kapat
10.11.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

MEHMET ALTAN


Türbanlılara ekmek de vermeyin bari...

Varoşların AK Parti vasıtasıyla sisteme entegre olmaya çalışması, ülkenin normalleşmesi; Ankara'daki fanatikleri huzursuz ediyor. Yeryüzünün geldiği noktayı algılamaya çalışmak, Türkiye'nin çok temel ve ciddi sorunlarını gündeme getirmek, fanatizmin umuru değil... 2003 yılında, önü ve arkası olmayan, sadece türbana takılı kalmış bir tartışma, Türkiye'yi çalkalamaya çalışıyor.

Olaya, yeryüzünün demokratikleşmesi, gelişmesi, çağdaşlaşması, yenilenmesi noktasından bakınca, eski bir Kovboy-Kızılderili filmi izlemekten farkı yok.

Ne var ki, zihinsel çıtamızı iyice yerlerde süründüren bu ayıp, Türkiye'de yaşamakta olanların bir gerçeği haline dönüşüyor.

Türkiye'deki üretimin yetersizliği, kişi başına düşen gelirin sefaleti, gelir dağılımı adaletsizliği, işsizlik, yoksulluk, hala tarımın aşılamamış olması kimseyi germiyor da, türban "modernlerin" kanına dokunuyor. Türbanı mahkeme ciddiyetine uygun bulmayan anlayış, bütçeden adalete ayrılan payın binde sekiz olmasına aynı cansiperane tavrı göstermiyor.

Çünkü Türkiye politik bir devlet ve sosyo-ekonomik gerçekleri yok sayarak, o siyasal anlayış üzerinde gerileyip duruyor. Özü tartışmayıp, görüntü üzerinde çaça yapmak, Birleşmiş Milletler Yaşam Kalitesi Endeksi'nde Türkiye'yi 96. sıraya düşürdü. Aynı endekste bir zamanlar ezeli rakibimiz sayılan Yunanistan 24, düne kadar Avrupa Kıtası'nın en fakirlerinden sayılan Portekiz 23. sırada.

Bu başarısızlığı doğuran zihniyeti tartışmak, bir öz eleştiri yapmak yerine, 1930 yılları fanatikleri, simge kavgası yapmayı yeğliyor.

Neden?

Çünkü, Türkiye'yi Yunanistan seviyesine çıkarmak zor ama siyasal bir yobazlığı pişirip durmak kolay.

****

İnsanın özgürleşmesine dayalı Avrupa Projesine karşı, Ankara tutuculuğunun savaş aracını "kamusal alan" oluşturmakta... Devletin millet için olduğunu; tüm devlet görevlilerinin maaşını vergileriyle halkın verdiğini yok sayarak, topluma ait alanlar, halktan bağımsız ve soyut bir devlet mülkiyetine indirgeniyor.

Türbanlılar üniversiteye giremez...

Türbanlılar mahkemeye çıkamaz....

Türbanlılar Çankaya'ya gelemez....

Cumhuriyet devrimleri başarıldıysa, korku neden? Başarılmadıysa başarısızlıkların sebebi ne? Kamu kesiminden hizmet almayı giyim standartlarına bağlamak, hangi demokrasi ile bağdaşıyor? Vergi alırken dikkate alınmayan türban, hizmet verilirken önemli sayılabilir mi?

Lehte ya da aleyhte türban tartışmasından kendine "toplumsal kimlik" çıkarmaya çalışan herkes Türkiye'nin önünü tıkıyor, AB sürecini bıçaklıyor sayılır.

Araştırma ve Geliştirme harcamalarına bu kadar az pay ayırmayı tartışmak, bunu sürekli gündemde tutmak yerine, "kadınlar başını açsın mı, kapasın mı?" noktasında kalmak, bize özgü bir modernleşme anlayışını yansıtabilir, ama ülkenin zenginleşmesine ve özgürleşmesine asla yaramaz.

****

Üretimi bir yana bırakıp, tüketim kalıplarını taklit eden bir anlayış ile modernleşme bu kadar oluyor. Vatandaşların yaşam kalitesi sürekli aşağıya düşüyor ama ülke hep kıyafet tartışıyor. Kamu alanlarında türban tartışması fanatikleri ısrarlarını sürdürürse, gelecek yılki Yaşam Kalitesi Endeksinde Türkiye'nin biraz daha aşağılara düşeceğinden emin olabilirsiniz.

Özü yok sayıp, görüntüyü tartışma bu kadar bir başarı getiriyor çünkü...


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır