|
|
|
|
|
Kısa... Kısa...Kısa
|
|
Bosch'un elektrikli süpürge reklamı filminde yerde emekleyen bebeğin, süpürgenin hızı artınca geri geri kayıp koltukta oturan anne ve babasının yanına geldiği sahneyi tekrar tekrar izleyebilir insan. Oysa aynı lezzeti Bosch'un çift kapılı buzdolabı reklamında almak mümkün değil. O ağlayan kadın ne kadar da itici. Neden zırıl zırıl ağladığını hayli sonra anladım. Meğer rakip markanın malını almış. Kendsine Bosch'u hatırlatan ne görse ağlarmış.Tut kelin perçeminden...
Algılama yönetiminin en baskın öğesi, mesajı duygusallığı ön plana çıkararak vermektir. Bunu şu sıra başaran en çarpıcı iki örnek Algida ve Ak Emeklilik'den geliyor. Algida "Bazı şeyler hayatınıza çocukken girer bir daha hiç çıkmaz" dediği reklamıyla, Ak Emeklilik ise "Yaş 35. Kendine ne dileyeceksin?" sözleriyle gelecek kaygısı duymaya başlayanları uyardığı filmiyle gönül tellerine dokunuyorlar. Vakko ve Beymen'in reklamlarına şöyle bir bakın. Bir Allah'ın kulu bana aralarında ne fark olduğunu söyleyebilir mi? Vakko'nun reklamının altına Beymen, Beymen'in reklamının altına Vakko yazsak ne değişir? Bir şey değişmezse, gitti canım iletişim harcamaları. YKM'nin oralarına buralarına batan bahar dallarına tünemiş, birazdan ÖSS sınavına girecek ciddiyetteki mankenleri hiç olmazsa acayip bir görüntü sergiliyorlardı.
Konya'dan Ertuğrul Uslu Bey, şöyle bir eposta göndermiş: "Bonuskart reklamında Platin Bonus bölümünde Kadir İnanır mavi kazaklı ve siyah deri ceketli görünüyor. Ama aynaya baktığında yine normal ceket ve gömlekli. Sizin için ne kadar önemli bilemem ama Sinan Çetin'in yönettiği bir reklam filminde bu gözden kaçmış." Sinan kardeşime duyurulur...
Hülya Avşar Hanım bu yıl da kendi adına tenis turnuvası düzenliyormuş. Ayrıca turnuvaya geçen yıl olduğu gibi kendisi de katılıyormuş. Geçen yıl aralarda bir yerde elenmişti. Umarız bu yılda öyle olur. Yoksa, Allah korusun birinci falan olursa, kendi adına düzenlenen turnuvada kendi kendine ödül veren ilk şöhret olarak tarihe geçecek.
|
|
|
|
|
|
|
|
|