|
 |
|
UMUR TALU
Tunus'taki parmak izleri
Türkiye, uluslararası kanlı hesapların arazilerinden biri olarak tescil edildi.
Güvenlik aymazlıkları, öngörü ve istihbarat eksikliği tartışılacak tabii... Ama "katil" kim?
Yazı yazılırken bir yerli üstlenme olmuş, pek ciddiye alınmamış, favori "El-Kaide" diye belirlenmişti...
İki hedefin sinagog olmasından dolayı; ölenlerin çoğu sokaktakiler olsa da. Ve patlayıcı yüklü araçlardan ötürü.
****
Dünyanın her tarafında sinagog saldırıları oluyor.
Budapeşte'de Avrupa'nın en büyük sinagogunun yanı başında patlama, Nisan 1998'de Letonya, Riga'da sinagog yakınında patlama, Nisan 2001'de Moldova'daki saldırı hazırlığı, Ağustos 2001'de Avustralya Canberra'da sinagoga atılan beş bomba, Nisan 2002'de Sibirya Krasnoyarsk'ta sinagog önünde patlayan bomba, aynı günlerde Ukrayna Kiev'de saldırı, 19 Mayıs 2002'de Kanada Quebec'teki saldırı, 17 Temmuz 2002'de Helsinki'de sinagog yakınında yakalanan patlayıcı yüklü araç gibi...
Guatemala, Brezilya, Arjantin, Almanya, ABD ve Rusya'da sürekli saldırılar gibi.
Çoğu, genellikle o ülkelerin vatandaşı olan aşığı sağcı, neo-nazi, Yahudi düşmanı, "anti-semit" grup ya da bireylerin işi.
Buna karşılık, son dönemde İstanbul'dakine benzer üç ciddi sinagog saldırısı var.
Biri, bu yıl 13 Haziran'da Belçika Charleroi'da son anda önlendi. Bir Faslı, sinagog önünde bir aracı patlatmak isterken yakalandı. Patlayıcı sıvı gazdı.
17 Mayıs'ta Fas'ta Kazablanka'da, biri sinagog, dört ayrı noktaya saldırıda 24 kişi ölmüştü. Birinde intihar eylemcisi vardı; diğer patlama biçimleri benzerdi.
El-Kaide'nin resmen üstlendiği sinagog saldırısı Tunus'ta gerçekleşti.
12 Nisan 2002'de, Tunus'taki 2 bin Yahudi'nin yarısının yaşadığı turistik Jerba adasında, Afrika'nın en eski sinagogu, tarihi Griba'da, tam Alman ve Fransız turistlerin ziyareti sırasında bir aracın infilak etmesiyle 21 kişi öldü.
İntihar eylemcisi Nizar Navar Tunusluydu. Kamyonetini gazlarla bomba haline getirmişti.
Navar'ın, eylemden hemen önce telefon ettiği iki kritik isim belirlendi. Biri, Polonya asıllı Alman vatandaşı ve radikal İslamcılığı seçen Christian Ganczarski idi. Ganczarski, 11 Eylül eylemcilerinden Muhammed Atta ile de ilişkiliydi.
Diğeri de Bin Ladin'in yardımcılarından Halid Şeyh Muhammed. Navar'ın bir süre önce Pakistan'da, Afganistan sınırına gittiği, bu eylem için 20 bin dolar aldığı belirlendi.
Bu eylemler vasıtasıyla gündeme gelen en önemli isim, yine Hamburg'da Atta ile aynı evi paylaştığı, Florida'da aynı uçuş okuluna başvurduğu ancak vize alamadığı için ABD'ye gidemediği belirlenen Remzi bin el-Şib oldu.
El-Kaide Jerba saldırısını "resmen" üstlendi.
Yani, "üstlenebileceğini" gösterdi.
****
İstanbul saldırılarını "favori" henüz sahiplenmedi. Tunus'takini de hemen üstlenmemişti zaten.
Perşembe günü Irak Felluce'de El-Kaide şeflerinden Ebu Selma el Hicazi, "100 bin ABD'liyi öldürecek büyük ve cesur saldırılar olacak" derken, her ne kadar, "işbirlikçi hükümetler"i tehdit etmişse de, tehdidin üyelerini tutuklayanlara olduğunu belirtmiş ve "Hedefimiz Amerikalılardır, İslam ülkelerinin yönetimleri değil" diye eklemişti.
"Favori"nin dışında "plase ve sürpriz" olabilir mi?
Isıtılmak, aynı hedeflere kilitlenmek isteyen İsrail-Türkiye ilişkileri, Türkiye-ABD, Kuzey Irak bağlamında İsrail ve Türkiye, Kıbrıs konusunda pek üstünde durulmayan İsrail-Yunanistan tarihi gerilimi, hükümetin ve Türkiye'nin destabilizasyonu vesaire bağlamında her türlü spekülasyon mümkün!
Mümkün olmayan ne var ki!
"Neden sinagog?" sorusu kadar, "neden İstanbul ve neden şimdi?" de o kadar önemli ki.
Not Sinagoglar İstanbul'da, ölü ve yaralılardan Musevi olanlar Türkiye vatandaşı. İsrail istihbaratı ne karışıyor ki!
Mesajlarınız için:
utalu@turk.net
Fax:212 280 05 51 Tel:0 537 660 71 21
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
