kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Ana Sayfa
  » Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Hürrem Türkiye’yi yurtdışında tanıtacak gösteridir
Hürrem Sultan’ı dünya tanıyacak
Hürrem Türkiye’yi yurtdışında tanıtacak gösteridir
Romantizm mum ışığında gözgöze gelmek değildir

Hürrem Türkiye’yi yurtdışında tanıtacak gösteridir

Bir yıldır ‘ha başladı, ha başlayacak’ diye gün saydığımız ‘Hürrem Sultan’ Perşembe gecesi perde açıyor. Dev gösterinin Genel Sanat Yönetmeni, ressam Ertuğrul Ateş içini döktü: Bu eskimeyecek ve bizi yurtdışında tanıtacak bir hikaye. Bu işlerin Türkiye’de de pekala yapılacağını Broadway görecek.

Gerginlik ve heyecan dorukta mı?
1.5 yıldır bu projeyle uğraşıyorum; o yüzden ilk günden beri gerginlik hiç azalmadı. Ama şimdi heyecan doruğa vurmuş durumda..

Ben şunu merak ediyorum; Türkiye'nin birkaç ünlü ressamından biri, New York'ta bile şöhret olmuş üstelik. Niye elinin boyasıyla böyle bir işe soyunur?
Güzel soru! İstersen önce bunun dansla olan ilişkisinden başlayayım. Dans bir beden dili, beden alfabesi. Ve bu alfabe, bir ressam olarak beni hep enterese etmiştir. Profesyonel ressamlık hayatımın başından bu yana, o beden dilini anlamaya çalıştım. Bu da zaten resimlerimde belli olur. Benim resimlerimdeki her figür bir şey söyler, bir başın, elin duruşu çok şey anlatır. Bu estetiği en fazla tartışan prensip de danstır. 16 sene New York'ta yaşadım, gitmediğim dans gösterisi kalmadı. 80'lerde, İstanbul'da Bolşoy balesini izlediğimde de bu merak somutlaşmıştı; oradaki mükemmel uyum, dansın şiirselliği beni son derece derinden etkilemişti.

RESİMDEN VAZGEÇMEM
Sizin deyiminizle 'cahil cesaretiyle' girdiniz bu işe...
Son derece geniş zamana yayılan görsel bir birikim oluşmuştu bende. Bu birikim sonucunda da; bir izleyici olarak 'bana en çok ne etkili gelirdi' sorusunu kendime sorduğumda cevabı sahnede aldım. Bu tabii ki tek başına altından kalkabileceğim bir durum değildi. Sultans of the Dance'ın çekirdek kadrosundaki yakın arkadaşım Yıldız Çankaya ile çıktım yola. Bizim folk danslarımızı, halk oyunlarımızın stilize edilip büyük şovlara dönüştürülmesi fikri bende öteden beri vardı.

'Resim alanında kendimi ispatladım, biraz da başka mecralara gireyim' merakıyla mı başladınız yani?
Hayır. Resim benim için ömrümün sonuna kadar sürecek, hiç bitmeyecek bir serüven. Yaratma eylemi tektir, isterseniz tuvalde yaratırsınız, isterseniz sahnede, isterseniz başka yerde. Aslolan düşüncedir; hayal edebilmektir. Bir de şu var: Bu tür gösterilerin dünya üzerindeki etkisi çok daha fazla ve çabuk oluyor. Bir River Dance çıktı ve İrlanda'yı kurtardı mesela.

Yani 'Türkiye'nin tanıtımını yapalım' ihtiyacı mı sizi dürttü?
Evet. Bu ülke için, bizim insanlarımız için, dansçılarımız için, hatta kostüm tasarımcılarımız için bir olanak yaratılmalıydı. Bu uluslararası çapta bir olanak olmalıydı, öyle kurgulanmalıydı. Siz düşünebilir miydiniz, Phantom of the Opera'nın ışık tasarımcısı gelecek ve Türkiye'de iş yapacak. Ama geldi... Türkiye şunu anlamak zorunda, ekonomik ve siyasi başarılar, hatta sporda kazandığımız başarılar mutlaka sanatla da desteklenmeli. Hürrem'in hayatına baktığınızda Leydi Macbeth'inkinden ne farkı var! Yani o kadar dramatik ögeler, o kadar muhteşem bir hikaye var ki bir film senaryosu dahi olabilir.

