kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Hobi
    Çizerler
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Emre Akoz @ SABAH
Fax:
0212 354 36 19
 
Amerikalı yapıyor... Biz niye yapmayalım?
Kadıköy-Pendik sahil şeridi tekrar ele alınmalı

Amerikalı yapıyor... Biz niye yapmayalım?

Çarşamba akşamı Beyoğlu Sineması'nda çok güzel bir film vardı: 'Bir Adamın Ruhu'. Ünlü yönetmen Martin Scorsese bu kez yapımcı olarak ilginç bir seriye imza atmış: 'Blues'. 'Blues' müziğini bizim bazı türkülerimi
ze
benzetebiliriz. ABD'de köle olarak çalıştırılan ancak özgürlüklerine kavuştuktan sonra da yoksul bir hayata mahkedilen Siyahlar'ın müziğidir.
İşte Scorsese, yedi yönetmenle anlaşıp blues müziği hakkında film- ler yaptırmış. Film Festivali yöneticileri iyi ki bu seriyi getirmiş. Peki 'Bir Adamın Ruhu'nu kim yönetmiş biliyor musunuz? Wim Wenders!
Wenders filmde blues müziğinin unutulmaz ustalarından Skip James, 'Kör' Willie Johnson ve J.
B. Lenoir
'ın öyküsünü anlatıyor. Mesela Skip James stüdyoya girip tümü kendi bestesi olan 18 harika şarkıyı art arda söyleyebilen... Gitarı ve piyanoyu aynı ustalıkla çalan olağanüstü bir yetenek. Gözleri görmeyen Willie Johnson'ın bir parçası ('Dark was the Night') ise meğer Voyager ile uzaya gönderilmiş. (1977'de araca başka zeki canlılara rastgelme olasılığı düşünülerek dünya kültüründen örnekler yerleştirilmişti.)
'Filmde o üç devin müziklerini yorumlayan çağdaş sanatçılar da yer alıyordu: Nick Cave, Lou Reed, Cassandra Williams gibi... Önce cızırtılı bir kayıttan parçanın orijinalini dinliyorsunuz... Ardından da bu ünlü şarkıcılardan...


Filmden sonra şöyle düşündüm: Neden bizde de benzeri bir proje olmasın? Bu çalışma mesela 'arabesk' için yapılabilir.
Wim Wenders'ın filmde anlattığı üç Siyah blues ustası da ebediyete göçmüştü. Dolayısıyla aktörler onları canlandırıyordu. Halbuki bizim arabeskçiler kanlı, canlı ve faal. Bazı sahnelerde kendilerini oynayabilirler.
Düşünsenize... Diyelim ki Sinan Çetin, Orhan Gencabay'ı; Ezel Akay, Müslüm Gürses'i; ne bileyim Mustafa Altıoklar, Ferdi Tayfur'un hayatını ve müziğini anlatsa... Şahane olmaz mı?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Yüzlerce eser nasıl yok oldu?..   / 15-04-2004
 'İneklik etme, ben mandacıyım'   / 14-04-2004
 İşte o liste!   / 13-04-2004
 Bu ne çile Tanrım!   / 12-04-2004
 Sakıp Ağa olsaydı...   / 11-04-2004
 TRT'deki eski kayıtlar yok oluyor   / 10-04-2004
 Bu gömleği giyer misiniz?   / 09-04-2004
 Halilzad'ın itirafı   / 08-04-2004
 'Pozisyon aydını'   / 07-04-2004
 Beyazlar'a neden Kafkasyalı denir?   / 06-04-2004
MEHMET TEZKAN
KKTC'nin var olma oylaması
Dört olasılık vardı..
EMRE AKÖZ
Amerikalı yapıyor... Biz niye yapmayalım?
Çarşamba...
UMUR TALU
Bu durum tuhaf bir durum değil midir?
Bir kısım medya...
MUHARREM SARIKAYA
Sezer'in, Gül'e sitemi
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf...
MEHMET BARLAS
“Vatan Haini” yerine “Farklı Görüş Sahibi” aramak...
Rumlar'a gizli mesaj
AB yetkilileri Rum kesimine, referandumda 'hayır' demeleri halinde...
Yunanistan: Zorluklara rağmen "evet"
Yunan hükümeti, zorluklara rağmen Annan Planı'nın kabul...
Paralar Havada Ucusuyor
Paralar Havada Ucusuyor
Teşvik primi ahlaki bulunmuyor, herkes "Biz vermeyiz, almayız" diyor...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.