kapat
10.11.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

ERGUN BABAHAN


Türkiye'nin yolu bellidir

Bugün Atatürk'ün aramızdan ayrılışının 65'inci yıldönümü.

Aradan geçen zaman içinde Türkiye Batı uygarlığını tam olarak yakalayamadı ama bu yolda ciddi adımlar attı.

Ama Atatürk'ün Batı uygarlığı hedefini yakalamak için oluşturduğu bürokrasi Atatürk'ün bize çizdiği hedefe ulaşmamızın önündeki en büyük engel haline geldi.

Atatürk'ün mirasçılarına gösterdiği yol nettir Çağdaş uygarlık düzeyi. Dünyanın son 500 yılında bu düzeyi önce Avrupa, sonra Amerika'nın çerçevesini çizdiği Batı belirlemektedir.

Yani, Atatürk'ün sözlerini bugünkü çerçevede yorumlarsak, hedefimizin Avrupa Birliği olduğu sonucuna varabiliriz.

Mustafa Kemal, Anadolu İhtilali'ni gerçekleştirirken kafasında Batı tipi bir toplum modeli vardı.

Ancak o zamanın Anadolusu'nda bu toplumu ortaya çıkaracak ekonomik bir altyapı yoktu. Yani sanayi, ticaret ve finans sektörü Batı tipi bir toplum modelini belirleyecek kadar gelişmemişti.

Bu nedenle Atatürk, devrimini yukarıdan aşağıya başlattı.

Hukuk, kadın hakları, genel oy, kılık kıyafet, harf devrimlerinin hedefi özellikle kentlerde Batılı toplum modelini belirlemiş bir sınıf yaratmaktı.

Atatürk bununla da yetinmedi, Türkiye'nin devlet eliyle sermaye sınıfı yetiştirmek zorunda olduğunu da gördü ve bunun adımlarını attı.

Bugün Atatürk'ün aramızdan ayrılışının 65'inci yıldönümü.

Aradan geçen zaman içinde Türkiye Batı uygarlığını tam olarak yakalayamadı ama bu yolda ciddi adımlar attı.

Bugün Türkiye'de iyi kötü bir sermaye birikimi, giderek güçlenen bir sanayi burjuvazisi, Batılı yaşam biçimini kesin olarak benimsemiş güçlü bir kent nüfusu oluştu.

Ama Atatürk'ün Batı uygarlığı hedefini yakalamak için oluşturduğu bürokrasi, bu süreçte kendine büyük bir güç aktardı.

Bu gücü elinden bırakmak istemeyen bürokrasi, bugün Atatürk'ün bize çizdiği hedefe ulaşmamızın önündeki en büyük engel haline geldi.

Kendi imtiyazlı durumunu korumak için sürekli öcüler yaratan bu kesim, özgürlüklerin sürekli olararak dar anlamda yorumlanması için elinden geleni yaptı, yasaları bilerek kısıtlı biçimde uyguladı.

Bugün Cumhuriyet'in 80'inci yılını kutlarken Atatürk'ün bize gösterdiği hedefe her zamankinden daha yakınız.

Bu hedef, şu anda avcumuzun içinde duruyor.

Bir adım atarsak tarihi bir eşiği geçeceğiz.

Bu adımı atıp atmamak tamamen bizim irademize bağlı.

Adımı attık deyip çizginin öte yanındakileri kandıramayız, çünkü bu kalın bir çizgi.

Çizginin bu tarafında geri kalmışlık, insan haklarını ihlal, yoksulluk ve yalnızlık var.

Çizginin öte yanı ise çağdaş uygarlık düzeyi, zenginlik, insan haklarına saygı, gelir dağılımında adalet, hukukun üstünlüğü var.

Gerçek Atatürkçülük, bu adımı atma cesareti göstermektir.

Atatürk'ün gerçek mirasçısı olma sıfatı, Türkiye Cumhuriyeti'ni dünyanın yeni oluşturduğu bu düzen içine sokmaktır.

Türk insanı Atatürk'ün onun için hayal ettiği, özlemini duyduğu yaşam biçimine bir daha kopmamak üzere bağlanacaktır.

Aksi halde, kendi coğrafyasında yapayalnız kalmış bir Türkiye, Atatürk'ün başlattığı devrimleri sürdürmekte büyük sıkıntılarla karşılaşacaktır.

Çok şükür, Atatürk devrimlerinin eseri toplum, hedefini gayet iyi bilmektedir. Bugün Türk halkının yüzde 80'ine yakınının Avrupa Birliği hedefini desteklemesinin temel nedeni budur.

Bizlere düşen görev Atatürk'ün büyük yokluklar içinde gerçekleştirdiği devrimi bizden sonraki kuşaklara daha güçlü bir biçimde devretmektir.

Bunun yolu da çağdaş uygarlık düzeyini temsil eden Avrupa Birliği projesinde yer almaktır.


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır