|
 |
|
Saksonya'da "Unye Lisesi"
Almanya'da bir "lise" gorduk.
Ve lisede de "Turk bayraklari."
Ordu'nun "Unye ilcesinin fotograflari."
Okul muduru "merhaba" dedi.
Bir bayan ogretmen "siz var hosgeldi benim dersime" diye elimizi sikti.
Biyoloji ogretmeni de bizi "hosgeldiniz, hosgeldiniz... Turkiye, gunes, sicak, deniz, raki, balik... Ne guzel ulke" sozleriyle karsiladi.
Gozumuz, mudurun odasindaki "duvar saatine" takildi.
"Dovme bakir" bir saatti.
Mudur dedi ki
- Turk isi... Unye isi.
Gercekten de saatin uzerinde "Unye" yaziliydi.
GERCEK KARDESLIK
Saksonya'nin Seifhennersdorf sehrine gittik.
Lise iste bu kentte.
1926'da yapilmis bir bina.
500 ogrencisi, 38 ogretmeni var.
Unye ile "kardes lise."
- Neden Unye?
Okul muduru anlatti
- Senol Yegin bu bolgede yatirim yapan bir Turk isadami... Memleketi Unye... Bizim lise ile Unye lisesini kardes yapti... Once bu sembolik bir kardeslikti... Simdi gercekten kardes olduk.
Mudur Herbert Dyk "okul gazetesini gormelisiniz" dedi.
Okul gazetesi "Unye haberleriyle... Unye resimleriyle" dolu.
OKUL GAZETESI
Elimize okul gazetesinin bir sayfasini aldik.
Mudurle birlikte resim cektirdik.
Mudur, konuskan bir Alman
- Bu yaz yine ogrencilerim gittiler... Unye'yi anlata anlata bitiremiyorlar... Orada oyle cok yakinlik gormusler ki... Bu yil ogrencilerim daha disiplinli, daha caliskan... Turkiye'ye gitmek onlarin basari grafigini yukseltiyor.
HAMSI ZAMANI
Mudur Herbert Dyk, bir ara kulagimiza egildi
- Kar suyu denize dustu mu?
- Neden sordunuz?
- Var kar suyu dusmek denize... Iste o zaman geldi demek hamsi mevsimi.
- Kar suyu denize dusmese de hamsi var bay Dyk.
- Yok... Sizin soylediginiz Marmara hamsisi... Ama en guzel hamsi, Karadeniz hamsisi.
Temel, Fadime'ye dedi ki...
Saksonya'daki "Unye Lisesi"nin bir sinifina girdik.
Mudur bizi "Turk gazetecisi" diye tanitinca...
Bir kiz ogrenci ayaga firladi
- En buyk Turkye, bask buyk yok.
Bir erkek ogrenci ayaga kalkti
- Anita demek istedi en buyuk Turkiye, yok baska buyuk... Biz Turkiye'de ogrendi bu slogan.
"Turkiye'yi nasil buldunuz" diye sorduk.
Bazi ogrenciler baslarini one egdiler.
Onlar "Turkiye kafimlesinde olmayanlar."
Hayli uzgunler.
Kafilede olup, Turkiye'yi gezenler ise parmaklarini kaldirdilar.
Hepsi de "ben anlatsin... Var ben anlatmak" diyor.
Bir kiz ogrenciye seslendik
- Sen anlat.
- Turkiye kardes... Unye kardes... Karadeniz pide kardes... Ben ogrendi cok laz fikrasi... Anlatmak size simdi fikra... Temel dedi bir gun Fadime'ye......
"Dyktator" mudur
Okul mudurunun odasinin duvarinda bir "karikatur" gorduk.
Mudurun soyadi "DYK."
Soyadinin yanina "TATOR" eklenmis. Ve mudur Herbert Dyk, "dyktator" oluvermis.
Okunusu "diktator."
- Bay Herbert Dyk... Bu karikaturu kim yapti?
Basladi gulmeye
- Ogrencilerim, Karadeniz'e gitti, Unye'yi gordu, hepsinin zekasi acildi... Turkiye donusu bu karikaturu yaptilar.
- Kizmadiniz mi?
- Espri cok guzel... Icinde zeka unsuru yuksek... Yaratici bir dusunce... Ben diktator bir mudur degilim... Ama, ogrencilerimin bu yaraticiligina kizmadim.
- Karikaturu, odanizin duvarina da asmissiniz.
- Astim... Zira yaratici zekaya saygi duydum.
****
Biz de bu mudure saygi duyduk.
Istese, kendisine "diktator" diyen ogrencileri "bes dakikada okuldan atar."
O ise atmak bir yana...
"Aferin" diyor
- Zeka fiskiran bir espri.
Sonra da gulmeye basliyor
- Var gitmek Karadeniz... Hepsi oldu birer laz... Aksam oldu mu saat bes... Fiskiriyor parlak zeka.
Amasya parfumu
Okulun koridorlarinda "resimler" vardi. Hangi kata ciksak, duvarlarda "meyve" resimleri.
Ogrenciler yapmis.
"Kara kalem... Sulu boya... Yagli boya..."
"Neden hep meyve resmi" diye sorduk.
Mudur anlatti
- Bunlar Turk meyveleri... Tokat armudu... Amasya elmasi... Ogrencilerim Turkiye'de yedikleri meyvelerin resimlerini yapiyorlar... Biz de hepsini duvarda sergiliyoruz.
"Turkiye'nin havasi, okulun koridorlarinda yasiyor" dedik.
Bir erkek ogrenci "hayir" diye itiraz etti
- Yasamiyor... Yasasaydi, bu meyvelerde koku olurdu... Resme, Amasya elmasinin goruntusunu verdik ama kokusunu veremedik.
Sonra bir kiz ogrenci soze karisti
- Amasya elmasi kokuyor en guzel parfum... Chanell bes gibi.
"Unye... Super baskent"
Dr. Schwarz, biyoloji ogretmeni. Saksonya'nin Seifhennersdorf kentindeki "Unye Anadolu Lisesi'nin kardesi olan lisenin" en ayricalikli, en forslu hocasi o. Nedenine gelince
- Ben gitti Turkiye'ye yedi defa... Yok bu okulda bir baska ogretmen, gitmek Turkiye yedi defa.
- Nerelere gittiniz?
- Once Unye... Unye bizim icin baskent... Oludeniz... Fethiye... Finike... Super.
- Neler super?
- Balik super, insan super, iklim super... Var hersey super.
Dr. Schwarz "simdi yine Turkiye'de."
Hem de "70 ogrencisi ile birlikte."
"Antalya'da."
Onunla, Almanya'da gorustuk.
Ama "Antalya'da nerede kalacagini sormayi unuttuk."
"Kasim'in son haftasini Turkiye'de gecirmek icin" uc ay onceden hazirlik yapmislar. Dr. Schwarz, sohbet sirasinda sordu
- Bu yil Hakan nasil?.. Hasan nasil?
- Hangi Hakan?.. Hangi Hasan?
- Hakan Sukur... Hasan Sas... Galatasaray... Fatih var koc... Imparator... Nasil bu yil?
KARDES LISE
Unye Anadolu Lisesi'nin "kardesi" olan, Alman lisesi "tarihi bir binada." Okulu gezerken bir salonda "piyano" gorduk. Sonra bir baska katta "bir piyano daha" vardi. En alt kata indik "yine piyano." Ogrenciler, bos zamanlarinda piyano caliyorlar. "Herkese yetecek kadar" piyano var. Okulda "dikkatimizi ceken seylerden biri" bu oldu.
****
Yine buyuk bir salona girdik.
Mudur dedi ki "sinav salonu."
- Sinavlar, siniflarda olmuyor mu?
- Oluyor tabii... Ama lise bitirme sinavi bu salonda yapiliyor.
- Yani lise bitirme sinavi mi var?
Bu sorumuz uzerine mudur sasirdi
- Elbette... Lise bitirme sinavina girmeyen nasil mezun olabilir ki?.. Sizde yok mu?
"Eskiden vardi" diye gecistirdik.
Mudur, kolumuzu tuttu
- Nasil kaldirirsiniz?
Dikkatimizi ceken bir baska husus da mudurun "bu tepkisi... Kolumuzu sertce tutmasi" oldu.
****
Ve dikkatimizi ceken son olay... Bizden "bir sinifta ders vermemiz" istendi. "Derste ne anlatacagiz" diye sorduk. Ogrenciler dediler ki
- Bize Unye'yi anlat.
Hepsinin elinde birer "Unye kaseti." Hepsi Unye'nin "tarihini... Cografyasini... Caddesini, sokagini, denizini ezbere biliyor."
Yine de bizden "Unye'yi anlatmamizi" istiyorlar. "Siz zaten Unyeli olmussunuz" dedik. Ve "ders vermeden" okuldan ayrildik.
"Imam var bayilmak, ben de kilo almak"
Bayan Andrea Thomas "edebiyat ve tarih ogretmeni." Bu yaz Turkiye'ye gelen ogrencilere "kafile baskanligi" yapmis
- Kardes sehir Unye'ye gittik... Kardes lisemizi gorduk... Istanbul, Samsun, Unye, Tokat, Amasya... Heryeri dolastik.
****
- Ogrencilerim, Turk ailelerin evlerinde kaldilar... Ve sonunda Almanya'ya donmek istemediler... Ailelerini hic ozlemediler... Ordu ile Unye arasinda doga cok iyi korunmus... Asik olduk.
****
- Ben var kilo almak... Patlican yemek... Imam var bayilmak... Neydi o yemek ismi?.. Imam bayildi... Sonra var taze balik... Sisti ben, aldi kilo.
****
Bayan Andrea Thomas Tokat'i, Amasya'yi oyle bir anlatti ki...
Sanirsiniz "Turkiye'de tur rehberi."
"Tokat'ta tarihi yasadik... Amasya tertemiz... Kral mezarlari... Eski evler restore ediliyor... Turk muzigi cok guzel... Hepimiz kaset getirdik.
****
- Ya alisveris bayan Thomas?
- Kocam elektrik muhendisi... Serbest calisiyor... Turkiye ucuz... Giyecek cok... Ic camasiri sanki bedava... Tip okuyan kizima camasir aldim... Elbiseler aldim... Tabii kendime de... Donunce kocam sordu Andrea, paralari ne yaptin?
- Ne yanit verdiniz?
- Var ben Turkiye'de cok guzel bir soz ogrenmek... Ben soyledim kocaya Paralari yaptim deve.
****
Bayan Andrea Thomas "sehrimizde ne kadar kalacaksiniz" diye sordu.
- Kalamayacagiz... Bugun ayrilacagiz.
- Oh!.. Bu cok kotu.
- Neden?
- Var yarin bizim lisede Turk gunu... Turk muzik... Karadeniz folklor.
- Bayan Thomas.... Kemenceniz de var mi?
- Var ama biz calamiyor Karadeniz insani gibi... Siz biliyorsunuz mu Kemence... Lutfen bize ogretmek... Haydi.
- Kusura bakmayin ama kemence calmayi biz de bilmiyoruz.
- Ama neden?.. Siz bir Turk... Siz ogrenmeli kemence calmak... Oynamak... Karadeniz'de insan var cok hizli oynamak... Sanki firtina... Ben istiyor her yaz gitmek... Koca verecek para, ben yapacak paralari Unye'de deve.
Haberleri gazete sayfasi goruntusunde okumak icin
SABAH e-Medya"ya
tiklayin
|
|
|
|
