Mısır ve Japonya ilham kaynağı olmuş
Paris haute couture defilelerinde iki koleksiyon dikkatimi çekti. Bunlardan biri, John Galliano'nun Christian Dior için Mısır'dan ilham aldığı koleksiyon oldu. Dİğeri ise Jean Paul Gaultier'in, Son Samuray'dan etkilenerek oluşturduğu koleksiyonuydu..
(Dilek Hanif ) TARZI
Öncelikle, içtenlikle bayramınızı kutluyorum. Aylardır heyecanla beklediğim defilem bitti ama iş yoğunluğum bitmedi. Bu tatil gününde size işten bahsetmeyeceğim, aslında hemen bu yaz için hazırlanmış diğer haute couture koleksiyonlardan söz etmek istiyorum. Ama önce, hafta içi bembeyaz bir çiçek demeti eşliğinde aldığım, meslek hayatımın en anlamlı kutlama mesajını sizlerle paylaşmak istiyorum. Mesleğinde 30 yılını başarıyla tamamlamış, gerçek tasarımcılardan biri olan sevgili Cemil İpekçi'den aldığım iyi dilekler dolu mesaj, onun gibi işin ustası birinin ağzından, yaptığım işin kusursuzluğunu duymamın dışında, kendi meslek dalımda böyle sağduyulu bir sanatçıyı tanımak beni çok mutlu etti. Koleksiyonu Alem dergisindeki fotoğraflardan tek tek incelediğini, baştan sona renk uyumundan başlayıp, detaylara kadar tek bir kusur bulunamayacak kadar başarılı bir koleksiyon olduğunu ve gerçek bir tasarımcı olarak yolumun açık olduğunu mesleğindeki başarıları görmezlikten gelmeden dile getirebilen tasarımcı olan Cemil İpekçi'ye emeğe olan saygısından dolayı teşekkür ediyorum.
DIOR MISIR'DAN YOLA ÇIKMIŞ Evet, nerede kalmıştık? Bu sezon haute couture defilelerinden dikkatimi çeken iki koleksiyona geçiyorum. 2004 ilkbahar-yaz koleksiyonu için John Galliano, Christian Dior için Mısır'dan yola çıkmış. Geçen kasım ayında Mısır'a yaptığı bir ziyaretten sonra, tasarımcı bu ülkenin tarihini, formlarını, desenlerini, kültürünü araştırıyor. Ve koleksiyona uyguluyor; sonuç gerçekten muhteşem. John Galliano iki ay boyunca Paris'in bütün işleme atölyelerini çalıştırmış ve ayrıca Galliano'nun koleksiyonda temel olarak istediği kadın silüetini oluşturmak için Fransa'nın önemli modelistlerinden biri iki ay boyunca sadece gepyerler üzerinde çalışmış. Koleksiyonda Mısır tanrıçaları Hathor, Horus, Anubis, Toutankhamon maskeleri, 24 karat altınlarla işlenmiş elbiseler, tayyörler, inanılmaz bir makyaj ve saç çalışması var. Beyaz ve siyah elbiseler ise, mumyalardan esinlenerek tasarlanmış. Elbiselerin ön kısımlarına yerleştirilen, lotus çiçeğinden yola çıkarak tasarlanan organze, saten formlar ise podyumlarda görmeye alışık olmadığımız bir görüntü idi. Defile sonuna doğru ise Galliano, Christian Dior'un 1950'lerde tasarladığı tuvaletlere göndermeler yapmış. Çok iyi çalışılmış bir koleksiyon, her zamanki Dior zenginliğinde bir defile...
KÜÇÜK ODALARDA DEFİLE Haute couture haftasının ilgi çeken defilelerinden bir başkası da Jean Paul Gaultier oldu. "Son Samuray" filminden ilham alarak tasarladığı 2004 ilkbahar-yaz haute couture koleksiyonunun sunumu da ilginçti. Paris'te Afrika ve okyanus müzesinde gerçekleşen defile, çok sayıda küçük odacıkların olduğu bir salonda yapıldı. Her odada 7-8 davetli vardı ve mankenler, taşıdıkları kıyafetleri davetlilere anlatan bir görevli eşliğinde her odaya girip çıkarak koleksiyonu tanıttılar. Her manken bir kıyafet sergiledi. Gaultier koleksiyonunun en önemliği ise her parçanın kendine özgü bir karakteri olmasıydı. Koleksiyonun bütününde ise her bir parça hikayeyi tamamlıyordu. Egzotik, etnik bir koleksiyon hazırlamış Gaultier. Moda dünyasının, Paris Haute Couture Haftası'nda sergilenen koleksiyonlara ilişkin dikkat çeken unsurlar bunlardı. Kendi koleksiyonumun yansımaları da ilk etapta çok iyiydi. Umarım daha da önemli gelişmeler olacak ve bunları büyük bir mutlulukla bu sütundan sizlerle paylaşacağım. Huzurlu ve mutlu bir bayram tatili geçirmeniz dileğiyle... Sevgilerimle....
|