|
|
|
|
AB paketine CHP oy vermeyecek
Deniz Baykal, dokunulmazlık maddesi yer almadığı için, AB'ye uyum sürecinin son paketi olan yeni anayasa değişikliklerine destek vermeyeceklerini açıkladı.
*** Baykal'dan destek yok
Dokunulmazlığı dışlayan teklife destek vermeyiz. Muhalefetin önerisini dışlayanlar, oyunu dışlamayı da göze almış demektir.
AB'ye uyum çerçevesinde Anayasa'nın 10 maddesinin değiştirilmesi için karar alan AK Parti hükümetine, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'dan koşul geldi. Önceki gün TBMM'de düzenlenen sempozyumda, hükümete "Darbelerin önlenmesi için yasal değişikliği getirin, destek verelim" çağrısı yapan Baykal, dün hükümetten, seçim öncesi dokunulmazlıkları sınırlama konusunda verdiği sözü yerine getirmeye çağırdı. Baykal, dokunulmazlıkla ilgili madde yoksa, Anayasa değişikliğine desteklerinin de olmayacağını bildirdi. Deniz Baykal, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, hükümetin Anayasa değişikliği paketi için "birdenbire harekete geçtiğini" söyledi. Değişiklik paketinin önceki gün Bakanlar Kurulu'nda kabul edildiğini kaydeden Baykal, bu konuda kendilerine bilgi vermek üzere göstermelik bir girişimde bulunulduğunu bildirdi.Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün bu konuyla ilgili kendisini telefonla aradığını anlatan Baykal, "Kıbrıs'ta yer yerinden oynuyor, Dışişleri Bakanı'ndan ne bir ses var, ne bir nefes. Irak'ta yeni yeni oluşumlar oluyor, Dışişleri Bakanlığı'ndan ses yok. Hükümet Anayasa değişikliği paketini kararlaştırmış, 'eh muhalefete de bilgi verdik' demek için, arkadaşlarımıza bilgi verecekler'' diye konuştu.
AB İSTEMEDEN DEĞİŞTİRELİM Anayasa Paketi'nin sadece Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye'den beklediklerine cevap vermeye yönelik olması durumunda, eksik kalmış olacağını belirten Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye, sadece AB'nin isteği doğrultusunda Anayasa değişikliğini ele alma noktasını artık aşmış olmalıdır. Artık, dosta düşmana gösterilim ki hiç olmazsa bir kez de biz AB'nin talebi olmadan kendi ihtiyaçlarımız doğrultusunda, bir Anayasa değişikliğini de yaparız. Dışardan talep gelmeden sadece kendi irademiz doğrultusunda bir Anayasa değişikliği yapabileceğimizi artık göstermek durumundayız.'' Baykal, milletvekili dokunulmazlığı konusunun da "kronik sorun'' haline geldiğini ve bu konudaki ihtiyacın ortada olduğunu belirtti. Hükümet'in 3 Kasım seçimlerinden önce dokunulmazlıklar konusunda millete söz verdiğini kaydeden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dokunulmazlık konusunu dışlayan bir Anayasa değişikliği paketi ile karşımıza çıkarlarsa, iktidarın demokratikleşme konusundaki samimiyetini sorgulama hakkımız doğar. Eğer, 'Bizim yeter çoğunluğumuz var, kimsenin katkısına ihtiyacımız yok' diyorlarsa kendileri bilirler. Böyle bir tavır hiç kuşku yok ki muhalefeti dışlayan bir tavır olur. Muhalefetin önerilerini dışlayanların muhalefetin oyunu da dışlamayı göze almış olmaları gerekir. Muhalefetin önerileri ile Anayasa değiştirmek AB'nin isteğiyle Anayasa değiştirmekten ne daha az demokratiktir ne de daha az şereflidir.''
YARGIYA EN BÜYÜK İHANET Deniz Baykal, yargının bugün içinde bulunduğu durumun, Türkiye'ninen temel sorunları arasında yer aldığına dikkati çekerek, yargı konusunda da bazı hazırlıklar yapıldığını anımsattı. Yargı sorunlarının başında yargı bağımsızlığının güvence altına alınmasının geldiğini belirten Baykal, Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısını yargı bağımsızlığını güvence altına alacak şekilde değerlendirecek Anayasa değişikliğinin kamuoyunun ortak talebi olduğunu söyledi. Baykal, Anayasa Mahkemesi üyelerinin TBMM tarafından seçilmesi anlayışının ise, çok tehlikeli sorunlar yaratacağına dikkat çekerek, "Anayasa Mahkemesi'ne girmek isteyen yüksek yargıçların parlamento koridorlarında siyasetçi desteğini talep eder duruma sürüklenmesini öngörmek yargıya yapılabilecek en büyük ihanettir'' dedi.
SAĞLA SOLUN FARKI Kıbrıs konusunda "Oylanacak anlaşmanın ne olduğunu Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı da, KKTC'nin Cumhurbaşkanı da bilmiyor" diyen Baykal, konuşmasında "Sağla sol arasında fark kalmadığı, farkın Coca Cola ile Pepsi Cola arasındakine benzediği" yorumuna da dikkat çekti. Baykal, eski kavgalar kalmadığını, ancak bunun aralarında fark kalmadığı anlamına gelmediğini belirterek "Sağın derdinin kendi zenginini yaratmak, solun derdinin ise geniş halk kitlelerinin önünü açmak olduğunu'' kaydederek, "Sağla sol arasında büyük bir ahlak farkı, değerler silsilesi, dünya görüşü farkı var'' diye konuştu.
|
|
|
|
|
|
|
|
|