|
|
|
|
|
Avrupa kapısını bu Türk işadamları açacak
|
|
Yıllardır İtalya'da yaşayan Türkler, kurdukları derneklerle bizi onlara anlatıyorlar. Kültürümüzü, ve en önemlisi neden AB için gerekli olduğumuzu.
Milano'daki Türk işadamlarının önemli bir kısmı buraya 25-30 yıl önce gelmişler. Türkiye ve İtalya arasında ithalat ve ihracat yapan bu iş adamlarının arasında az görülür bir dayanışma ve dostluk var. Beraber kurdukları Türk-İtalyan dostluk derneği bunun en güzel örneği. Bu dernek çerçevesinde Türkler arasındaki birliği korurken, Türkiye için lobi faaliyetlerinde de bulunuyorlar.
RENKLİ BİR KİŞİLİK Milano'lu işadamlarından Erkin Büte'yi kendi bürosunda ziyaret ettik. Büte, renkli bir kişiliğe sahip. İtalyan Lisesi ve Mülkiye mezunu. Türkiye'de bir süre Erdoğan Egeli'nin Ceylan yayınları için Tommiks, Teksas ve İtalyan fotoromanlarının çevirilerini yaptığını anlatıyor. "1968'de mütercim sınavına girdim, hala cevabını alamadım" derken İtalya'ya gelişini "Türkiye'de bana iş vermeyenlerden Allah razı olsun" esprisiyle anlatıyor. Erkin Bey de beyaz eşya ve ağır vasıta kamyonetleri ihraç ettiklerini anlatıyor.
TÜRKİYE'YE DÖVİZ Büte Milano'da olduğumuz günlerde Jolly Touring Hotel'de çok güzel bir Türk yemekleri haftası organize etti. Cüneyt Özonoran'dan sonra Türk İtalyan dostluk cemiyetinin başkanlığını devralan Büte, Mayıs ayında tanıtım amaçlı olarak 50-60 kadar İtalyan için Türkiye'ye bir gezi düzenliyor. Milano'da tanıdığımız Tuncay Yonaç ise Türkiye'den İtalya'ya, tekstil hammaddeleri, iplik, kumaş, konfeksiyon ürünleri ithal ediyor. Türkiye dışında Mısır ve Türkmenistan'dan da mal alıyor. Tuncay bey "benim tek pazarım İtalya, 20 senedir, Türkiye'ye döviz kazandıran işler yapıyoruz" diyor. Yonaç Robert Koleji ve ODTÜ İşletme mezunu. Amerikan kültürü alıp, 70'li yıllarda İtalya'ya geldiğini anlatıyor. Hason Yusef buradaki Türk iş adamlarının renkli simalarından biri, 1931 İzmir doğumlu, Saint Joseph mezunu. İtalya serüvenini şöyle anlatıyor: "İzmir'de kimyevi madde, boya, baharat üzerine çalışıyordum. İtalya'dan kimyevi madde alıyorduk. 1970 haziranında Milano'ya geldim. Polisan'la 74'de ortak olduk. Üç yıl beraber çalıştık. Hason bey 1977'den beri kendi şirketinde Türkiye'ye kimyevi madde, mobilya, makina sattıklarını anlatıyor.
KİM DOST? Türkiye'nin AB'ye girişi için lobiler yapan bu grup başbaşa geldiğimizde kaygılarını da anlatıyorlar. Tuncay Yonaç " Avrupa'nın ekonomik yapısı değişti. Tüketici ana tüketim maddesine yöneldi, Uzakdoğu mallarına yönelim var, tüketim gücü azaldı, Avrupa düşüşe geçti. Biz aşağıya doğru giden bir topluluğa girmeye çalışıyoruz. Dünyada başka gerçekler de var. Avrupa'da daralan pazar, yaşlı nüfus, tüketim eğilimlerini aşağıya doğru çekiyor. İşadamının rolünü yeniden belirlemesi lazım. Üretmeyene ekmek kalmayacak" diyor. Hason Bey de AB'ye girme çabalarını uzun vadede su alan bir transatlantiğe binmeye benzetiyor. Erkin Büte ise 25 üyeli bir topluluğun birliğine kuşku ile bakıyor. "Almanya arka bahçesini kurdu, Schroeder politika yapıyor" diyen Büte, Türkiye'nin kimlerle beraber olacağına iyi bakması gerektiğini savunuyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|