kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
  » Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Şirket küçük ama işler büyük
Şirket küçük ama işler büyük
'Maceracı adamlarız'
65 ülkeye teknoloji ihraç ediyoruz

Şirket küçük ama işler büyük


Kesintisiz güç kaynağı üretmek için ard arda kurduğu şirketlerle Balkanlar'ın ve Ortadoğu'nun en büyük fabrikasına sahip olan Davut Yurttaş, "Krizler bizi yavaşlattı belki ama hep büyüdük"diyor.

Sessizce başarı öyküleri yazan, sadece yaptığı işe odaklanan ve kazandığı ödülleri bile ballandıra ballandıra anlatmayan şirketlerden birinin patronu bu hafta Misafir Odası'nda. Davut Yurttaş ismi iş çevrelerinde duyulmamış olabilir. Ne de olsa o toplantıdan bu toplantıya koşuşturamıyor Yurttaş. 'Yapacak çok iş var. Daha 50 yaşımdayım. Şirketimin gelmesini istediğim yer için çok çalışmam lazım" diyor kendisi.

15'e ulaşan şirketleri buluşturan İnform Elektronik, aslında 35 milyon dolarlık cirosuyla bir KOBİ. Oysa rakamlar her şey değil. Bilgisayarlı hayatımızın en büyük ihtiyacı haline gelen kesintisiz güç kaynağı üretiminde, Davut Yurttaş'ın Dudullu'daki tesisleri şu anda Türkiye'nin de Balkankanlar'ın da Ortadoğu'nun da en büyük şirketi. Üstelik yatırımlar bitmiyor. Yurttaş, üretim tesislerinin hemen yakınında satın aldığı bir başka arazide yeni fabrikanın inşaatına da başlamak üzere. İnform, çoğu mühendis 800 kişiye iş veriyor. İleri teknolojiyi kullanarak, araştırma-geliştirme departmanlarında yeni buluşlar gerçekleştirerek, sessiz devrimler yapıyor.

Arada bu başarılarını TÜBİTAK'tan ya da TESİD'ten ödül alarak taçlandırıyor. Ama bunu duyurmak için müthiş çabalar içine nedense girmiyor. İnsan da merak ediyor, onca şirket başarılarını anlatmak için her yolu kullanırken, İnform gibi şirketler neden sessizliği tercih ediyor. Ben bu merakımı Davut Yurttaş'la buluştuğum gün yeniyorum. Karşımda gayet sakin bir şekilde oturuyor. Konuşurken mütevazılığı elden bırakmak istemiyor ama ısrar edince, "Evet yaptığımız üretimin kalitesi yurtdışından çok müşteri getirdi. Tesisimiz sadece Türkiye'de büyük değil. Almanya'da bir bayi toplantısı yaptık. Oradaki bayimizin 50 tane alt bayisi gelince çok şaşırdık" diyor.

Kurumsallaşmayı övmüyor. Çünkü kurumsallaşma adı altında şirketlerin çoğunun sıcaklığı kaybettiğine inanıyor. Şirketinin yurtdışında çok popüler olan risk sermayesi gruplarının eline geçmesini de istemiyor. "İstihdam yaratıyor, vergi veriyoruz. Teknolojinin de en ilerisini kullanıyoruz. Yeni yatırımlar yapacağız" diyor ve işinin hep başında olacağının sinyalini veriyor. Her krizde ya bir fabrika satın aldığını ya da fabrika kurduğunu anlatıyor. Örneğin Mehmet Ali Yılmaz'ın Trako'sunu 2001'de, Siemens'in bir fabrikasını da 2002'de satın alıyor ve öyle çok çalışıyor ki, o çok sevdiği Trabzon Spor'un bir yemeğine dahi katılamamaktan yakınıyor.

* İnform'un sektörde büyüklük sıralamasında ilk sıraya oturmasını, entegre yapısına mı bağlıyorsunuz?

Bizim tesislerimiz farklı. Sektörde bu kadar entegre olmuş başka bir fabrika olduğunu sanmıyorum. O yüzden yabancılar fabrikayı gezmeye geldiğinde, verecekleri siparişi yapabileceğimize daha çabuk ikna oluyor. Çünkü şirketlerde genel eğilim üretimlerin büyük bir kısmını dışarıya yaptırmak şeklinde. Ama böyle yapan şirketlerin büyük bir kısmı da kapandı.

* Fabrikada bazı bölümler 24 saat çalışıyormuş, doğru mu?
Bizim yarı mamül ürettiğimiz departmanların hepsini ticari kar merkezi haline getirdik. Yani sadece içeriye değil, dışarıya da iş yapılıyor. Örneğin mekanik atölyemiz 24 saat çalışıyor ve başka şirketlerden gelen siparişleri de üretiyor. Fatura kesiyor yani. Bir elektronik kart dizgi tesisimiz var ki Türkiye'de bu boyutta birkaç tesis var sadece. Arçelik'e, Profilo'ya iş yapıyor. Fabrikalarımız sürekli çalışsın istiyoruz. Yatırdığınız paraya uygun çalışmazsak zarar edeceğimize inanıyorum çünkü. Şöyle düşünün. Bir arabayı sadece yılda bir kez binmek için satın almazsınız değil mi? Gerçi Türkiye'de yılda sadece 15 gün kalmak için yat alanlarımız var. Onun gibi bir şey. Önemli olan makinenin yetenekleri 24 saat çalışmaya müsaitse, onu 24 saat çalıştırmaktır.

* Kart dizgi tesisini kurdunuz mu?
Hayır. Mehmet Ali Yılmaz'dan satın aldık ve taşıdık. Sadece kendi ihtiyacımız olan üretimi değil, aynı zamanda dışarıya üretim yaptırmayı seçen şirketlerin tedarikçiliğini de yapıyoruz bu fabrikada.

* İnform ne zaman kuruldu?
İnform'u 1980'de kardeşim ve bir Alman arkadaşımla birlikte kurduk. Sonra Alman ortağımız ayrıldı. 130 metrekarelik Karaköy'de bir bodrum katında ilk atölyeyi kurduk. Sanayiye yönelik redresör üretimi yapıyorduk. Daha sonra piyasanın ihtiyaçları doğrultusunda ve bilgisayarın hayata girmesiyle, kesintisiz güç kaynağı üretimine geçtik.

* Kesintisiz güç kaynaklarının hayatımıza girdiği yıllar 1980'lerin sonları, öyle mi?
Kesintisiz güç kaynakları, bir anda popüler olan bilgisayara bağlı olarak gelişen ürünler oldu. O yıllarda talep arttı. Bizden önce bir iki firma üretim yapıyordu.

* Kaç kişiyle başladınız?
Biz başlangıçta 6 kişiydik. Kesintisiz güç kaynağı üretmeye karar verdiğimizde 30 kişi olduk ama iş tahminimizden çok daha hızlı büyümeye başladı. Karaköy'deki bodrum katına sığmaz olduk. Üst katları da aldık ama yine olmadı ve sonunda Dudullu'daki yatırıma soyunduk. 1995 yılında 4 bin metrekarelik tesisimize taşındık. İnform'da şu anda bir bilgisayarı besleyecek bir sistemden bir şehri besleyecek sisteme kadar her şeyin çözümü var.

KRİZDE FABRİKALAR ALDIK
* Meşhur 1994 krizinden sonra taşınmışsınız yani...
Valla Türkiye'de o kadar çok kriz oluyor ki, ben takip etmiyorum. Ama kardeşim takip ediyor. Krizler bizi durdurmadı. 1996'da yine o bölgede 8 bin metrekarelik başka bir arsa satın alıp, inşaata giriştik. 1999 yılında da tesis faaliyete geçti. Aslına bakacak olursanız, biz krizlerde ya fabrika satın alıyorduk, ya da fabrika kuruyorduk...

* Sizi krizlerde güçlü kılan neydi?
Aslına bakarsanız risk aldık. Kriz dönemlerinde risk almanın bedeli biraz daha az. Üstelik fazla ortada dolaşan bizim gibi maceracı adamlar da olmuyor krizlerde. Bir de şunu söylemek istiyorum. Krizde biz işçi çıkarmadık ama bedelini ödeyerek çıkarmadık. Birikimimiz, tecrübemiz bize çok yardımcı oldu. Bugün hangi bankaya gitsek bize tereddütsüz kredi veriyor. Örneğin Siemens'ten fabrika satın almak çok önemliydi. İşiyle birlikte satın alıyorduk ve işi Siemens'in prestijiydi. Bizim Siemens kalitesinde hizmet vereceğimize inandılar.
DİĞER EKONOMİ HABERLERİ
 Kumarbazları eleyin
 Türk ekonomisi istenen faiz dışı fazlayı yaratacak düzeye...
 Çernobil korkusu AB'yi ikiye böldü
 Sanayi üretimi mart ayında yüzde 14.9 arttı
 İlk çeyrekte üç büyüğün kârı yarım katrilyonu aştı
 'IMF ile ilişkilerde belirsizlik ortadan kalkmalı'
 Zorlu: Fakirin sözü geçmez
 Unakıtan: ABD ile ticareti artırmalıyız
Şoför uyudu mu?
Yorgun ve uykusuz yola çıkan sürücü, kendisiyle birlikte 8 kişinin...
Etiler Şamdan'a silahlı taciz
Etiler'deki sosyetenin gözde eğlence mekânlarından Şamdan'a...
Narin'in en mutlu günü
Narin'in en mutlu günü
İşadamı Halit Narin'in ressam eşi Özden Narin, 11'inci kişisel...
Sabıkalı kıyafet!
Sabıkalı kıyafet!
Moda Polisi
Geçtiğimiz hafta İpekyol'un defilesine katılan...
IMKB
E: 17,002 D:% -3.53
DOLAR
S: 1,489,000 D:% 1.09
EURO
S: 1,782,000 D:% 0.34
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.