kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Muharrem Sarikaya @ SABAH
 

Yine bir adım önde olacak

KIBRIS'ta dün yapılan referandum sonucu, malumun ilanıydı... Ankara ise dün bundan sonraki sürece ilişkin planlarla meşguldü.
Öncelikli beklentisi ise bugünden itibaren ABD ve özellikle de AB'den gelecek açıklamalar. Ankara'nın bu aşamadan sonra ne yapacağına gelince;
Şurası kesin ki Ankara, 1 Mayıs Cumartesi Dublin Zirvesi ile AB'nin tam üyesi olacak Güney Kıbrıs Cumhuriyeti'ni yakın bir gelecekte tanıyacak. Bunun ilk sinyali de önceki akşam Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'den geldi. Gül, TBMM'deki 23 Nisan resepsiyonunda, "Türkiye'nin Rum kesi- mini tanıması söz konusu olabilir mi?" sorusunu "Değerlendireceğiz. Türkiye'nin çıkarları neyse o yapılır" yanıtıyla karşıladı. Nitekim, Ankara'da uluslararası hukukçular ve Dışişleri Bakanlığı'nın konuyla ilgili uzmanları da bir süredir, referandumdan olumsuz sonuç çıkması ve Rum kesiminin AB'ye girmesi halinde nasıl bir yol izleneceği üzerinde kafa yoruyor.
Ortaya çıkan yol haritası, Ankara'yı uzun vadede Rum kesimini devlet olarak tanımaya götürüyor.
Bu yapılmadığı takdirde nelerle karşılaşılabileceğine ilişkin şu sorulara yanıt aranıyor;
"AB Zirvesi Güney Kıbrıs'ta yapılırsa Türkiye zirveye katılmayacak mı? AB komisyonlarından birinin başına bir Rum gelirse, bu komisyon ile ilişkimiz kesilecek mi? Ankara'daki AB Komisyonu'nun önüne Rum bayrağının asılmasını engelleyebilecek miyiz?"
Bu soruların hepsine verilen yanıt da "Hayır..." yönünde. Ancak politikanın, Annan Planı için hükümetin yürüttüğü "kazankazan politikası" çerçevesinde yapılması gerektiği de vurgulanıyor.Yani, hem bir adım önde olmak, hem de her iki tarafın da kazançlı çıkacağı bir politika izlemek.

Washington'un Talat daveti

Bunun ilk aşaması da AB'nin haziran ayındaki ara, aralık ayındaki ana zirvesinde ortaya çıkacak duruma göre değerlendirilecek. Eğer ki AB'nin Türkiye ile tam üyelik müzakerelerine başlanması konusunda Rum kesiminden olumsuz bir yaklaşım gelirse, Ankara'nın Güney Kıbrıs'ı tanıma süreci de uzayacak. Rumların olumlu bir yaklaşım göstermemesi durumunda Türkiye'nin Güney Kıbrıs'ı tanıma süreci de kısalacak. Hatta hemen tanıma yönüne de gidilecek.
Ankara'nın bunların ötesinde AB'den beklentisi Rum kesiminde ikinci bir referandumun yapılması için baskı uygulaması.
Washington yönetiminin de bu konuda ısrarlı olduğu kayda geçiriliyor. Hatta, "KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat'ın Washington'a davet edilerek Dışişleri Bakanı Colin Powell ve Başkan Güvenlik ve Dış Politika Danışmanı Condoleezza Rice ile görüşmesinin de sürpriz sayılmaması gerektiği" belirtiliyor.
Bu ziyaretin ardından, resmen tanıma yoluna gitmese bile, ABD'nin, KKTC'de ticari temsilcilik açması ve ekonomik ilişkiyi başlatmasının gelebileceği vurgulanıyor.

Zamanı durdurma metodu

Rum kesiminde ikinci referandum olasılığına gelince; BM Milletler Genel Sekreteri'nin de içinde bulunacağı bir formüle ilişkin beklenti hakim.
BM Genel Sekreteri normalde dün çıkan
referandum sonuçlarını AB'ye bildirmesi gerekiyor. AB de BM Genel Sekreteri'nden aldığı referandum sonucuna göre, Birleşik Kıbrıs'ı veya Güney'in temsil edildiği Kıbrıs Cumhuriyetini 1 Mayıs'tan itibaren tam üye olarak kabul edecek.
Referandumda sonucu dün hayır çıktığına göre, AB'nin hududu Yeşil Hat'tan başlayacak. Yani 1 Mayıs'ta Rum kesimi AB üyesi olacak. Beklenti ise, her ne kadar Rum kesimi 1 Mayıs'ta AB üyesi olsa da BM Genel Sekreteri'nin referanduma ilişkin bildirimini bir süre askıya alması yönünde...
BM Genel Sekreteri bunu yaparken, Rum kesiminde yeni bir referandum yoluna gidilmesini AB'ye önerecek. Rum kesiminde ikinci bir referandumun gerçekleşmesi halinde, Birleşmiş Milletler'de uygulanan bir metot olan "Stop the Clock- Zamanı durdurma" yöntemi uygulanacak.
Böylece, Rum kesimindeki ikinci referandum bitene kadar BM Genel Sekreteri, sonuçları AB'ye iletmeyecek ve askıya alacak.
İkinci referandumdan evet çıkması halinde, sanki referandum 1 Mayıs öncesinde yapılmış gibi sonuçları AB'ye bildirilecek. Böylece Türk tarafının da içinde olduğu Birleşik Kıbrıs da AB'ye dahil edilecek.
Rum tarafından hayır oylarının yüksek oranda çıkması bu formülün uygulanma olasılığını düşürse de Ankara yine de her alternatifi göz önünde tutuyor.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Baykal: DGM'nin kalkmasına hayır diyemem...   / 02-05-2004
 DEP'lilere Yargıtay formülü   / 30-04-2004
 Avrupa Birliği yolunda lokomotif Almanya...   / 28-04-2004
 Önce ambargo, sonra devlet   / 27-04-2004
 Yine bir adım önde olacak   / 25-04-2004
 Başkentin cılız umut ışığı   / 23-04-2004
 Anayasa'da diyalogsuzluk bunalımı   / 21-04-2004
 TSK Kanunu ve yarı başkanlık   / 20-04-2004
 Özal'dan 15 yıl sonra gelen karar   / 18-04-2004
 Sezer'in, Gül'e sitemi   / 16-04-2004
MEHMET TEZKAN
Treni kaçırtanlara kim hesap soracak?
Bürokraside yaygın...
EMRE AKÖZ
Nurcuların diyet muhabbeti
Bundan 20 gün kadar önce...
MUHARREM SARIKAYA
Jelatinsiz, kurdelesiz, paket
1982 Anayasası bugün...
UMUR TALU
Cesur gazeteciler... Hamile işkenceciler
Biz de...
Beni öldürün ama ne olur soymayın
İsmi Dhia el-Şvari... El Mehdi Ordusu mensubu. Saddam döneminde de...
Hayvan gibi tecavüz ediyorlar
İsmi Nur... Ebu Garip hapisanesinde ABD'lilerin tecavüzüne uğradığını...
Herkes kendi yolunda
Herkes kendi yolunda
Divan Başkanı Nasır'ın girişimiyle yapılan toplantıda "Güçlü bir mali...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.