kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Teknoloji
    Otomobil
    Sinema
    Hobi
    Çizerler
Bizimcity
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Bir Papa'nın gözüyle Cumhuriyet'in ilk yılları
Bir Papa'nın gözüyle Cumhuriyet'in ilk yılları
Hıristiyanlığın Türkleştirilmesi

Papa'nın gizli İstanbul anıları

Eski Papa Angelo Roncalli'nin anıları ilk kez yayınlanıyor

Hıristiyanlığın Türkleştirilmesini savunan ve 1958'de Papa seçilen Angelo Roncalli, Vatikan temsilcisi olarak Türkiye'de 10 yıl boyunca yaşadı ve genç Cumhuriyet'e ait izlenimlerini gün gün yazdı.

***

Bir Papa'nın gözüyle Cumhuriyet'in ilk yılları

Papa Angelo Giuseppe Roncalli Türk dostu olarak tanınıyor. 1935-1945 yılları arasında Türkiye'de yaşayan Roncalli'nin günlükleri ilk defa gün ışığına çıktı. Aktüel Pazar Hıristiyanlığın Türkleştirilmesini de savunan Papa'nın bu izlenimlerini Türkiye'de ilk kez yayınlıyor
Papa Angelo Giuseppe Roncalli yıllar önce Vatikan'ın temsilcisi olarak Türkiye ve Yunanistanda uzun yıllar kaldı. Ve bu döneme ait izlenimlerini düzenli olarak günlüklere geçirdi. İtalya'da 2 cilt halinde yayına hazırlanan bu günlüklerde Papa Türkiye'de geçirdiği her gün için bir sayfa yazdı. Anıları 3 bin sayfayı geçen Roncalli Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünün ardından laik cumhuriyetin yükselişini bir din adamı olarak izledi. Bir yandan Katoliklerin imtiyazlarını kaybetmemeleri için çaba sarfeden Roncalli diğer yandan da yeni kurulan laik devletle iyi bir diyalog oluşturmak için müthiş bir çaba kaydetti. Katolik ayinlerinin sonunda "Tanrı'ya mübarek olsun" ifadesini ilk kez Türkçe olarak kullandı. O yıllarda Türkiye'de Vatikan'ı temsil eden Monsignor Roncalli, farklı din çevrelerinin laikleşmeden duyduğu rahatsızlığa rağmen Türk ulusunun "ilerleme tutkusunu" hayranlıkla karşılamış ve izlemiş.

UYGARLIK GEÇİŞİ
Türkiye'de geçirdiği 10 yıl boyunca hem Türkiye'deki hem de Yunanistan'daki Katoliklerin başı olan Roncalli her fırsatta Türkiye'de kendini daha rahat hissettiğini yazıyor. Roncalli'ye göre Akdeniz'in doğu kıyısında geçirdiği bu yıllar gerçek bir "Uygarlık geçişini" temsil ediyor. Roncalli bunu "Bir sosyal doğuş" olarak adlandırıyor. Aynı topraklarda farklı din ve etnik kökenlerden insanların oturmasına izin veren Osmanlı düzeninin, 19. yüzyılda Batı'dan gelen milliyetçi ideolojilerin baskısı karşısında çözülmesiyle birlikte Balkanlar ve Akdeniz'de dinler arası dokunun parçalanmaya başladığını gözlemleyen Roncalli, din adamı kimliğine rağmen laik Türk devletinin siyaset ve din alanlarında yeni bir eksen oluşturan anlayışına sempati ile bakıyor.

YENİ BİR DEVLET
Katolik Kilisesi de aynı günlerde temsilcisi Roncalli aracılığı ile bu yeni devletle yeni bir ilişki biçimi oluşturmaya çalışıyor. Nitekim bunun etkileri daha sonra da görülüyor. Monsignor Roncalli 1958 yılında Papa olduktan sonra Türkiye ile Vatikan arasında gerçek anlamda diplomatik ilişkiler kuruluyor. 1935 yılının ocak ayında Türkiye'ye gelen Roncalli, Atatürk hükümeti tarafından gerçekleştirilen ve ileri bir aşamada olan devletin laikleştirilme sürecini ilgiyle izliyor. Roncalli tarikatların kapatılmasını, dini kurumların ve mal varlıklarının "Ağır bir biçimde vergilendirilmesini", Arap harflerinin kaldırılmasını, haftalık dinlenme gününün cuma'dan pazar'a alınmasını, ve kılık kıyafetle ilgili yasaları yorumlarken günlüklerinde bu kararlardan Türkiye'nin ilerleme ve çağdaş medeniyete biran önce ulaşma isteğinin görüldüğü anlatıyor. Başlangıçta köklü değişiklikler yaşamakta olan Türkiye'ye gelmekten pek memnun olmadığını ifade eden ve bunu arkadaşlarına da "Muhteşem bir geçmişin cenaze törenini yapmaya geldiğim izlenimindeyim" sözleriyle ifade eden Roncalli, bu düşüncesini kısa zamanda değiştiriyor. Roncalli Türkiye'yi ve Türkleri daha iyi tanıdıkça "Burada yeni bir dünya var" "Türkiye çok ilginç bir yer" gibi ifadeler kullanıyor.

YUNANLILAR HEP ÇOCUK

Türkiye'de devletin laikleşmesini aynı yıllarda Yunanistan da Yunan milliyetçiliğinin Ortodoks Kilisesi ile yakın işbirliğini izleyen Roncalli sık sık kendini Türkiye'de daha rahat hissettiğini dile getiriyor ve günlüğüne "Greci sempre pueri sunt" yani "Yunanlılar hep çocuk" sözlerini kaydediyor. Roncalli, o yıllarda Hıristiyan bir din adamı olmasına rağmen Yunanistan'a girmekte güçlük çekiyor. Uzun süre Vatikan'ın temsilciliğini yaparken Yunanistan'a diplomatik vize ile değil, turistik vize ile giriyor. Vatikan'ın temsilcisi ve insan olarak İstanbul'da rahat bir yaşam sürdüğünü vurgulayan Roncalli din adamı görevlerini de Türkiye'de daha kolaylıkla yerine getirdiğini anlatıyor. Hatta yaptığı bir kıyaslamada "Burada, Bulgaristan'da yapabileceğimden çok fazla pastoral görevlerimi yerine getirebilirim, bu bana huzur veriyor" diyor.

BÖLÜNMEDEN KORKUYOR
Türkiye'de o yıllarda yarısı İstanbul'da olmak üzere 30 bin Katolik yaşıyor. Latin, Ermeni, Yunan- Bizans gibi ritüelleriyle birbirinden ayrılan Katoliklerde Latinlerin özel bir biçimde korunduğunu da belirtiyor. Roncalli, "Katolik uluslar" tarafından korunan Levantenlerin Türklerden uzak yaşadıklarına ve hatta Türkçe'yi doğru dürüst öğrenmediklerine dikkat çekiyor. Roncalli Katolik topluluğu içindeki ulusal bölünmelerden, Türk ya da Yunan hükümetlerinin olası engellemelerine kıyasla daha fazla korktuğunu yazıyor. Roncalli Türkiye'de kaldığı 10 yıl boyunca Katolik topluluğunun problemleri ile uğraşırken "Türkiye'nin yasalarına saygı", "Dini özgürlüklerin olabildiğince sağlanması", "Kiliseye bağlılıklarını sürdürmek" gibi öncelikler kaydediyor. Roncalli ilk Hıristiyanlığın geliştiği bu topraklarda Katolik dünyası ve laik Türk devleti arasında iyi bir diyalog kurulmasına özen gösteriyor. İstanbul'daki yaşamı boyunca bir kasaba rahibi gibi çalışan Monsenyör Roncali, bir kadın derneği olan "İstanbul Katolik Aksiyonu"nun çalışmalarını desteklerken, sadece İstanbul'da değil, Bursa, Adana, İzmir'de de hastaneleri, ibadet yerlerini ziyaret etmeyi ihmal etmiyor. Papa Roncalli zaman zaman laik dernekleri desteklese de bu tavrı çevresindeki diğer din adamları tarafından pek hoş karşılanmıyor. Roncalli Anadolu'daki küçük Katolik topluluklarına yaptığı ziyaretlerden sonra ise "Türkiye'de iki yüzyıl öncesine göre çok daha fazla Katolik var. Burada Hıristiyanlık bitmiyor, başlıyor..." sözlerini yazıyor. Roncalli Türkiye'deki Katolik topluluğunun arasındaki ulusal bölünmelerden şikayet ederken, İncil'in tek bir milletin olmadığı sözünü neredeyse bir slogan haline getirir.

DİPLOMAT GİBİ
Kendisinden önceki Vatikan Büyükelçisi'nin kibirli davranışlarının bıraktığı izlenimleri silmek isteyen Roncalli öncelikle İstanbul Valiliğine akredite oldu ve hiçbir imtiyaz talebinde bulunmadı. Vatikan Devleti ile o yıllarda diplomatik ilişkiler büyükelçilik seviyesinde değildi. Roncalli, Vatikan diplomasisinin bağımsızlığını vurgularken İtalyan olduğunu unutturmaya çalıştı. İstanbul'da, İzmir'de İtalyan Katoliklerinin milliyetçi tavırlarını soğuk karşıladı. Din adamı olarak alçakgönüllü, mütevazı bir profil çizmeyi tercih ediyordu. Türkiye'de Kıyafet Kanunun yürürlüğe girdiği 13 Haziran 1935 günü İstanbul'un Latin ruhban sınıfı ile birlikte sivil kıyafetlerle Saint Antoin Kilisesine doğru bir yürüyüş yaptı ve burada grup fotoğrafları çekildikten sonra da valiyi ziyaret etti. Roncalli, dini kıyafetlerin kamu yerlerinde yasaklanmasına tepki duyan diğer Katolik din adamlarını eleştiriyor ve Türkiye'nin yasalarına uymaya davet ediyordu. Roncalli için İstanbul biricikliğini her zaman korur. Aynı zamanda bir tarihçi olan Roncalli, adım adım gezdiği İstanbul'un kozmopolit havasını solur. Şehrin oryantal cazibesine kapılır. İstanbul'dan sonra savaş sonrası Paris'e giden Angelo Roncalli 1958 yılında Papa VII Pius'un ölümü üzerine 77 yaşında iken XXIII. John olarak Papa seçildi ve 3 Haziran 1963 günü ölülümüne kadar bu görevini sürdürdü.

Roncalli, İncil'in tek bir millete ait olmadığını ısrarla savundu

Vatikan'ın temsilcisi Angello Roncalli bir din adamı olarak sadece Katoliklerle değil herkesle yakın ilişki kuruyordu
DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Köpeğiniz ne düşünüyor?
 Çığlığın ışıkla buluşması
 O en güzel siyah beyaz filmdi
 Küba'da herkes puro içer
 Trenle fotoğraf yolculuğu
 Arabistan'da bir kadın yönetmen
 Beyoğlu'nu bu gençler renklendiriyor
 Adam arıyorum
 Türkiye'de 20 yıllık geçmişi var ama biz onu yeni tanıyoruz
 Çiçek açmaya hazırlanın
 Seçim, demokrasinin bayram günüdür
 THY'den gece uçuşları
 Embraer 170 uçuşa hazır
 Boeing'ten 5 yılda 50 uçak
 VIP helikopteri satıldı
 Kısa...kısa...kısa...
 Nevruz ateşi söndü
 Seçimlerin galibi şimdiden belli
 Usta ve çırak
    Aktüel Pazar Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Taksim'den Üsküdar'a el sallayabilir misiniz?
Onca yıl,...
MEHMET ALTAN
Deniz hamamı
Geçenlerde, sararmış kağıt kokusuna...
ÖNCEL ÖZİÇER
Ben de Nefertiti'yim!
Hiçbir üyesinin...
REFİK DURBAŞ
Salihli'de şiirin ikindi vakti
Salihli'de 'Çakallar'...
GÜNTAY ŞİMŞEK
Havacılık valilerden kurtarılmalı
Türkiye'de yurtiçi ve...
ASLI AYDINTAŞBAŞ
Orıana Nerede?
Bir zamanlar dünyanın en ünlü kadın...
STELYO BERBERAKİS
Terör Ve Kültür
Selanik'teki belgesel film festivalinde...
FİKRET AYDEMİR
Doğu'nun Sineması
Bir anlamda festivaller başkenti de...
YASEMİN TAŞKIN
Yaşama Sanatı
Eğlence ve oyun arayışı içindeki...
Kebap makarnayı unutturdu
Yedi yıl önce kebap yapmaya merak saran İtalyan aşçı Piero Ciantra, artık...
Doğu'da sadece kebap yok
Türkiye'nin yeme-içme merkezi İstanbul'da Çin'den Fransız mutfağına,...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Günaydın | Bizimcity | Kapak Güzeli | Astroloji | ON Magazin | Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Teknoloji | Otomobil | Sinema | Hobi | Çizerler
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.