|
 |
|
MUHARREM SARIKAYA
Gübre-şeker-bulaşık teli
İstanbul'da birçok yurtdaşın ölümüne neden olan patlamadan önce istihbarat birimlerine herhangi bir duyum gelmedi mi?
İstihbarat birimlerinin yöneticilerinin aktarımına göre, böyle bir olayın planlandığına ilişkin dahi kendilerine ulaşmış bilgi yok.
Oysa, birçok kişinin böyle bir eylem beklentisi içinde olduğu ortaya çıkıyor.
Nitekim, eski bir bakan da olay sonrası telefonda şunları söylüyor
"Halk arasında iki haftadır büyük bir eylem olacağı dedikodusu dolaşıyordu. Ben de çocuklarımı iki haftadır uyarıyordum..."
İstihbarat birimlerinden birinin başında bulunan üst düzey yöneticiye bu sözleri aktarıyoruz.
"Bu tür bilgiler o kadar çok geliyor ki" diyerek söze başlıyor. Ancak, son dönemde bu yönde bir eylemin gerçekleşeceğine ilişkin herhangi bir verinin kendilerine ulaşmadığını söylüyor.
Hemen ardından söyle devam ediyor
"Herkes bir görüş ortaya atıyor. Bir kere olayın yapılış şekli bize İBDA-C'yi işaret etmiyor. Belki taşeron olarak İBDA-C'den canlı bomba olarak iki kişiyi kullanılmış olabilirler. Ama öyle görünüyor ki, aklı başında, katı ideoloji sahibi, küçük bir örgütün, hücrenin işi..."
Tekrar dönüp, "Bizim istihbaratımız arasında İstanbul'a yönelik bu denli büyük bir eylem planı yapıldığına ilişkin bilgi yoktu" diyor.
Yurt dışı bağlantısını inkar etmiyor, "Eylemin arkasında Arap kökenli bir örgüt de görmüyorum" diye konuşuyor.
Türk veya yabancı istihbarat birimlerinin de başında bulunduğu kurumun istihbaratları arasında da bu yönde bir eylemin bulunmadığını kayda geçiriyor.
"Küçük bir örgüt bu işin arkasından çıkabilir" sözünün gerekçesini de buna bağlıyor.
Bir anda iki noktada birden, hem de daha önce de benzer saldırıya uğramış Sinegog önünde eylem nasıl gerçekleşebiliyor?
Bu soruya, "Dünyanın her yerinde bu tür eylemlerin olduğu unutulmamalı" diye yanıt vermeyi tercih ediyor.
Bu kadar büyüklükteki bomba temin edilirken, "istihbarat birimleri uyuyor muydu?" tepkilerine ise şu yanıtı veriyor
"Bomba üretmek artık eskisi gibi zor değil."
Hatta, bazı Internet adreslerinden bomba formüllerinin bulunabileceğini belirtiyor.
"Artık herkes C-4, TNT gücünde bombayı basit malzemelerle üretebilir" iddiasında bulunuyor.
Nitekim, dün iki noktada patlayan bombaların da ilk sonuçlarına bakıldığında bu şekilde üretilmiş olabileceği sonucuna ulaştıklarını söylüyor.
Malzeme listesini de veriyor
"Biraz gübre, biraz şeker, bir miktar da alüminyum. Alüminyumu da aramanıza gerek yok, her markette bulaşık teli olarak satılıyor. Patlama anında ortaya çıkan görüntü de bu bombaların da bu şekilde üretildiği görüntüsünü veriyor..."
Olayla ilgili olarak İstanbul Valiliğindeki toplantı sırasında İçişleri Bakanı Aksu'ya ulaşıyoruz.
Bakana da aynı soruları yöneltiyoruz.
Aksu da "Maalesef bu olayla ilgili bir tek istihbarat bilgisi elimizde yok" diyor.
Aksu, bunun istihbarat çalışması yapılmadığı anlamında algılanmaması gerektiğini belirterek ekliyor "Daha hafta içinde İstanbul, Ankara ve İzmir'de birçok bomba ve silah ele geçirildi. Bu örgütlere yönelik operasyonlar ve istihbarat bilgileri vardı. Ama bu olayla ilgili bir tek bilgi yok. Örgüt bağlantısı da şu ana kadar bulamadık."
Eylemin dış bağlantılı bir örgüt tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği sorumuza ise Aksu'nun yanıtı şöyle oluyor
"Ne desek doğru değil, ama dışarısı ile bağlantısı kuvvetli görünüyor..."
Şüphelendiği bir ülke veya örgüt var mı?
Aksu,"Her ülkeden olabilir" diyerek kısa bir yanıt vermeyi tercih ediyor.
Olay anını Sinegog'un çevreyi gözetleyen kameralarından da izlediklerini açıklıyor.
Kameraların yakaladığı görüntülere göre eylemin canlı bomba tarafından gerçekleşme olasılığını "Yüzde 95" olarak tespit ettikleri belirtiyor.
Bunun dışında herhangi bir şey söylemiyor.
Ancak ortada bir başka gerçek de duruyor.
Tarihimizde ilk kez eylem yöntemi ve boyutu olarak bu büyüklükte bir eylem gerçekleşiyor.
Yakın zamana kadar sadece Güneydoğu'da bu tip eylemlerle karşılaşan Türkiye ilk kez en büyük ilinde böyle bir eylemle yüz yüze kalıyor.
Eylemi kimin yaptığı bilinmiyor, ancak yapıldığı yerin bir Sinegog olması bazı işaretleri de beraberinde getiriyor.
Operasyonlarla çökertilen Hizbullah, İBDA-C, Kudüs Savaşçıları gibi aşırı dinci terör örgütlerinin kendilerine yeniden zemin bulma çabasının bir sonucu olabileceği de inkar edilmiyor.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
