kapat
10.11.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

Zorla güzellikte fuhuş tehlikesi

İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, kızlığı bozulduğu için evlenmek zorunda kalan kadınların fuhuşa sürüklenebildiğine dikkat çekerek, cezaların artırılmasını savundu

Adalet Bakanı Başdanışmanı Prof. Dr. Doğan Soyaslan'ın "tecavüz edenin evlenmesi halinde ceza almaması" gerektiğini savunduğu açıklamasına tepkiler sürerken, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, "evlenme vaadiyle kızlık bozma" suçlarında cezanın artırılmasını istedi.

CHP Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, "Evlenmeye zorlamak amacıyla kadın ve kız çocuklarına tecavüz edilmesi"ne ilişkin haberlerin son zamanlarda sıkça basında yer aldığını belirterek, giderek yaygınlaşma eğilimi gösteren bu tip ilkel suçları önlemek için ne gibi çalışmalar yapıldığını sordu.

ZORUNLU HİSSEDİYORLAR
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK), evlenmek maksadıyla kızlık bozma fiilini işleyenlere, diğer cinsel suç faillerinden daha az bir cezai müeyyide koyduğunu belirtti. Mağdur olan kişinin reşit olması halinde bizzat kendisinin, küçük yaşta olması halinde ise ailesinin evlenmeyi kabul ederek şikayetten vazgeçmesi halinde, cezanın tamamen ortadan kalktığını ya da çok hafiflediğini ifade eden Aksu, şunları kaydetti "Bakanlığımız birimleri kanunların kendisine verdiği yetkiler çerçevesinde, kadın ve çocuklarımızın mağdur olmaması için her türlü olayla mücadele etmektedir. Ayrıca, değişen sosyal yaşam şartları, eğitim yetersizliği, nesiller arasındaki iletişim bozukluğu, ekonomik zorluklar, aileler arasındaki ilişkilerin azalması, örf ve adetlerden kaynaklardan ikilem, sağlıklı düşünemeyen bireylerin ve sağlıksız bir aile yapısının ortaya çıkmasına, kızlık bozma fiiline maruz kalan kadın ve daha çok küçük yaştaki kızların istemedikleri kişilerle zorla veya mecbur hissederek evlenmelerine hatta ilerleyen safahatta ise fuhuş sektöründe çalışmalarına neden olmaktadır. Bu gibi durumların her ne surette olursa olsun tespiti ya da intikalinde kolluk birimlerimiz gerekli hassasiyeti gösterip konuyu değerlendirerek varsa suç ve suçluları adli mercilere sevk etmektedir."

'YENİ YASA CEZALARI ARTIRMALI'
Soru önergesine verdiği cevapta meydana gelen tecavüz olaylarıyla ilgili bilgiler de veren Abdülkadir Aksu, şu görüşleri savundu "2002 yılında 546, 2003 yılının ilk 4 ayında 163 evlenme vaadiyle kızlık bozma olayı meydana gelmiş ve adli mercilere intikal ettirilmiştir. 2002 yılının ilk dört ayında 190 evlenme vaadiyle kızlık bozma olayı meydana geldiği dikkate alındığında, 2003 yılında bu suçta az da olsa bir azalma olduğu söylenebilir. Ancak bu fiilin daha da azaltılmasını sağlamak için cezai müeyyidenin artırılması gerekmektedir. Bu bağlamda yeniden düzenleme aşamasında bulunan Türk Ceza Kanunu'nda bu fiilleri öngörülen yaptırımların artırılmasının faydalı olacağı değerlendirilmektedir."

TCK'DA ÖNGÖRÜLEN YAPTIRIMLAR
* TCK'ya göre, 15 yaşını dolduran bir kızı "alacağım" diye kandırıp kızlığını bozan kimseye altı aydan beş yıla kadar hapis cezası veriliyor. Evlenme meydana gelirse dava ve ceza erteleniyor. Ancak, beş yıl içinde koca aleyhine boşanmaya hükmolunursa kamu davası yeniden başlıyor, önceden ceza verilmişse bu ceza çektiriliyor.

* Cebir, şiddet, tehdit veya hile ile şehvet hissi veya evlenme maksadıyla reşit olmayan bir kimseyi kaçıran veya bir yerde alıkoyanlara 5-10 yıl hapis cezası öngörülüyor. Eğer reşit olmayan kimse, cebir, şiddet, tehdit veya hile olmaksızın kendi rızası ile şehvet hissi veya evlenme maksadıyla kaçırılmış ya da bir yerde alıkonulmuş ise altı aydan üç yıla kadar hapis cezası veriliyor.

* Kaçırılan veya alıkonulan kız veya kadın ile sanık ya da mahkumlardan birisi ile evlenirse koca hakkında kamu davası ve hüküm verilmiş ise cezanın çektirilmesi erteleniyor. Suça katılan diğer kişiler hakkındaki dava ve cezalar ise düşüyor.

'Anne karnındaki özürlü de yaşamalı'
Özürlü bebeğe kürtaj yasağı tartışması 'yaşam hakkı'nın savunulması boyutuna taşındı. Özürlüler Yasa Tasarısı'nın mimarlarından AKP'nin görme özürlü İstanbul Milletvekili Lokman Ayva, bebek özürlü de olsa 10 haftadan sonra anneye kürtaj yasağı getiren düzenlemeyi, "Kürtaj insanı öldürmekle eşdeğerdir. Bu, sadece anne karnında değil, doğumdan sonra da özürlü çocukların öldürülme olasılıklarını güçlendirir. Bu yol açılmamalı" sözleriyle değerlendirdi.

Ayva, yaşam hakkının kutsal olduğunu belirterek, "Bu özürlü bu özürsüz diye bir ayrım yapılamaz. İnsan insandır. Doğrudan insan hakkı, yaşam hakkıyla ilgilidir" dedi. Ayva, Fransa'da da aynı konunun tartışıldığını, bu konuda heryerde bir kafa karışıklığının olduğuna dikkat çekti. Özürlüler Yasa Tasarı'sında ötenaziye de geçit verilmiyor. Yeni TCK yasası üstünde çalışmalarını sürdüren Adalet Alt Komisyonu'nda da ötenazi tartışmasının sonuna gelindi. Alt Komisyonu'nun CHP'li Üyesi Orhan Eraslan, "Doktorların önemli bölümü bu olayı cinayet olarak görüyor. Biz de öyle bakıyoruz. TCK'de böyle bir maddenin yer almasını doğru bulmuyoruz" dedi.

Özürlülerin bir anlamda sosyal hayatlarını yeniden düzenleyen şimdilik 59 maddeden oluşan Özürlüler Yasa Tasarısı, ayrımcılıkla ilgili para cezalarını da yeni TCK'ye monte edilmesi için hazırlık yaptı. Buna göre, bir lokanta ya da bir otel ayrımcılık uyguluyorsa, özürlü vatandaş "Özürlülerin haklarını Koruma Kurulu"na şikayette bulunacak. Kurul, inceleme yaptıktan sonra, şikayetin haklı olduğunu karar verirse, söz konusu kuruluş sahiplerine ya para cezası ya da kapatma cezası uygulayacak.

Hülya KARABAĞLI


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır