|
|
Yas süreci 6 ayı geçiyorsa uzman yardımı gerekli
Aşk acısını gidermek için keşfedilmiş bir hap yok ve uzmanlar da kişinin ayrılık sürecinde her duyguyu dozunda yaşamasını söylüyor. Psikiyatrist Prof. Sedat Özkan da "Bu süreç 6 aydan uzun olursa uzmana başvurma zamanı gelmiştir" diyor.
İnsan, kişiliğinin gelişim süresince benlik, üst benlik ve alt benlik arasındaki etkileşimde, kendisi için doğru seçim yapmayı öğrenir. İşte bu nedenle gerçek aşk, gelişmiş ve olgun kişiye aittir ve tek eşlidir. Cinsiyete ve kişiliğe göre farklılıklar gözlenmekle birlikte aşk dinamizm, coşku, yaratıcılık, canlanma hayata bağlılık yaratır. Bu sözler Psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Sedat Özkan'a ait. Genelde erkeklerin daha girişimci olduğunu ve sevdiğini yakalamak için uğraşı verdiğini belirten Prof. Özkan, kadınların ise bekleyiş ve kimi zaman da hüzün arasında gelgit yaşadığını söylüyor. Prof. Özkan, aşk acısının 'kaybetme' duygusundan kaynaklandığını belirtiyor: "Kişi bir bütün olarak yaşam akışını ve amaçlarını sevdiği kişi ile birlikte yoğurur. Aşk acısında kişi kendisi, geleceği ve kaybı için acı çeker. Kişi kayıp algısı ile bağlantılı gelişen bir yas süreci yaşar. İnkar/şok, öfke (neden ben, ben bunu hak edecek ne yaptım), psikolojik pazarlık (kendisi ve hayatla), depresif süreç ve son olarak da kabullenme gelir. Ayrılık süreci doğal ve sağlıklı yaşanmalı ve yıllar sürmemelidir. Normal bir yas süreci 6 aydır." Aştan dolayı defalarca acı çekilmemesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Özkan, sürekli aşk acısı çeken kişinin, aşık olmayı da bilmediğini söylüyor. "Bu gibi durumlarda, o acıların temelinde kişilik sorunlarının olduğunu ve karşı cinsle sağlıklı bir bağ kurulamadığını düşünürüz" diyen Özkan, bu bireylerin geçmişine profesyonel gözle bakmak gerektiğinin altını çiziyor: "Anne babadan dış dünyaya geçişte sıkıntı yaşayanlar, erişkinlik çağında derin ilişkiler yaşayamıyor. Ayrılık acısını yaşayan, kendini diğerinden ayrıştırmada güçlük çekiyor. Bu da tıpkı annesi tarafından terk edilen çocuk gibi reaksiyonların ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Hayatın diğer alanlarında başarılı olamayan insanlar, karşı cinsi fethederek eksiklik duygularını ilişkiyle telafi ediyor ve istikrarlı bir ilişki kuramıyor." Prof. Özkan'a göre bir ilişkide, ayrılıktan sonra çok uzun süren ciddi bir nefret durumu gelişmişse, bunun aşk değil, bağımlı bir ilişki olduğu belirleniyor. 2-6 ay süren yas sürecinin ardından nefret duygusu sürüyorsa, kişinin kendisini sorgulaması gerekiyor. Uzun süren nefret duygusunun, kişinin özgüven eksikliğinden kaynaklandığını vurgulayan Prof. Özkan, "Ayrılıktan sonra bir süre öfke ve nefret duymak doğal ama kişi bunu kendi başına aşamıyorsa, mutlaka bir uzmana gitmeli. Biz bunu 'gecikmiş, komplike olmuş yas' olarak tanımlıyoruz" diye konuşuyor. Biten ilişkinin ardından yeniden bir araya gelenlere de Prof. Özkan, bazı uyarılarda bulunuyor: "Beceriksizlik ve kendi başına yetersizlikten dolayı tekrar ilişkiye geçiş varsa, yeni bir bağımlılık başlıyor demektir. İlişkinin bitmesine yol açan sürecin doğru tahlili yapılmadan yeniden birliktelik söz konusu olmamalı.
Özlem Yurtçu
|