kapat
27.11.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



SOLİ ÖZEL


Yüzleşme

Üst üste gelen terörist saldırılar Türkiye'yi olduğu kadar dünyayı da sarstı aslında. Türkiye gibi bir ülkede bu olayların gerçekleşmesi kadar, intihar saldırılarını düzenleyenlerin Türk oluşu da dikkat çekti. Dolayısıyla böylesi hunharca eylemleri gerçekleştirenlerin kimlikleri de merak konusuydu. Beklenen, bu işi gerçekleştirenlerin hikayelerinin Türk medyasından dünyaya aktarılmasıydı. Sonuçta Washington Post gazetesinin muhabirinin Bingöl'den geçtiği haberi Türk gazeteleri kullanmak durumunda kaldılar.

Türkiye'de gerçekleşmiş bir olaydaki en önemli hikayelerden birisini Amerikan gazetesinden aktararak Türk toplumuna nakletme ayıbı da böylece yaşandı. Bu herhalde Türk medyasının yapacağını ilan ettiği özeleştirinin konularından birini oluşturacaktır. Yabancı gazetecileri özellikle şaşırtan bir nokta da konuştukları vatandaşların pek çoğunda olaylara yönelik olarak gözlemledikleri vurdumduymazlıktı. Bunun yanısıra çeşitli komplo teorilerinin kabul gördüğüne dair bir izlenim de sokakta dolaşan yerli, yabancı basın mensubuna hakimdi.

Geçmişinde de şiddet var
Komplo teorileriyle uğraşmak aslında gayet zevkli ve kolay bir iş. Yalnızca biraz muhayyileye biraz da malümata ihtiyacınız var. Üstelik komplo teorilerine daldığınız ve herşeyi provokatörlere yıktığınız zaman kendi sorumluluğunuzdan da kurtulmuş oluyorsunuz. Kendinizle, geçmişinizle yüzleşmek gereği, bu geçmişin son yaşananlar üzerinde nasıl bir izdüşümü olduğu sorularını sormanız dahi gerekmiyor.

Halbuki Türkiye kendi kaderinin çaresiz bir nesnesi de değil. Türkiye'nin geçmişinde hem devletten hem de toplumdaki çeşitli cemaatlerden, gruplardan kaynaklanan ciddi şiddet olayları var. Bunların hepsinde bizim şiddetimiz/teröristimiz iyidir, diğerininki kötüdür rahatlığı tercih edildi.

Son olaylarla yeniden gündeme gelen Hizbullah, PKK'ya karşı devlet tarafından desteklendiği gibi İslami cemaatlerin liderlerini ya da önde gelen şahsiyetlerini öldürene kadar İslamcı hareketlerce de görmezlikten gelindi. Dolayısıyla Pazar günkü yazısında Ahmet Hakan'ı dehşete sürükleyen türden, genel bir kavram olarak insanlıkla alakasını kesmiş insanlar gökten zembille inmedi. Çifte standartların, kendi şiddetimizi bir şekilde mazur göstermenin, töre adına kurban edilen kızların öldürülmelerine devletin ses çıkarmamasının bizi getirdiği yerdeyiz bir bakıma.

ABD'nin 11 Eylül tavrı
Bunun ötesinde bu yaşanan terör olaylarında, cinayetlerin bu kadar kolay işlenebilmesinde uluslararası sistemden kaynaklanan nedenler de tabii ki var. ABD'nin 11 Eylül saldırısına karşı yangına körükle giden tavrı El Kaide gibi bir örgütün ya da benzerlerinin Müslüman ülkelerdeki tabanını hiç kuşkusuz genişletti. Ancak bu tabanı yalnızca bu şekilde yönlendirmeyi tercih eden bir liderlik olduğunu, yapılanların onların siyasi tercihini yansıttığını da göz ardı etmemek gerekir.

Türkiye'de İslamcı çevrelerin de yerleşik düzenin de 11 Eylül'ü doğru tanımlamak istemedikleri söylenebilir. Ya da en azından bu eylemin anlamı tam kavranamadı. 11 Eylül'den beri dünya ölçeğinde, ulusötesi nitelik taşıyan Gündüz Aktan'ın tanımlamasıyla İslam adına terörizm olgusuyla karşı karşıyayız ve bu gerçek semantik oyunlarla geçiştirilecek bir konu değil. Bu nedenle tüm dünyanın iktidar deneyimini merakla izlediği AKP hükümeti bir ateş hattındadır. Başbakanın son beyanlarından sonra hem iç hem de dış kamuoyunun neler yapacağına odaklandığı AKP'nin bu sınavı geçmesi Türk demokrasisi açısından elzemdir.


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır