|
 |
 |
 |
'Bebeklerim için değer'
Üçüz bebek bekleyen Ayşe Erdem sağlıklı bir doğum için 75 günlük "yatış"ına başladı. Erdem bu süreyi tuvalete bile gitmeden, yalnızca yan yatarak geçirecek.
İstanbul'da, cemiyet haberlerini iyi takip edenlerin aşina olduğu bir isim Ayşe Erdem. Etiler Maya Residance'taki Uptown'da açtığı 'Antikacı' adındaki dükkanıyla tanınan genç ve güzel bir kadın. Ayşe Erdem, 2.5 ay sonra dünyaya getireceği üçüzleri için gün sayıyor. Ama diğer anne adaylarından tek bir farkla. O, hamileliğinin son 75 gününü, hastane odasında, sadece yan yatarak geçirecek.
ÜÇ YILLIK MÜCADELE
Ayşe Erdem dört yıl önce müteahhit Hasan Erdem ile evlenerek San soyadını ardında bırakmış. Çift hemen çocuk sahibi olmak istemiş ancak doğal yollarla bu istekleri gerçekleşmeyince geçtiğimiz yıl İzmir yakınlarındaki trafik kazasında eşiyle birlikte yaşamını yitiren Op. Dr. Murat Taşdemir'e başvurmuş. Yardımcı üreme teknikleri yardımıyla çocuk sahibi olabileceğini öğrenen Ayşe ve Hasan Erdem sonunda kararlarını vermişler ve 2001 yılında Memorial Hastanesi Tüp Bebek Merkezi'nde tedaviyi başlatmışlar. Ve çift birçok denemenin ardından 6.5 ay önce müjdeyi almış.
ANİDEN RAHATSIZLANDI
Ancak bu mutlu bekleyiş 13 Şubat'ta kesintiye uğradı. Genç kadın aniden rahatsızlandı ve düşük tehlikesi yüzünden acilen ameliyata alındı. Ayşe Erdem'in aniden ve öncesinde hiçbir belirti vermeden 5-6 santime kadar açılan, erken doğum veya düşük riski yaratabilecek rahmi, özel bir dikiş ile kapatıldı. Bu ameliyatla bebeklerin hayatını tehlikeye sokabilecek erken doğum riski ortadan kaldırılmış oldu. Doktorları, Ayşe Erdem'e doğuma kadar hastanede kalmasını ve yatağından hiç kalkmamasını şart koştu. 27 yaşındaki genç anne adayı, hamilelik döneminin son 2.5 ayını, yatağından tuvalet ihtiyacı için bile kalkmadan, sadece yan yatarak, hastane odasında geçinecek. Ama o, bu durumdan hiç de şikayetçi değil.
SORUNU HİSSETMİŞTİM
Erdem şimdi geçirdiği günleri düşündüğünde aklına gelenleri, önce büyük bir üzüntü, acı, ardından umut ve büyük bir mutluluk olarak tanımlıyor. "Bir sorun yaşayacağımı önceden hissetmiştim" diyor. Çünkü çocuklara olan aşırı sevgisi yüzünden annesine hep "Ya benim çocuğum olmazsa" diye sorarmış. Onun için doğal yollarla hamile kalamayınca hiç paniğe kapılmamış. Sonrasını bir solukta anlatıyor; "Bana tüp bebek yöntemini önerdiklerinde ilk önce çok üzüldüm. Zor bir durum. Ama sonradan, çocuk sevgim ağır bastı. Doç. Dr. Semra Kahraman, bize çok yardımcı oldu. Ona çok güvendim. Başardık. İlk denemede olmadı. İkinci denemede, mikro enjeksiyon yoluyla, 3 embriyo elde edildi. Ve şansıma üçü de tuttu. Belki biraz abarttık ama olsun varsın. Üçü de erkek ve az kalsın onları kaybediyordum. Doğacaklardı ama belki de yaşamayacaklardı. Onların kalp atışlarını duyuyorum. 6.5 ay boyunca her şey yolunda gitti. Birden rahatsızlandım. Rahmin bu denli açıldığını hiç ama hiç hissetmedim. Nabzım sürekli yükseliyordu son günlerde. Tüp bebek ekibinden Dr. Mehmet Genç'i aradım. Tesadüfen gel bir bakalım demese, erken doğum yapacaktım. Çünkü rahmim açılmış. Dr. Cihangir Yılanlıoğlu, acil ameliyata aldı ve şimdi iyiyiz. Ben değil yetmiş beş gün, 750 gün bile olsa yatarım. Dayandım, dayanacağım."
Didem ÜNSAL
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
