kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Sinema
    Çizerler
    Teknoloji
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Yavuz Semerci @ SABAH
 

Bakkalı, kasabı kandırıyorlar...

Hatırlayanlar bilir, eskiden hemen her sokakta bir terzi vardı. Sonra konfeksiyon atölyeleri ortaya çıktı. Terzilerin pek çoğu elendi, fark yaratanlar ayakta kaldı. Geçmişte kimse terzileri korumak amacıyla kanun hazırlamadı. Örneği, Alışveriş Merkezleri ve Parekendeciler Derneği Başkanı Demir Sabancı verdi.
Kaç zamandır süpermarket ve hipermarket sahipleri, yöneticileri olarak, dilleri döndüğünce, 7 kez değiştirilen "Büyük Mağazalar Kanun Tasarısı"nın ekonomik gerçeklerle bağdaşmadığını anlatmaya çalışıyor.
Sabancı, "Tılsımlı kelime rekabet. Hiçbir regülasyon rekabeti engellememeli" derken haksız mı? Gelişmiş ülkelerin parakende pazarı genelde kurumsal organize şirketlerin kontrolünde. Örneğin Amerika'da Wal-Mart'ın günlük cirosu 1 milyar dolar. Tüketici, ölçek ekonomisinin nimetlerinden yararlanan bu tip şirketler sayesinde daha ucuza mal satın alabiliyor. Ayrıca her şey kayıt altında olduğundan vergi kaçağı en az seviyeye iniyor.
Türkiye'de 50 milyar dolar tahmin edilen perakende pazarının yüzde 70'i yerel market, bakkal, büfe, sabit pazar ve seyyar tezgahlar tarafından yapılıyor. Şehir dışına çıkarılmak istenen marketlerin pazar payı ise yüzde 30, yani 15 milyar dolar civarında.
Devlet bu tip marketlerin yaptığı cironun yaklaşık yüzde 30'unu (dolaylı ve doğrudan olmak üzere) vergi olarak alıyor.
Geleneksel yapı verimsiz. Ayakta kalıyorlar çünkü vergi üretemiyor, kayıtdışı çalışıyorlar. Bu tespit, elbette bir genelleme. Müşteri hizmeti, kaliteli servis ile kendisine yer edinen nice bakkal, kasap olduğunu da söylemeliyiz.
Mc Kinsey'in yaptığı araştırmaya göre, geleneksel/organize perakendeciler arasında aynı ürünün satış fiyatı arasındaki yüzde 20-30 fark var. Yine araştırmaya göre yıllık 8 ile 10 milyar dolar arasında vergi kaybı, geleneksel pazarın, geleneksel kayıtdışı çalışma yönteminden oluşuyor. Ve yaklaşık 2.5 milyon kişiyi kayıtdışı istihdam ediyorlar.
Bir siyasetcinin bu tabloyu savunması mümkün mü?
Mevcut yasa tasarısı 400 metrekarenin üzerinde olan marketlerin çalışmasını zorlaştırıyor. Şehir dışına atmaya çalışıyorlar. Fiyat indirimleri bile izne bağlanmak isteniyor. Adeta milyonlarca tüketiciye kayıtdışı ve verimsiz çalışanlara mahkum olun mesajı veriliyor.
AB'de 1 milyon kişiye 15 hipermarket ve 150 süpermarket, Türkiye'de ise 1 milyon kişiye 2 hipermarket ve 16 süpermarket düşüyor. Onlarda organize perakendenin pazar payı yüzde 50 ile 96, bizde ise yüzde 30 (Kaynak AC Nielsen)
Tablo bu kadar net. Buna rağmen Türk ekonomisinin en önemli dinamiğini oluşturan organize kurumsal şirketlere yönelik düşmanlık nereden kaynaklanıyor?
Kabul etmeliyiz. Ekonomik gelişim "bakkal amcanın" lehine değil. Artık tüketiciler, enflasyon düşüşüyle, yüzde 10-15'lik fiyat farklarına karşı daha duyarlı olduğu da hesaba katılmalı.
Kamu otoritesi ise organize pazarın birkaç firmanın eline geçmesini önlemeli. Yarın, Migros, Tansaş, Carrefour veya başkalarının hakim durumlarını kötüye kullanmalarını nasıl engelleyeceğiz? Bu eksende bir reforma ihtiyaç var.
Ticaret odaları, esnaf odaları ise, üyelerini kandırmak, hayali düşman yaratmak yerine, verimli ve ölçek ekonomisine uygun yapıları teşvik etmeli. Örneğin esnaf biraraya gelmeli alım, satım birlikleri kurabilmeli, semt pazarları hipermarketler gibi örgütlenmeli.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Mil devalüasyonu...   / 12-03-2004
 THY kazıkta ısrar ederse Shop&Miles çöpe gider...   / 11-03-2004
 Fazla gaz, yerin altına basılacak   / 10-03-2004
 AKP Milletvekili Özmen 22 bin aileye ışık yaktı   / 07-03-2004
 Koç, Romanya'da 'Nash Teorisi'ne uygun kazanıyor   / 06-03-2004
 Alan SPK, satan TMSF ikisi birden kazıklanmış!   / 04-03-2004
 Faiz dışı fazla iyi de borç ne durumda?   / 03-03-2004
 Burunlarından fitil fitil getirmek!   / 02-03-2004
 Sugözü'nün bedeli diğerleri gibi ağır   / 27-02-2004
 Gaza gelmeyecek kadar vaktimiz var   / 26-02-2004
YAVUZ SEMERCİ
Bakkalı, kasabı kandırıyorlar...
Hatırlayanlar bilir,...
ALİ SAYDAM
Doğru reklamı anlatan bir fıkra ve bir...
İLKER SARIER
Edirne'de ciğeri kim yiyecek?
Edirne'ye gidenler,...
Kavuşamadılar
Aylar önce İsviçre'ye iş için uğurladığı nişanlısını karşılamak üzere...
Arkadaşının ölümüne tanık oldu
İstanbul TEM Otoyolu, Sadabad Viyadüğü'nde önceki gece saat...
Sponsor buldu; hem para hem gözlük aldı
Sponsor buldu; hem para hem gözlük aldı
'Neredesin Firuze' filminde kırık camlı gözlükleriyle herkesi...
"Hülya'da Pınar Altuğ sendromu var"
Hülya Avşar, aynı dizide rol alacağı Metin Akpınar için; "Böyle yaşlı...
IMKB
E: 19,364 D:% -0.09
DOLAR
S: 1,321,500 D:% -0.19
EURO
S: 1,619,000 D:% -0.25
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Günaydın | Bizimcity | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Sinema | Çizerler | Teknoloji | On
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.