kapat
20.11.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMÄ°


TÃœRKÄ°YE
DÃœNYA
POLÄ°TÄ°KA
SPOR
MEDYA
SERÄ° Ä°LANLAR
METEO
TRAFÄ°K
ÅžANS&OYUN
ACÄ°L TEL



Cesur yürek Ahmet

Bombalı saldırıların ardından kendini toparlayıp, savaş alanına dönen sokakta gördüğü yaralılardan birini seçti...'Yaralı amca'yı yoldan çevirdiği taksiyle hastaneye yetiştirdi. Ahmet henüz 13 yaşındaydı ama koskoca bir yüreği vardı

Sinagogun olduğu sokakta o kadar çok cam kırığı vardı ki, kar gibi görünüyordu. Çok yaralı vardı ve yerde yatıyorlardı. İlk kez can çekişen insan gördüm." Bu sözler Şişli'deki Beth Israel Sinagogu'ndaki patlamanın ardından ilk anlara tanık olan 13 yaşındaki Ahmet Vural Ocaksönmez'e ait.

Ahmet'i, başından aşağı kanlar akan bir adamı tekerlekli sandalyede Şişli Etfal Hastanesi'nin acil servisine getirirken çekilmiş o fotoğraftan tanıdık. Herkes Ahmet'in acı içinde inleyen yaralının yakını olduğunu düşündü. Ancak o, kendi deyimiyle sadece insanlık görevini yapmaya çalışan küçük bir vatandaş.

Alpaslan İlköğretim Okulu 8. sınıf öğrencisi Ahmet, her cumartesi olduğu gibi o gün de Şişli'deki tekstilci dayısının işyerine paketleme yapmaya gidiyordu. İşyerine ulaşmak üzereyken büyük bir gürültüyle sarsılan küçük Ahmet, önce ne olduğunu anlayamadı. Kendi kendine doğalgaz patlaması olabileceğini düşündü ve hemen dumanların olduğu yöne doğru koşmaya başladı. Sinagogun sokağına girdiğinde gördükleri karşısında şaşkına uğradı. İlk kez acı çeken, inleyen insanlar görüyordu.

KÄ°MSE YARDIM ETMEDÄ°
"Etraf toz duman olmuştu ve yerde bir sürü yaralı insan kanlar içinde yatıyordu. Asfaltın üstü cam kırıklarıyla doluydu" diyen Ahmet, yaşadıklarını şöyle anlatıyor "Polisler henüz gelmemişti. Bir amcanın acıyla inlediğini gördüm ve hemen yanına gittim. Kendinde değildi. Önce bir taksi durdurdum. Şoför amca bana yardım etti ve araca bindirdik. Şişli Etfal Hastanesi'ne götürdü bizi. Ben acil servise girip tekerlekli sandalye aldım. Taksicinin yardımıyla sandalyeye oturttum. Sonra tek başıma kaldım. 'Yardım edin, ölüyor' diye bağırdım ama sadece önümdeki kalabalık açıldı. Kimse yardım etmedi. Yüzündeki kanlar pıhtılaşmaya başlamıştı. Bir gözü kapalı olmasına rağmen diğer gözünün rengi parlıyordu. O kadar güzeldi ki! Yemyeşil..."

Acil serviste iki hemşirenin yaralıya müdahale etmek yerine ona sürekli adını soyadını sorduğunu söyleyen Ahmet, "O an keşke doktor olsaydım diye düşündüm. Hızlı davranıp onu kurtarmak için uğraşırdım. Çünkü kendinde bile değildi ve hep inliyordu.

Yaralıyı hemşirelere bıraktıktan sonra hastaneden ayrıldım. Tüm bunları yaparken hiç korkmadım. Bu bir insanlık görevi. Annem ve babamdan zor durumda olanlara yardım etmem gerektiğini öğrendim" diyor.

UMARIM 'O' YAÅžIYORDUR
Ertesi gün kendi fotoğrafını gazetede görünce çok duygulandığını ve birine yardım etmenin kendisini çok mutlu ettiğini belirten Ahmet, şöyle konuşuyor "Gazeteyi önce bir arkadaşım görüp bana getirdi. Pazartesi günü okula gittiğimde ise herkesin haberi vardı. Arkadaşlarım ve öğretmenlerim beni tebrik edip 'çok yüreklisin' dediler. Onlar böyle söyleyince ben bile kendimle gurur duydum. Böyle bir şey yaşayacağım aklımın ucuna bile gelmezdi. Şimdi o amcanın yaşayıp yaşamadığını çok merak ediyorum. Umarım hayatını kurtarmayı başarmışımdır."

AHMET'İN ANNESİ EMEL OCAKSÖNMEZ

Olay yaşanmadan önce rüyasını görmüştüm
Anne Emel Hanım da oğlunun yaptıklarıyla gurur duyuyor. Patlamadan kendisini Ahmet'in haberdar ettiğini söyleyen Emel Hanım, 20 gün önce oğluyla ilgili gördüğü rüyadan bahsediyor "Rüyada kül yığınının önünde duruyordum. Külün üzerinde hala ateş vardı. Ben de üstüne yanan bir kibrit attım. Birden alev aldı ve patlama oldu. Oğlum da yanımdaydı ve üstü kan olmuştu. Ahmet dayısının işyerinden olayı bana anlatınca hemen aklıma gördüğüm rüya geldi. İhtiyacı olanlara yardım etmek bizim hayat felsefemiz. Ahmet'in babası da Çağlayan Elektrik İdaresi'nde çalışıyor. O da gazeteyi işyerindeki tüm arkadaşlarına göstermiş. Hepsi arayıp tebrik etti. Oğlumun yaptıklarıyla gurur duyuyorum. Elbette ki böyle bir facianın yaşanması hepimizi çok üzdü."

Onlar da yardım bekliyor
Patlamalar nedeniyle hasar gören binalardaki kiracılar da mülk sahipleri gibi yardım bekliyor. 15 Kasım saldırılarında yaralanarak Taksim İlkyardım Hastanesi'ne kaldırılan Mertcan'ın ailesi de yetkililerden yardım bekliyor. Eylemlerinin ardından A Takımı programında, Savaş Ay'ın "Teröristlere bir mesajın var mı?" sorusuna "Hiç acımıyorlar mı?" cevabını veren 9 yaşındaki Mertcan'ın babası Seyit Kula, "Hasarlı evlere yapılacak yardımın sadece mülk sahiplerini kapsadığını duymak bizim için ikinci bir yıkım oldu" dedi. Neve Şalom Sinagogu'nun hemen yanında bulunan evin 3. katında, 6 çocuğu ve bir torunuyla birlikte kiracı olarak oturduklarını anlatan Seyit Kula, eşyalarının da kullanılmaz hale geldiğini söyleyerek, saldırıdan kendileri gibi bir çok kiracının da kaybı olduğunu söyledi. Evlerine sadece dün polis gözetiminde girebildiklerini belirten Kula, ''Sanki bir dozer evin içinden geçmişti. Hiçbir eşya kullanılacak durumda değil, zaten bina mühürlenmiş. Ama orada hatıralarımız, fotoğraflarımız var. En azından izin versinler onları alalım'' diye konuştu.

TAMAMEN SIFIRDAYIZ
Oğlu Mertcan ve kızı Yasemin'in Kuledibi'nde bulunan Okçu Musa İlköğretim Okulu'na yakın olması nedeniyle bu eve taşındıklarını ifade eden Kula, "Sadece mülk sahiplerine yardım edeceğini duymak ikinci bir yıkım oldu. Bugüne kadar çok şeyin üstesinden geldik ama bunu atlatmamız mümkün değil. Tamamen sıfıra düştük. Çocuklar okula gidemiyorlar. Yetkililerden bizim gibi kiracılara da yardımcı olmasını bekliyoruz'' diye konuştu.

Pervin METÄ°N


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır