kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Teknoloji
    Otomobil
    Sinema
    Hobi
    Çizerler
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ali Saydam @ SABAH
 
Yandı gülüm keten helva!
Ben de kendimi girişimçi sanırdım...
Kısa... Kısa...
Önce 6 yaşındakiler anlamalı
Kürşat Bey'in ruh hali...

Yandı gülüm keten helva!

Tanıtım işlerinde şöhretlerden ve onların itibarından yararlanma stratejisinin en başarılı örneği hiç şüphesiz Ana Britanica'nın yıllarca önce yapılmış lansman kampanyasıdır. Son dönemlerin üç başbakanının görüşleri ve tavsiyeleri yer alıyordu o kampanyada: Süleyman Demirel, Bülent Ecevit ve Turgut Özal. Üçü de bu ansiklopedinin dünyanın en saygın kaynak eseri olduğunu ifade ediyorlardı. Kampanya sadece ses getirmemiş aynı zamanda Ana Britanica'nın satış rekorları kırmasını sağlamıştı. Ayşegül Atik ile Ali Atik'in rol aldıkları, kayıtlı ekonomiyi teşvik etmek üzere planlanmış olan "Bir alışveriş, bir fiş" kampanyası bir başka örnek olarak gösterilebilir.
İletişim çalışmalarında şöhretlerden yararlanmak neredeyse insanlık tarihi kadar eskidir. Fakat her şöhret kullanımı, iletişimi hedefine taşır mı taşımaz mı, işte esas soru budur. Çünkü şöhretlerden yararlanmak ucuz bir iş değildir. İletişimin en temel meselesi ise harcanan para ile elde edilen itibar ya da satış arasındaki orandır. Bu terazide ikinci taraf ağır basıyorsa iş başarılı demektir. Ne yazık ki çoğunlukla bu oran ters çalışır. Elde edilen sonuç harcanan paranın yanında devede kulak kalır.
Card Finans reklamını izlerken bunları geçiriyordum aklımdan. Eski adıyla Pop Star yeni adıyla Türk Star'ın jürisinin rol aldığı ve genel olarak 'gıcıklık' teması üzerine kurulu reklamın terazinin neresinde durduğunu tam çıkaramadım doğrusu.
Ahmet San'a 'onun için' yerine 'onüçün' dedirtilmesi, Armağan Çağlayan'ın yemeklere bulduğu bahaneler, Card Finans'a neden Kart Finans denmediği şeklindeki itirazları, Zerrin Özer'in evlere şenlik gülüşü, belli ki kasten 'gıcıklık olsun' ve doğal(!) dursun diye yerleştirilmiş filme. Bu konuda amaca da ulaşılmış. Her izleyen bir şekilde 'kıl' oluyor reklama, ama izliyor tabii ki... Hani o tür yarışma programları için geçerli olan 'love to hate' (nefret etmeyi sevmek) kuralı, burada geçerliliğini korumuş...
Pekiyi bu reklamdan hangi sonuç çıkıyor? Card Finans nesini artırdı bu kampanya ile? İtibarını mı, satışını mı? Yoksa kampanya, jüri üyelerinin şöhretine şöhret mi kattı?
Bu tür durumlarda benim uyguladığım çok basit fakat etkili bir araştırma yöntemi var. Çevremdeki 15-20 kişiye soruyorum. Örneğin, "Türk Star jürisinin oynadığı reklam filminde hangi ürün tanıtılıyor?". Doğru yanıt gelmezse, iş çöktü demektir. Gelirse ikinci soru: "Önümüzdeki günlerde bu ürünü almayı düşünür müsünüz?"... Bu kadar basit... İstenirse bu araştırma ciddi araştırma şirketlerine, çok daha geniş hedef kitlelerle, son derece ekonomik rakamlara da yaptırılabilir. O zaman paranın nereye gittiği daha iyi bilinir.
Başarılı olduğunu tespit ettiğim pek çok örnek var: Hülya Avşar ve Molped, Cem Yılmaz ve Alaturka, Beyaz ve Fanta... Siz de deneyin isterseniz. O ürünlerin hedef kitleleri içine girdiğine inandığınız eşe dosta o basit iki soruyu sorun. Sonucu hemen alacaksınız. Burada başarının sırrı, şöhretin büyüklüğünde değil, iletişimcinin büyüklüğünde yatıyor... Hayatta da öyle değil mi? Araçla amaç birbirine karıştı mı, 'yandı gülüm keten helva'!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Yandı gülüm keten helva!   / 28-03-2004
 Duygu yükü Efes Dark'ı uçuruyor   / 21-03-2004
 Doğru reklamı anlatan bir fıkra ve bir grafik!   / 14-03-2004
 Bazı insanların ismi yeter   / 07-03-2004
 İşte İnsan! İşte reklam!   / 29-02-2004
 Sıkıcı reklamlardan kurtuluş yolu açıldı   / 22-02-2004
 Sen misin yolda kalanlarla alay eden...   / 15-02-2004
 'Ben markayım' deyince marka olunmuyor   / 08-02-2004
 İyi ki Ergen-Erdoğan çifti oradaymış...   / 25-01-2004
 Helal olsun Ali Kırca'ya...   / 18-01-2004
ERDAL ŞAFAK
Çağdaş Sosyal Demokrasi
CHP'de Baykal'ın -pek de haksız...
AHMET HAKAN COŞKUN
Nafile çaba
Mustafa Sarıgül, CHP'nin başına geçerse...
MEHMET BARLAS
İstanbul'da, Ayşe Taş rüzgarı esmelidir!..
Zeki Çetin'e...
NEBİL ÖZGENTÜRK
Sezen Aksu Pera'da..
Sait Faik Usta, bir sabah...
REFİK DURBAŞ
Denktaş'a haksızlık etmeyelim
Yüz sayfa, ekleriyle...
SAVAŞ AY
Kabus gibi bir gecenin anatomisi!..
Bazen sabahlara...
HINCAL ULUÇ
60 yaşında emekli olmak..
Hasan Subaşı, Arçelik'in...
Golse gol, Futbolsa futbol
Golse gol, Futbolsa futbol
50. saniyede geriye düşen F.Bahçe, Serhat (2), Tuncay ve Hooijdonk'la...
24 Saat yeter
24 Saat yeter
"F.Bahçe'nin ligin ikinci yarısındaki en iyi oyunlarından biriydi.
Baykal benim onu aramamı mı bekliyor?
Baykal benim onu aramamı mı bekliyor?
Celal Doğan seçimden sonra "Başarılıyız" diyen Baykal'a yüklendi.
Gözler AKEL partisinde
Gözler AKEL partisinde
Rumlar 'evet'e yakın. İktidar dışındaki siyasi partiler Annan planına...
Marketçiye eş dayanmıyor
Marketçiye eş dayanmıyor
İlk eşini öldürdüğü gerekçesiyle 5 ay hapis yatan, ikinci eşini ise...
Türkiye'ye AB üyeliği desteği
Almanya'nın eski Cumhurbaşkanı Richard von Weizsaecker,...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Günaydın | Bizimcity | Kapak Güzeli | Astroloji | ON Magazin | Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Teknoloji | Otomobil |Sinema | Hobi | Çizerler
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.