|
 |
|
ALTAN TANRIKULU
Eleriz de...
Letonya, tercihini eski bir Rus devleti olarak değil, yeni bir Baltık ülkesi olarak anılma şeklinde yapmış bir ülke. Temiz, düzenli, sempatik insanları var. Ama havası soğuk. En büyük özellikleri çok organize olmaları ve disiplinli gözükmeleri.
Futbolda da aynılar. Organize ve disiplinliler. Ama yaratıcı değiller. Tecrübeli hiç değiller. Bir başka Avrupa ülkesi bizi dünkü futbolumuzla yakalasa ve 10 kişi kalsak son 30 dakikayı tek kale oynayamaz, sanırız 1 gol daha yerdik. Ve sanırız finallere ilk maçtan havlu atardık. Oysa rakibimiz 2002 Dünya Kupası'nda kazandığımız 3'üncülükten korktuğu ve kendi tecrübesi yeterli olmadığı için ancak 1-0 kazanabildi.
Çarşamba'ya kadar Şenol Güneş özeleştirisini iyi yapmalı. Her türlü oyuncu seçimine, yaptığı bütün taktiksel çalışmalara ve saha içi şablonuna saygım var. Ama iki şey, onu sert bir şekilde eleştirmemi gerektiriyor.
Birincisi Avrupa'nın topa en sert vuran oyuncularından Nihat varken neden Emre'nin frikik atışlarını yaptığı. Hem de kaleyi cepheden gören yerden. Nihat geçen yıl 7 frikik golü kaydetmişken. Üstelik bu, iki oyuncu arasında anlaşmayla atılan frikik de değildi. Nihat vuracakken Emre vurdu. Bunun anlamı şu Ya Nihat'ın frikik atma yeteneğinin farkında değiliz ya da Emre, saha içinde kişisel inisiyatifiyle atış kullanıyor. Tıpkı İngiltere maçındaki gibi.
İkincisi, Okan'ın maça çok kötü başlamadığımız halde hakem objektif yönetim gösterirken, rakip de bizden ürkmüşken neden ortamı gerdiği? Ve Emre'nin ona neden eşlik ettiği. Ve Emre Aşık'ın neden o dirseği attığı ve Rüştü'nün neden durup dururken kendisini cezalı duruma düşürdüğü.
Aslında yanıtlar basit. İyi niyetli Güneş, takım üzerinde eskisi kadar etkili değil. Çünkü kendi tercihleri dışında kadroya çağırılanlar, 11'e sokulanlar oldu. O da hafta içinde çok net, "Finallere gideriz ama ben olmayabilirim" dedi. Bu takımın sorunları var. Hakan konusu, Alpay konusu, frikik ve kartlardaki disiplinsizlikler çözülmedikçe işimiz zor.
Teknik olarak maçın özeti, seviyesini bilen bir rakibe karşı sol kanadı iyi kullanamadığımız ve sağ kanatta sürekli top kaybı yaptığımız için boşa geçirdiğimiz bir 60 dakika. Defanstan gelişigüzel çıkışlar, Tugay ve Ergün'ün etkisiz oyunu ile kaybolan 1 saat. Son 30 dakika gösterdi ki bu takımı İstanbul'da rahat yeneriz. Perşembe'den itibaren de takımda yapılması gerekenleri olabilecek en sert biçimde yazmaya başlayacağız.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
