18 yıl önce Çernobil kabusu ile tanışan AB'de yeni üye ülkelerin nükleer enerji santralleri Rusya'nın doğalgazına karşı kullanılabilir.
Avrupa Birliği'ne yeni katılan ülkelerle birlikte nükleer enerji sektörünün yeniden hareketlenmesi bekleniyor. AB'de bir yandan nükleer enerji kozunu savunanlar diğer yandan da Çernobil vakasını hatırlatıp alternatif enerji kaynakları arayanlar kutup oluşturdu. Çin, Hindistan, Fransa ve son dönemde Japonya nükleer enerji santrallerine sıcak bakan ülkeler arasında yer alıyor. Hatta Türkiye'de de nükleer enerji santrali için incelemeler başlatıldı.
Bu hafta enerjide nükleer kaynakları masaya yatıran The Economist dergisinin haberine göre, 18 yıl önce Çernobil nükleer platformunda meydana gelen patlama rüzgarın da etkisiyle Avrupa'da büyük olumsuz etki bıraktı. Bu kazanın ardından İtalya nükleer santrallerini kapatırken, Almanya ve Belçika ise yeni santral kurmama kararı almıştı. Şimdi AB'ye yeni katılan ülkeler, nükleer santralleri yeniden Avrupa'nın gündemine getirdi. Yeni üye ülkelerin çoğunun nükleer enerjiye dayalı bir sisteme tabi oldukları belirtilen haberde, Avrupa'nın yüzyüze geldiği bu sorunu nasıl kontrol altında tutacağı irdeleniyor. Nükleer santrallerin kapatılması doğalgaz ve kömür gibi enerji kaynaklarının satışlarını arttırırken, hiçbir ülke doğalgaz açısından Rusya'ya bağımlı olmak istemiyor. Bu yüzden nükleer enerji, birçok ülkeye sempatik geliyor. Diğer yandan da AB'ye katılan Litvanya ise üyelik anlaşması çerçevesinde iki nükleer santralini kapatacak.
YASAK SÜRPRİZ OLMAZ Bulgaristan'da 10 yıl içinde üye olmayı bekliyor ve aynı ültimatom bu ülke içinde geçerli. Çek Cumhuriyeti ise Sovyet usülü bir santral kurmayı planlarken Avusturyalı siyasetçilerin üyeliklerini veto etme tehdidi ile bu projeden vazgeçmişti. Bu yüzden eğer AB nükleer santralleri yasaklayan bir karar alırsa bu hiç sürpriz olmayacak. Yine de AB sınırları içine dahil olan 18 nükleer santralin Batı Avrupa standartlarında güvenlik önlemleri ile donatılabileceği çünkü bu 18 santralin Avrupa için yeni bir kaynak olduğu da söyleniyor.
Sovyet tipi eski santrallerin modernize edilmesi ve güncelleştirilmesi ise mühendislik şirketlerine, yeni iş olanakları sunacak. Norveçli bir şirket olan Aker Kvaerner, İngiliz Spescom firması ile birleşerek, nükleer santrallerin yeniden yapılandırlması ve teknik yazılımlar için gerekli altyapı çalışmalarını yapmaya hazır olduğunu bildirdi. İlk etapta yeni nükleer santrallerin Sovyet tipi eskilerin yerini alması için inşa edilebileceğini söyleyen uzmanlar, bu işten en çok İngiliz BNFL ve Fransız Areva gibi nükleer santral inşa eden firmaların karlı çıkacaklarını söyledi. Çernobil'e rağmen yeni üye olan ülkelerin çoğu nükleer enerjiye karşı değil. Çek Cumhuriyeti Başbakanı Vladimir Spidla, yeni bir nükleer platform inşa eden Finlandiya'yı ziyaret ettiği sırada, "Finlandiya şimdi nükleer santral kuran tek ülke olabilir. Ancak yakın zamanda herkes bu uygulamaya katılacak" diye konuştu. AB'de bu tür yaklaşımların anti-nükleer tezleri yumuşatacağı öngörülüyor. Çevre örgütleri ise nükleer santrallerin tamamiyle karşısında duruyorlar.