kapat
16.11.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

ÖMER ÇELİK


Sokak ve salon

Toplumu büyük mühendislik projeleri ile biçimlendirmeye çalışan düşünce tarzlarında, 'gündelik hayat' önemsiz bir şey gibi gösterilir...

Toplum, içinde farklılığı olmayan bir kütle gibi oradan oraya yönlendirilebileceği düşünülen, biçimlendirilmeye çalışılan bir şeydir.

Bu nedenle 'resmi toplum'un gündemi karşısında, toplumun geri kalanının gündemi ve talepleri değersiz bir şey gibi sunulur.

Türkiye de, günlük hayatın küçümsenmesine, değersiz bulunmasına dayanan düşünce geleneklerinden payını bolca almıştır.

Hatta denilebilir ki, pek çok açıdan birbirine zıt düşünce biçimlerinin ender ortaklıklarından biri, günlük hayatın küçümsenmesidir.

Çok uzun bir müddet boyunca, Türk modernleşmesi, sadece üst katlara ait bir problem gibi algılandığından, toplumun alt katlarına inememiştir, inme gereği hissetmemiştir.

Böylece toplumun en büyük dinamiği olarak on yıllara damgasını vuran modernleşme çabaları, 'sokak'la bağı olmayan, sadece 'salon'a ait bir gündem olmuştur.

****

'Resmi Türkiye' ile 'Öteki Türkiye' tartışması, modernleşme çabalarının radikalleşmesi karşısında geleneğe sığınmanın radikalleşmesi, merkez ve çevre gerilimi, esasında buradan kaynaklanmaktadır...

Demokrasinin, özgürlüğün ve refahın olduğu yerlerin en çarpıcı özelliği renkli, cazibeli ve dinamik bir günlük hayata sahip olmasıdır.

Günlük hayatın hareketliliği, siyasal hayatı ve kamusal hayatı da yeniliklere açık ve dinamik hale getirir.

Özgürlük ve refahtan pay alma konusunda geri kalmış yerlerde ise tek düze bir günlük hayat vardır.

Günlük hayat gettolar halinde yaşanır, birbiri ile aynı mekanları paylaşan ama birbirine temas etmeyen, diyalog kurma yeteneğini kaybetmiş toplum parçacıkları, aynı sıkıcı düzen içinde bir diğerine göre daha çok güç elde etmek için, esasında bir diğerinden daha sıkıcı bir parçaya sahip olmak için kıyasıya kavgalar üretirler.

Böyle yerlerin siyasal hayatları da, demokrasi ve özgürlükten payını almamış tartışmaların içinde tükenir gider.

Siyasal hayat tartışmaları da aynı tek düzelikten nemalanır.

****

Günlük hayat cazip bir dinamizm içinde akmıyorsa, toplum, küçük bir topluluğun gerçek hayattan kopmuş gündemine sıkışır kalır.

Çünkü sokaktaki büyük yığınların renkliliğinden yoksunlaşmış ve salondaki küçük bir azınlığın her geçen gün hayattan kopan ilişki ağına ötelenmiştir.

Bu nedenle, hayatın esas gücünün günlük olanda saklandığını unutmamak gerekir.

Günlük olanın önemsiz görüldüğü yerde, toplum, 'hayat'tan kaba iktidar ilişkilerine doğru kaymaktadır.

Eğer hayatın akışı, günlük olanın siyasal olanı belirlemesi, günlük hayatın cazibesinin ve dinamizminin siyaseti etkilemesi şeklinde işlemiyorsa, orada özgürlük ve refah üretilememiştir.

Hayatın akışı, yukarında aşağıya doğru ise, salonun sokağı etkilemesi şeklindeyse, iktidar ve çıkar ilişkilerinin gündelik hayatı biçimlendirmesine dayanıyorsa, değerler çok ciddi risk altındadır.

Faşizmin iktidar olduğu ülkelerde ilk başta görünen şey, yöneticilerin faşist eğilimleridir, oysa görünmeyen esas tehlike sokağı teslim almış şiddet; 'anonim faşizm'di.

Kaba iktidar ilişkilerinin 'anonimleşmesi', yöneticilerin otoriter eğilimlerinden çok daha tehlikelidir.

Düşünce alışkanlıklarımız ve dikkatimiz, dünyayı izlerken siyasi gelişmelere ve ekonomik göstergelere fazlasıyla odaklanmış durumda. Bu, kuşkusuz belli açıdan iyi ve zorunlu bir şey, ama tek başına kaldığında çok riskli.

****

Çok daha büyük bir dikkati, toplum mühendislerinin 'sıradan insanlar' diye nitelemeyi sevdikleri ilişki ağlarına yöneltmemiz gerekiyor.

İnsanlığın geleceği orada düğümleniyor çünkü, büyük kararların duygusal derinliği orada oluşuyor.

'Resmi dünya'nın dışında esas olan 'öteki dünya'dır'salon' sadece 'sokağın' görüntüsünün sislenmesine yol açmaktadır; güç, ayrıksı örgütlenmeleri sevse de, hayat sıradan ilişkiler üzerinden akmayı tercih etmektedir.

'Resmi dünya'nın tarihini okumaya ve halini anlamaya bileylenmiş zihinlerimiz, esasında gücün tarihini okumakta ve halini anlamaktadır.

Hepsinin temelindeki hayat ise 'ıskalanmaktadır'... Hayat, günlük hayatın, 'sıradan' diye önemsiz gösterilmeye çalışılan 'öteki dünya'nın tarihinde ve hallerinde gizlidir.

Esas olan her zaman hayattır...


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır