kapat
20.11.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMÄ°


TÃœRKÄ°YE
DÃœNYA
POLÄ°TÄ°KA
SPOR
MEDYA
SERÄ° Ä°LANLAR
METEO
TRAFÄ°K
ÅžANS&OYUN
ACÄ°L TEL



HINCAL ULUÇ


Hesap zamanı

Ne oldu da, 2-0'ı bulduktan sonra Letonya'ya elendik? Aklın hayalin almayacağı bir şey. Avrupa Şampiyonası'nın averaj takımı olacak bir takıma eleniyorsunuz. Hem de turu geçecek skoru yakalamışken. Şimdi neler oldu? Maça şöyle özetle bir bakalım.

Evvela doğrular ve güzellikler

Şenol Güneş'in sahaya çıkardığı takım doğruydu. Yaptığı değişiklikler zamanında ve doğruydu. İki tane muhteşem gol attık. İlk golümüze kadar genelde akıllı da oynadık. Kanatlardan yardımlaşmalı çifte akınlar, solda İbrahim-Tümer, sağda İlhan-Nihat.. Bu 20 dakikanın görüntüsü turu rahat geçeceğimizin göstergesiydi. Arka arkaya pozisyonlara giriyorduk, ama o kadar rahat oynuyorduk ki, kaçan pozisyonlara da üzülmüyorduk.

* Sonra ne oldu?

1-0'dan sonra yanlışlar başladı. O ikili kanat akınları bıçak gibi kesildi. Yardımlaşma bitti. Kanatlar bitti. Daha kötüsü, ortadan hücum da bitti. Neden? Galatasaray'ın başını yakan o akılalmaz hazırlık pasları Milli Takım'ın da hastalığı oldu. Zaten kapalı oynayan Letonya'ya karşı orta sahayı ortadan ya da kanatlardan hızlı geçmemiz gerekirken yana, geriye paslarla zaman zaman 10. pasta dahi santrayı geçemeyerek Letonya'nın kendi sahasına gömülmesine ve bütün futbolcularımızı kontrole almasına imkan tanıdık. Bu arada ileriye yaptığımız topları da baskı altındaki elemanlarımız ya alamadılar ya da kullanamadılar. Kendi geciktirdiğimiz oyun yüzünden futbolu kendi sahamıza sıkıştırdık. Bunalmaya, hatta paniklemeye başladık.

İlk 20 dakikada Letonya'yı nasıl çözdüğümüzü görmüşken bu oyundan vazgeçip rakibin ekmeğine yağ süren oyunu kendi sahamızda geciktirme taktiğimiz çok kıymetli dakikaları ziyan etmemize sebep oldu. 2-0, hatta 3-0 galip bitirebileceğimiz devreyi güç bela 1-0 kapayabildik.

* Yine de ikinci golü bulduk..

İkinci yarıda gene aynı kötü futbolu sürdürürken Gökdeniz'in girişiyle beklenmedik anda turu geçecek skoru yakaladık. Maçın başından beri oyunu ısrarla geciktiren Tugay'ın yerine sık sık geriye gelip top çıkarmayı yüklenen Emre ve İlhan'dan bu defa ikincisi bekletmeden ileriye, sağaçıkta kendini unutturan Gökdeniz'e oynadı. Gökdeniz indi, geriye çok güzel çıkardı ve Hakan birisi kaleci, üzerindeki iki kişiye rağmen olağanüstü bir vuruş yaptı. Ki o Hakan, o dakikaya kadar sahada yoktu. Neredeyse takımı 10 kişi oynatıyordu.

Ne var ki; tur sevincimiz iki dakika sürdü ve tarihin en aptalca gollerinden birini yedik. Sağdan yerden gelen frikik ortasını kalecimiz dahil bütün savunma seyretti. Böyle gol yenmez. Hakikaten yenmez.

Gene de moralimiz bozulmadı. Attığı golle kendine gelen Hakan, gene çok güzel hareketlerle dönüp harika bir şut daha attı. Bu top direkten döndü. Üzüldük ama paniklemedik. Ama arkadan ilkinden de daha aptalca bir ikinci gol Letonya kalecisinin degajıyla geldi. Önce Deniz, sonra Bülent, sonra Ömer beraberlik golünü ve turu Letonyalılar'a hediye etti. Olacak şey değil! Ama oluyor.

* Åžimdi ne olacak?

1996 Avrupa Şampiyonası'nda finallerdeyiz. 2000 Avrupa Şampiyonası'nda finallerdeyiz. 2002 Dünya Kupası'nda finallerdeyiz. Ve tarihinin en güzel kuşağını yakalamış Türkiye, 2004 Avrupa Şampiyonası'nda yok. Şansını iki kere kullanamayarak yok. Önce grup şampiyonluğunu büyük yanlışlarla kaçırıyoruz. Ondan sonra play-off'un en şanslı kurasını çekiyoruz. Talih kuşu avucumuza konuyor. İşi Letonya'da bitiremiyoruz. Kendi sahamızda hala büyük şansımız var. Onu da kullanamıyoruz. Bu kadar başarısızlığın sebeplerini iyi analiz etmek ve artık gerçekçi kararlar vermek gerek. Favorilerinden olduğumuz bir şampiyonanın finallerine katılamamanın muhasebesini yapma ve hesabını verme zamanı geldi.


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır