kapat
04.11.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

ÖMER ÜRÜNDÜL


Cezalar caydırıcı değil

Geçen hafta başta derbi olmak üzere çıkan olaylar ne yazık ki futbolun önüne geçti. Öncelikle bu konudaki her zamanki görüşümü tekrarlıyorum. Yalnız polisiye tedbirlerle tribün terörünün önüne geçilmez. UEFA standardında cezai yaptırımlar uygulanmalıdır.

Üç büyükler yalnız İstanbul'un değil, bütün Türkiye'nin takımlarıdır. Aralarındaki rekabetin getirdiği olumsuzluklar ve medyanın taraflı tutumunu göz önüne aldığımızda futbolun içindeki bütün birimler baskı altına giriyorlar. Cezalar caydırıcı olmuyor. Büyüklerin sahası kapandığı zaman cezalı maçı oynadıkları ilde seyirci rekoru kırılıyor. Genelde seyirci kapasitesi yüksek olduğundan istek üzerine İzmir tercih ediliyor. Bir de üstelik para kazanılıyor. Bütün bunları düşünerek 3 sene önce bir öneri yaptım. Ülkemiz şartlarında en caydırıcı cezanın, futbolun ruhuna ters düşse de, seyirciyiz oynamak olduğunu söyledim. Nihayet böyle bir uygulama çıktı ama küfür için. Sahalarda olaylar çıkıyor, herkesin can güvenliği tehdit ediliyor. Ceza saha kapatmak. Büyüklere uygulandığında ceza değil, ödül.

F.Bahçe-G.Antep maçında kaleci Ömer'in üstüne yabancı madde yağdı. Eylem uzadıkça uzadı. F.Bahçe ceza aldı, İzmir'de G.Birliği ile 60 bin kişi önünde oynadı.

Son derbideki olaylar gerçekten vahim. Şampiyonlar Ligi'nde ülkemizi temsil eden iki güzide kulübümüz maç yapıyor. Bu, şölen olacağına ızdıraba dönüşüyor. Şimdi Beşiktaş ceza alırsa büyük olasılıkla İzmir'de oynayacak. İzmir'de bu sezon Süper Lig takımı yok. Beşiktaş'ı özleyen Egeliler, Atatürk Stadı'nı dolduracak. Bir de işin maddi tarafı var, Atatürk Stadı 60 bin kişi alıyor, İnönü Stadı'nın kapasitesi 22 bin!

Avrupa maçlarında niye yok?
Üç büyüklerin herhangi birisinin sahası kapandığı zaman yöneticiler, göstermelik tepkileri de ihmal etmiyorlar. Ardından Tahkim'e başvuruyorlar. Bu girişimler gelecek haftalar için MHK'yi ve Disiplin Kurulu'nu baskı altına almak içi yapılıyor.

Sezon başında Trabzonspor-F.Bahçe maçında ciddi olaylar yaşandı. Bu maç sonrası Fenerbahçe'ye 2, Trabzonspor'a da 1 maç ceza verilmesi gerekirdi. Sadece Fenerbahçe'ye 1 maç verildi bu da Tahkim'den döndü. Yani nabza göre şerbet. İşte bu yüzden Sebatspor-F.Bahçe maçında da aynı olaylar çıktı. Halbuki zamanında neşter vurulsaydı F.Bahçe yönetimi fanatik taraftar grubunu Trabzon'a getiremezdi, Trabzon seyircisi de daha dikkatli olurdu.

Şimdi asıl önemli noktaya geliyorum. Niçin kendi aramızdaki maçlarda çıkan olaylar uluslararası karşılaşmalarda yaşanmıyor? Çünkü yöneticiler de, taraftar da UEFA'nın bu konudaki duyarlılığını ve uyguladığı çok ağır ceza yaptırımlarını gayet iyi biliyorlar.

Dolduruşa gelme Lucescu
Derbinin ardından tahmin ettiğim eleştiriler, eksiksiz gündeme geldi. "Lucescu korkak... Deplasmanda oynadığı için Terim'in korkması da normaldi... Kötü maç, pozisyon az, gol yok."

Bu eleştirileri yapanlar günümüz futbolunun çok uzağında kalıyorlar. Tabii ki pozisyon zenginliği yaşanan, gollü bir maç, seyir zevkini üst düzeye çıkarır. Ama günümüzde Avrupa Şampiyonası finallerinde, kritik derbilerde aradığınızı bulamazsınız. İki takım da üst düzeyde motive olurlar. Oyun disiplini, yardımlaşma, sert ikili mücadeleler, skor dengesi bozulana kadar birbirini oynatmama stratejisi temel ilkelerdir.

Finalde 3 pozisyon vardı
Milano derbisi, her zaman önemlidir. Geçen sene İnter ve Milan ikisi Seri A'da, ikisi de Şampiyorlar Ligi yarı finalinde 4 derbi oynadılar. Bunların üçünü Milano'da canlı izledim. Üç maçta da tempo, mücadele ve sertlik vardı. Ama pozisyon ve gol azdı. Geçen sene Şampiyonlar Ligi finalinde 120 dakikada toplam üç pozisyon vardı, gol yoktu. Şampiyonu penaltılar belirledi.

Bunları gözönüne aldığımızda Beşiktaş-G.Saray derbisi günümüz futbolunun istediği ilkere uygundu. Lucescu da korkak değildi, Terim de... Beşiktaş'ın 3 net pozisyonu var. Kalesinde çok ciddi bir tehlike yok. Ayrıca oyunun son bölümünde Lucescu, İlhan, Sinan ve A.Hassan'la üç forvete döndü. Terim, rakibinin özelliklerini iyi analiz ederek taktik planını hazırlamış. Futbolcular disiplin içinde savaştılar. İlk 15 dakikadan sonra Beşiktaş'a oyuna hükmetme şansı vermediler. Lucescu alışılmış savunma güvencesini ihmal etseydi G.Saray maçı kazanırdı.

Beşiktaş, maç öncesi G.Saray'dan 5 puan öndeydi. 10 maçta 2 puan kaybetmiş istikrarlı bir takım için bu önemli bir avantajdı. Riskleri artıracaksın, ama yenilince fark ikiye inecek, namağlup ünvanın gidecek, Şampiyonlar Ligi maçı öncesi moral yitireceksin. Bir teknik adamın tedbirli davranmayıp böyle bir yanlışa düşmesi mantıkla bağdaşıyor mu? Lucescu savunma güvencesini ihmal etmeyerek en doğrusunu yaptı.

En büyük endişem Lucescu'nun eleştirilerin etkisiyle bu gece alışılmış stratejisinin dışına çıkma ihtimalidir. Geçen sene Lazio rövanşında bu yanlışa düştü. Sp.Prag geniş alanı seven, çabuk bir takım. Beklentileri Beşiktaş'ın risk alarak kendilerine istedikleri ortamı yaratması. Aman Lucescu sakın dolduruşa gelme.


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır