reyting alan kulüp biziz. Bu sistemde...
DİSK: Sorunlar daha büyüyecek
DİSK: Sorunlar daha büyüyecek
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, iktidarın YÖK konusundaki...
Ecevit: Asker doğru yaptı
DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Hükümetin Meclis'e getirdiği...
Yüzyılın projesi için ilk adım Marmaray
Yüzyılın projesi için ilk adım Marmaray
İstanbul'un iki yakasını bir araya getirecek olan yüzyıllık rüya,...
Emekli müdürün kedi cinneti
Emekli müdürün kedi cinneti
Emekli emniyet müdürü Mustafa Zaman, beslediği sokak kedisinin ölümü...
Şoför uyudu mu?
Yorgun ve uykusuz yola çıkan sürücü, kendisiyle birlikte 8 kişinin...
Etiler Şamdan'a silahlı taciz
Etiler'deki sosyetenin gözde eğlence mekânlarından Şamdan'a...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.