kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Bireysel ve kitlesel saplantılar, insanı da toplumu da izolasyona iter!
Ekonomik krizi artık öğrendik!
Şaka

Bireysel ve kitlesel saplantılar, insanı da toplumu da izolasyona iter!

Selçuk Üniversitesi'nden psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Rahim Kucur, "Saplantı" adı verilen hastalığı, Anadolu Ajansı'na değerlendirmiş.
Saplantılar, genellikle genetik ve çevresel faktörlerden ortaya çıkarmış.
Aşırı titizlik, aşırı düzen merakı, fobiler, hastalık hastası olmak ve benzeri şekillerde dışa vuruyormuş saplantılar.
Bunları, biz de zaman zaman kendi çevremizde görmez miyiz?
Örneğin, tanıdığım bir hanım vardı. O kadar titizdi ki, eve gelen ve kapı önüne kamyonla yığılan kömürleri, kömürlüğe taşınmadan önce, birer birer sabunlu bezle silerdi.
Jack Nicholson'un "As good as it gets" filmindeki titiz tiplemesini hatırlayın. Her el yıkamasında, yeni bir sabun kullanıyordu. Sabunların kirlendiğini düşünüyordu çünkü.
Bu "Beyin" nasıl bir şeydir ki, hem tarihin akışını değiştiren buluşlar yaptırıyor insana, hem de insanı gülünç hallere düşüren sapkınlıkları ya da saplantıları üretebiliyor?
Prof. Dr. Kucur'un açıklamalarına göre, kişinin hayatı büyük ölçüde saplantılar tarafından esir alınırsa, o kişi izolasyona itilebilir.
Saplantıların ölçüsünün kaçması, kişinin toplumla uyumunu engeller. Takıntılar yoğunlaştıkça, kişide depresyona girme ihtimali artar.
Örneğin hastalık hastası (hipokondriak) olanlar, sonunda her şeyden korkmaya başladıkları için, tüm canlılarla ve en yakın çevreleri ile ilişkilerini keserler.
Karşı cinsle her beraberliklerinden, mutlaka hastalık kapacaklarını düşünmeye başlarlar mesela.
Sürekli aldatıldıklarına inananlar, devamlı bir tehdit altında bulunduklarını dü- şünenler...
Türk toplumundaki bireysel saplantıların oranı, 30'da birmiş... Konya'daki bir araştırmada, saplantılı insan oranı yüzde 5 çıkmış.
Neticede modern tıp, beyin kimyasını çözmeye başladığı için, saplantılar da, göreceli olarak tedavi edilebiliyor.
Düşünün ki, yeni ilaçlarla, şizofreni hastaları bile, çalışma hayatına devam edebiliyor.
Ama neticede bunlar, bireysel tedavileri ifade etmekte.
Peki ya, toplumsal psikiyatrik bozukluklar ve saplantılar nasıl tedavi edilecek?
Onlar da, toplumsal genlerdeki bilgilerle aktarılan, çevre etkisiyle yoğunlaşan saplantılar sınıfına giriyor.
Mesela, toplumun belirli bir kesimi, kendilerini sürekli Kurtuluş Savaşı yapan savaşçılar olarak görüyor ve iç-dış düşmanları saptamak için, yurt ve dünya gerçeklerinden kopuyorlarsa, bunlar nasıl tedavi edilecek?
Sizler de, bu tür "Toplumsal Saplantılar"ın semptomlarını görmüyor musunuz?
Dünyevi her davranışın mutlaka bir "Günah"a kaynak olacağına inanan saplantılı dindarlar gibi, yurt ve dünya gerçeklerine uyum göstermenin mutlaka "Vatana İhanet"le sonuçlanacağını düşünen saplantılı yurtseverler yok mu?
Ya da, "Benden başka herkes ya hırsız, ya satılmış, ya namussuz" diyenlere hiç rastlamıyor musunuz?
Bu davranış, gazeteciliğin mesleki deformasyonu ile birleşince, "Benim patronumdan başka bütün medya patronları kötüdür" çizgisi çıkmıyor mu ortaya?
Olayları irdeleyip bir sonuca varmak yerine, "Amerika kötüdür" saplantısından yola çıkıp, gerçekleri de bu saplantıya uydurmaya çalışırken, sonunda "Saddam iyidir"e varanları görmüyor musunuz?
Acaba toplumsal saplantıların tedavisi, eğitimden mi başlamalı?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Devlet-Siyaset kavgasını özleyen akılsızlara uymayın!   / 08-05-2004
 Siyasi aşklar da, sonunda normal ilişkiye dönüşmelidir!   / 07-05-2004
 Suya sabuna dokunmayanlar, tüm çamaşırları AK Parti'ye bıraktı!   / 06-05-2004
 "Rahat"ın iktidara da batması şaşırtıcı değil mi?   / 05-05-2004
 Amerikan ittifakı olmadan AB üyeliği fazla anlam taşımaz!   / 04-05-2004
 Sibel Can'ın diyeti ile Hülya Avşar da zayıflar mı?   / 03-05-2004
 2'nci Abdülhamid'e "Kızıl Sultan" damgası, Londra ve Paris'te vuruldu!   / 02-05-2004
 Bireysel ve kitlesel saplantılar, insanı da toplumu da izolasyona iter!   / 01-05-2004
 Tarihi alaya alırsanız "Tarih Mühendisleri" kızar!   / 30-04-2004
 Fazla yemek yersen ANAP gibi mi olursun?   / 29-04-2004
ERDAL ŞAFAK
Eşitlik savaşı
Türk Kadını bugün Anneler Günü'nü geçmiş...
MEHMET BARLAS
Kızını gelin etmek denilen acıklı mutluluk!..
Çok...
SAVAŞ AY
Anamızın yüzünü unutmak mümkün mü?...
Nazım...
NEBİL ÖZGENTÜRK
Barbarlığın tarihi!
Günlerdir düşünüyorum. Belki siz...
REFİK DURBAŞ
Düşler, tutkular ve tabular...
Ne kadar çok olmazsa...
HINCAL ULUÇ
Gelin çiçek derelim..
Kaçıncı kez yayınlıyorum bilmem..
AHMET HAKAN COŞKUN
Haftanın kaybedenleri
HÜSEYİN ÇELİK: Biraz sıra dışı...
Hooijdonk'un Kariyerindeki İlk Şampiyonluk
Hooijdonk'un Kariyerindeki İlk Şampiyonluk
Birinci Süper Futbol Ligi'nde 2003-04 sezonu şampiyonu...
Havuzu bozarım
Havuzu bozarım
"En çok izlenen, en çok reyting alan kulüp biziz. Bu sistemde...
DİSK: Sorunlar daha büyüyecek
DİSK: Sorunlar daha büyüyecek
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, iktidarın YÖK konusundaki...
Ecevit: Asker doğru yaptı
DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Hükümetin Meclis'e getirdiği...
Yüzyılın projesi için ilk adım Marmaray
Yüzyılın projesi için ilk adım Marmaray
İstanbul'un iki yakasını bir araya getirecek olan yüzyıllık rüya,...
Emekli müdürün kedi cinneti
Emekli müdürün kedi cinneti
Emekli emniyet müdürü Mustafa Zaman, beslediği sokak kedisinin ölümü...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.