|
 |
|
ALÄ° KIRCA
26 Şubat'tan 15 Kasım'a..
Dünyada,özellikle Ortadoğu'da terör yarım asırdır vardı.. Lakin, geçen cumartesi günü İstanbul'da patlayan bombaların miladı, 26 Şubat 1993'e dayanıyordu..
O gün New York'ta meydana gelen olayla "Ortadoğu'nun terör tarihi"nde yeni bir sayfa açılıyordu..
Tıpkı 1970'lerin başında Filistin direniş örgütlerinin ve Leyla Halid'lerin açtığı "terör çığırı" gibi..
****
1970'lere damgasını vuran terör olaylarıyla; başlangıcı 26 Şubat 1993'e dayanan eylemlerin çok önemli bir farklılığı vardı
Filistinliler'in 1970'lerde ses getiren eylemlerinin temel amacı "seslerini duyurmak"tı sadece..
Filistin davasını dünyanın gündemine taşımaktı..
O nedenle de eylemi gerçekleştiren örgütün adı derhal dünyaya ilan ediliyor; yetmiyor, Leyla Halid gibi isimler direniş simgesi olarak öne çıkarılıyordu..
Habbash gibi, Hawatme gibi örgüt liderleri apaçık ortaya çıkıyor; eylemlerini sahipleniyor, gerilla kamplarının kapılarını dünya basınına açıyorlardı..
26 Åžubat 1993'te her ÅŸey deÄŸiÅŸti..
****
26 Şubat 1993'te New York şehri muazzam bir patlamayla sarsıldı..
Amerikalılar'ın gururu "İkiz Kuleler"den, Dünya Ticaret Merkezi'nden dumanlar yükseliyordu..
İkiz Kuleler'in altındaki garaj bölümünde bomba yüklü bir kamyon infilak etmiş; binanın zemininden aşağıya doğru altı kat boyunca dev bir "krater" açılmıştı..
Aylar sonra yapılan araştırmalar, İkiz Kuleler'in daha "o gün" yıkılmamasının büyük bir "şans" hatta "mucize" olduğunu ortaya koyacaktı..
Eylemcilerin amacı da oydu zaten
İkiz Kuleler'i içindeki yüzbin kişiyle birlikte yerle bir etmek.. Ve bir anda yüz bin kişiyi öldürmek..
Olay; altı ölü, bini aşkın yaralı ve yarım milyar dolarlık hasarla çok "ucuz" atlatılmıştı..
Ancak..
"Bu kadarı"yla bile ABD'yi ve dünyayı sarsan saldırıdan sonra şaşırtıcı bir şey oldu
Böylesine büyük ve etkileyici bir eylemi kimse üstlenmedi..
Hiç kimse!..
Saldırının arkasında kimlerin olduğu nasıl mı ortaya çıkarıldı?
Belki hikaye "tanıdık" gelebilir
FBI'ın bomba uzmanı polisleri; İkiz Kuleler'in enkazı arasında tanınmayacak hale gelmiş bombalı kamyonetin parçalarına ulaştılar..
Patlayıcılar, her şeyi yok etmiş ancak kamyonetin motorundaki "şasi" numarasını silememişti..
Polis bu numaradan hareketle kamyonetin bir nakliye şirketinden kiralandığını tesbit etti.. Kamyoneti kiralayanlar, aracın kaybolduğuna dair bir gazete ilanı da vermişlerdi.. Böylece şirketin takibinden kurtulacaklardı.. Polis nakliye şirketinde "pusu" kurdu.. Aracın temiz kağıdını almaya gelen "Arap" genci kıskıvrak yakaladı..
Gerisi çorap söküğü gibiydi..
Yakalanan teröristin aracılığıyla New Jersey çevresinde üslenmiş "radikal İslamcı" grup ortaya çıkarıldı.
Dünya terör tarihinde, o güne kadar "teşebbüs" edilmiş bu en büyük eylemi kimin yaptığı, yakalananlar olmasa hiçbir zaman bilinemeyecekti..
Çünkü onlar bunu hiçbir zaman söylemeyecek, hiçbir zaman üslenmeyecekti..
Onların amacı, bir örgüte, bir ideolojiye, bir davaya dikkati çekmek filan değildi.
Bir örgütün, bir idelojinin, bir davanın propagandası da değildi amaçları..
1970'lerin eylemlerinden, bu yanlarıyla kalın çizgilerle ayrılıyorlardı..
Onların tek bir amacı vardı İntikam..
Sessiz bir intikam; ya da "kısasa kısas" bir cezalandırma..
Bunun için de tam "yüz bin kişi"yi bir anda öldürmek istemişlerdi..
Adları "El Kaide" değildi.. El Kaide'nin esamisi de okunmuyordu o günlerde..
Ve aradan sekiz yıl geçecekti.. Aynı hedefe karşı bir daha denediler.. Bu kez 11 Eylül 2001'de.. Yine kimse üstlenmedi o "korkunç" eylemi de..
Amaçları yine aynıydı.. "Yüzbin kişi"yi bir anda öldürmek.. Ve olayın bütün dehşetine rağmen, aslında "yine" başaramadılar..
26 Şubat'ta başlayan yeni terör dalgası, bu kez 15 Kasım'da İstanbul'u da vurdu..
Teröristlerle birlikte 26 kişinin öldüğü "acımasız" saldırı neden Türkiye'yi hedef aldı? Amaçlarına ulaşabildiler mi?
Bir sonraki yazıda...
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