BUHİKAYE ESKİMEZ
Hürrem'in hikayesi tiyatroda, balede çok işlendi. Neden bu kadar kurcalanmış bir hikayeyi seçtiniz?
Sorunun içinde cevap da var aslında. Herkes neden seçti? Çünkü Hürrem çok güzel bir malzeme. İçinde inanılmaz güzel dramatik bir öykü var. Düşünebiliyor musunuz; Ukrayna'nın bir köyünde doğmuş büyümüşsünüz. Tatar eşkiyaları kaçırıyor sizi. Derken esir pazarlarından sonra bir Osmanlı paşasının sarayına geliyorsunuz. Orada Vezir İbrahim'le tanışıyorsunuz; sizi çok beğeniyor. Kimi tarihçilere göre aralarında aşk bile başlıyor. Daha sonra vezir, çocukluk arkadaşı Sultan Süleyman'a hediye ediyor sizi. Kendinizi Hürrem'in yerine koyun. Gencecik bir kızsınız; ana-babanızı, sevdiklerinizi, ülkenizi geride bırakmışsınız. Kendinizi dünyanın en kudretli imparatorluğunun hareminde bulmuşsunuz. Biz insan olarak yaklaştık bu hikayeye.

Bu hikayeyi tiyatroya, baloya uyarlayanlar nasıl yaklaşmıştı hikayeye?
Bir dizi vardı mesela bir-iki kez baktığım; saçma sapan. Onlar başka şeylerdi. Ben devlet tiyatroları ve balenin yaptığı işleri baz alıyorum. Bir işin sanatsal değerinin olabilmesi için bir sürü enstrümanın biraraya gelmesi gerek. Aşk olacak, tutku olacak, ihtiras olacak. Normal bir adamın ya da kadının
hayatı kimseyi ilgilendirmeyecektir. Arkasında bıraktığı ya da değiştirdiği herhangi bir durum yok.

Abdullah Oğuz'la Hürremfilmi yapacakmışsınız, neden olmadı? Valla Apo'ya sorun. Hürrem filmini yapmak istemesinin 7-8 yıllık bir geçmişi var. Ama bir türlü çekemedi. Bize kısmet oldu. Belki filmini de ben çekerim! Çünkü eskimeyecek bir hikaye. İmparatorluğun tepesinde, Tanrı muamelesi gören biri ama sonuçta insan. Bir yüreği, eksik tarafları, tutkuları var. Derin bir aşkın kulu kölesi olabilirsiniz, bu da siz istemeseniz dahi size istemediğiniz şeyler yaptırtabilir, yaptırıyor da...

BİZECESARET VERDİLER
Bütün bu tutkuyu, ihtirası, insani duyguları müzikle nasıl anlattınız?
Biz de bu soruyu kendimize sorduk en başta. İlk soru buydu zaten; nasıl yaparsak anlatabiliriz hikayeyi... Osmanlı saraylarında bostancıbaşı vardır. Onların görevi hem bostanla ilglenmektir hem de cellatlıktır. Fakat konuşmasınlar diye küçük yaşta dilleri kesilir. Biz niçin bostancıbaşının dilinden anlatmayalım hikayeyi diye düşündük. Bu buluş 'cuk' oturdu oyuna. Bostancıbaşının dili olmadığı için de bir dış ses yaptık. Bu ses bostancıbaşıyla birlikte sahneye giriyor.

Sonuç olarak bu yöntem sizi tatmin etti mi?
Evet, çok enteresan oldu. Bizim başrolümüz o. Hikayeyi bostancıbaşının gözünden anlatıyoruz.

Kareografi nasıl yapıldı? Bale, akrobasi, folk danslar var. Hangi duyguyu hangi dansla anlatıyorsunuz?
Dansçılarımız son derece ağır bir eğitimden geçti. İstisnasız hepsi, klasik ve modern bale eğitimi aldı, akrobasi öğrendi, jimnastik ve taichi çalıştı. Birçok dans prensibinden makro bir dans anlayışı geliştirdik. Sahneler senaryoya göre düzen aldı. Örneğin düğün sahnesi... Sarayda geçen bir düğünde herhalde modern bir şey sergileyecek haliniz yok, halk danslarını stilize ettik.

Sultans of the Dance'tan ne kadar etkilendiniz?
Sultans of the Dance'tan sonra 60 kişiyi buraya dizdiğiniz her dans size onu hatırlatır. Çünkü onlar bunu ilk kez yaptı. Bizim onlardan etkilendiğimiz hiçbir şey yok. Ama Sultans of the Dance bana göre Türkiye'de muhteşem bir ilkti, böyle işlerin Türkiye'de de yapılacağını kanıtladı. Onu gerçekleştiren insanlara, para yatıranlara teşekkür etmek lazım. Ama çıtayı çok daha yükseklere koyamadılar.

Çıtayı yükseltmek derken...
Dünya çapında bir şov haline dönüşebilirdi.

Ama size cesaret verdi bu proje...
Gayet tabii. Sultans of the Dance olmasa böyle bir iş yapar mıydık diye soruyorum kendime.

***



Cihanı fetheden, Osmanlı İmparatorluğu'nun en kudretli padişahı Kanuni Sultan Süleyman ve büyük bir aşkla bağlandığı Hürrem Sultan'ın yaşadığı; tarihin en görkemli, en ihtiraslı aşk hikayesi bugüne kadar çok kurcalandı. Tiyatro, bale hatta TV dizisi oldu. Hiç eskimeyen, belki de işlene işlene bir türlü paslanmayan bu hikaye, bu kez son yılların en büyük sahne prodüksiyonu olarak hayata geçiriliyor. Böyle dev ve ihtişamlı projelere aç bir millet olarak 'ha başladı, ha başlayacak' diye bir yıl boyunca gün saydığımız gösteride geri sayım başladı. Perşembe akşamı Mydonose Showland'de perde açacak 'Hürrem Sultan' bugüne kadar yapılan tüm Hürrem gösterilerini gölgede bırakacak. Nereden mi biliyorum? Şanslı bir gazeteciyim. Projenin Genel Sanat Yönetmeni Ertuğrul Ateş'le çarşamba akşamı, son hazırlıklar sırasında röportaj yaparken izledim gösteriyi. Biz röportajı bitirdikten bir-iki saat sonra yapılacak 'reklam gösterimi' için ısrarla kalmamı isteyen Ertuğrul Ateş'e teşekkür borçluyum. Onu dinlemesem bana aktarmak istediği duyguyu bu kadar iyi anlayamazdım belki de. Gösteriyi izlerken zaman siliniyor. Cenk Eroğlu imzalı müzikler ruhunuza işliyor; tüyleriniz diken diken oluyor. İki yıl boyunca akla gelebilen her dansı öğrenen 65 dansçı baş döndürüyor. Benim diyen dansöze taş çıkartan harem ağası ise kesinlikle şöhret olmaya aday. Ve bostancıbaşı... Gösterinin kahramanı ne Kanuni, ne de Hürrem. Bu büyük aşkı tüm yüreğiyle anlatan sağır ve dilsiz cellat aslında. Arka fonda derin bir ses hikayeyi anlatırken o işaret diliyle konuşuyor, dans ediyor. Ertuğrul Ateş, gösteriyi beklememi isterken "Bakalım süprizi görecek misin" dedi. Pürdikkat kesildim izlerken ve buldum! Hikayeyi anlatan ses ona aitti. New York'ta bile kendini sanat dünyasına kabul ettirmeyi başaran ressam Ateş, yorgunluğunun arasında seslendirmeyi de yapmış. Kostüm tasarımlarını da aradan çıkarmış! 1 yıldır günde 3-4 saat uyuduğunu anlatıyor yorgunluktan bitmiş sesiyle. Ama değmiş...

ŞİRİN SEVER

DİĞER GÜNAYDIN HABERLERİ
 Dansçılar Kıymete Bindi
 Tunceli’de 2. garson krizi
 Saçın başın dağınık senden jön olmaz ki!
 Amerika yolcuları için son 24 gün
 Pazar gecelerinize neşe getirecekler
 Malta’da Truva savaşları
 Gözlüklerde 70’lerin esintisi
 Türkiye’nin yıldızları bir arada
 Turfanda Enginar İl Piccolo’da
 Uyuyan Güzel Trakya’ya geldi
 Hayranları Nilüfer’in evine konuk olacak
 Fay hattı güldürüyor
 Tüm şarkılarıyla: Sertab
 Ata bu akşam yine formunda
 Yılbaşı hediyesiyle yardım edebilirsiniz
 Evliliğinizin yatak falı
 Sevgi Sözcükleri
 Deride en son trendler Deri Günleri Fuarı’nda
GÜLSE BİRSEL
Halit Kıvanç’ın kültürel mirası bende!
Halit Kıvanç'a...
AYŞE TÜTER
Cevizli pekmez tatlısı
Cevizlerin bir kısmını süslemek...
‘Öldüren kader kurbanı oluyor, ya biz?’
Adana’da aşkına karşılık vermediği için sabıkalı Necmettin But...
Sen karışma moruk!!
"Şunları biraraya toplayayım. Bir güzel muhabbet edelim" diye...
Tek tanık o
Sevgilisinin uğradığı silahlı saldırıya tanık olan Saliha, şoka...
Çatal-bıçak daveti
Çatal-bıçak daveti
Sofra sanatı üzerine yoğunlaşan, dünyanın prestijli markası...
Vintage şıklığı...
Vintage şıklığı...
Roman'ın sahibi Turgut Toplusoy'un eşi Suzan Hanım Christofle'ın...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Günaydın | Astroloji | Magazin | Sağlık |
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.