kapat
10.11.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

MANSUR FORUTAN


Bilginin olduğu yerde kamusal alan olmaz

Mezun olabilmek için mutlaka o lanet dersi vermem gerekiyordu. Veremediğim anda okul bir buçuk yıl uzayacaktı. Zaten bir yıl uzatmıştım. Ve valide- pedere söyleyebileceğim yalan da kalmamıştı.

Kütüphanede karmaşık matematik denklemlerine karşı şuursuz ataklar geliştiriyordum.

Hani bilirsiniz, anlarsınız, ama kabullenmezsiniz. Kafam bu derse basmıyor diyemezsiniz.

Yine de beyhude çabalarla çalışıyor gibi yapıp vicdanınızı rahatlatmaya bakarsınız en azından.

Sanırım o yıllarda türbanlı öğrencilere daha bir hoş görüyle yaklaşıyordu yetkililer. Onun için Bilkent'te tek türbanlı kız vardı. Mühendislik bölümünde olduğunu biliyordum. Bilkent'te eğer mühendislik bölümündeyseniz, ülkenin en zeki insanları arasında yer alırsınız demektir. Çünkü hep dereceye girmiş öğrenciler alınırdı.

O da kütüphanedeydi. Hatta koca kütüphanede bir tek ikimiz vardık.

Benim kafamın basmadığını o üç yaşındayken çözmüş olduğundan yanına gidip "Öldüm bittim şunu bir anlatsana" diye yalvardım.

Perişan halimden olsa gerek önce gülümsedi. Sonra kendi işini bıraktı ve benimle ilgilenmeye başladı.

Yarım saat sonunda karmaşık denklemler sorun olmaktan çıkmıştı. Bir hıyarın (yani ben) bile anlayacağı şekilde öğretmişti konuyu.

Sınavdan geçtim. Onun sayesinde mezun olmuştum.

Nasıl yaşadığımız, ne kadar inandığımız ikimizin de aklının ucundan geçmemişti bile. Benim yardıma ihtiyacım vardı ve o da etmişti. Ben onun bilgisine saygı duydum o da benim öğrenme isteğime veya telaşıma demek daha doğru olur.

Zekanın, bilginin, çalışmanın olduğu bir ortamda korkuya, korkutulmaya, nefrete, ayrımcılığa yer olmazdı çünkü.

Sonra korkuyla yönetilen cennet vatanımın yetkilileri türban korkusunun altına odunu verdi ve üniversite kapıları türbanlılara kapatıldı.

Pazar günkü Sabah'ın manşetini bir hatırlayalım Microsoft'un Türk Ordusu.

Türkiye'de üniversiteden mezun olduktan sonra dünyanın en büyük yazılım şirketi Microsoft'un Seattle Kenti'ndeki merkezinde çalışan 100 Türk mühendisin haberi vardı. Dahası bu dehaları Microsoft'un kafa avcıları bulmuştu.

Haberin fotoğrafında genç mühendislerin arasında bir türbanlı dikkat çekiciydi.

Yazılım teknolojisi artık dünya dinamiklerini belirleyen en önemli unsur. Ve türbanlı bir Türk bu manada kendi payına düşeni yapıyordu.

Bu noktada nasıl yaşadığı, inançları kimin umurunda olur ki? İnsanlığın refah düzeyini artırmak için çağın en önemli silahı, bilgi yaratmak üzerine çalışan birinin kılık kıyafetini kim yargılayabilir ki?

Bir gün bir türbanlı AIDS'in veya ne bileyim kanserin tedavisini bulduğunda, hangi üniversite "Burası kamusal alan burada ders veya konferans veremezsiniz" diye tutturabilir ki?

Genç kuşak bu sorunu çoktan aştı bile. Çünkü dünyanın hangi dinamiklerle döndüğünün farkında. Kılık, kıyafet, inanç etnik köken falan bu kuşağın sorunu değil.

Sorun ülkeyi korkuyla yönetmek isteyenlerin.


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır