|
|
MUHARREM SARIKAYA
Yarı başkanlığın ilk temel taşı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, nisan ayında atv'de yayınlanan "Ankara'da Sabah" programımızda şöyle diyordu
"Gönlümde yatan yarı başkanlık sistemidir..."
Bu söz ilk kez merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından dile getirilmişti.
Özal, uzun yıllar bunun alt yapısının oluşturulması için uğraşmış, döneminin zorlukları dolayısıyla istediği başarıyı elde edememişti. AKP hükümeti, dün yarı başkanlık sisteminin ilk temel taşını Kamu Yönetimi Yasa Tasarısı ile attı.
80 yıllık sisteme veda
Öncelikle Yasa Tasarısı, tam anlamıyla 80 yıllık Cumhuriyet yönetimini farklı bir düzleme taşıyor. Başbakanlık'ta dünkü basın toplantısında dağıtılan Yasa'nın genel gerekçesini içeren kitapçığın başlığında da yer aldığı gibi "Değişimin yönetimi için, yönetimde değişimin" ilk adımını atıyor.
Yasa tasarısı ile yerel yönetimler güçlü hale getirilirken, merkezi yetkiye son veriliyor. Yıllardır kayda geçirilen, ancak bir türlü gerçekleşmeyen, "Ankara tıkandı, merkezin yetkilerini devretme dönemi geldi" söyleminin hayata geçirilmesi için ilk adım atılıyor.
Bin kilometre uzaklıktaki bir ilçedeki tarım il müdürlüğünün nasıl bir icraat gerçekleştirmesi gerektiğine Ankara'dan karar verme dönemi bitiyor.
Bir anda 4 bin 569 kadro ortadan kaldırılıyor. Bu kadroların ortadan kaldırılması ile sağlanacak toplam gelir ise Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in verdiği bilgiye göre yıllık 500 trilyon lira...
Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'in bir başka tanımlamasıyla da sistem, "Obezite hastası olan, kriz arttıkça yerele güveni azaltıp, bürokrasinin bütün yetkilerini kendinde toplayan yapıya" son veriyor.
2 milyon 300 bin memurdan, Dinçer'in hesabına göre "Ne iş olsa yaparım abi diyen 400 bin personel" daha aktif hale getiriyor. Veya, sadece kamu yöneticisine hizmet eden 200 bin kadar memur kamuya hizmet eder hale getiriyor.
Sistem tam anlamıyla yepyeni bir düzleme taşınıyor. Bugüne kadar eksikliği dolayısıyla tıkanmaya neden olan kamudaki strateji, performans ve güven açığının giderilmesi hedefleniyor.
Yıllardır iş adamlarının da dile getirdiği "devlet de sosyal özelliği dışında gerektiğinde holding yönetir gibi yönetilmeli" anlayışının manifestosu hazır hale getiriliyor.
Bürokrat da bakanla gelecek
Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in verdiği bilgiye göre, Kamu Yönetim Yasası'nı, Yerel Yönetim ve Personel Rejimi ile ilgili yasalar takip edecek.
Şahin'in verdiği bilgiye göre Personel Yasası Reformu ile müsteşardan genel müdüre, hatta daire başkanlarına kadar herkes bakanla göreve gelip, bakanla görevden ayrılacak. Yani, bürokrat da seçimle iş başına gelecek. Böylece her seçim dönemi sonrasında hükümetlerin kendi kadrolarını yaratmak için bürokratları görevden alırken, "memur kıyımı yapılıyor" yakınmasıyla karşılaşılmayacak. Başkanlık Sistemi'nin bütün kuralları çalışmaya başlayacak.
7 yılda oturur
Basın toplantısından sonra Yasa'nın mimarı, Başbakanlık Müsteşarı Prof. Dr. Ömer Dinçer ile sohbet ediyoruz.
"MERNİS'in hayata geçirilmesi 30 yıl sürdü. Bu yasanın hayata geçirilmesi ne kadar sürer?" sorusunu yöneltiyoruz.
Dinçer bütün kararlılığıyla şu yanıtı veriyor "Zor olduğunu ben de biliyorum. Bizim planlamamız 7 yıl. Bunun iki yılı çerçevesinin ve çevresinin oturması için gerekli, iki yıl ödüllendirme ve performansa yönelik düzenlemeler için yapılır. Sistem tam anlamıyla 7 yıl sonra yerine oturur..."
Yeni yasayı hazırlarken, bunun uygulaması sırasında en çok karşılaşacakları direnişin ne olacağını tahmin ettikleri sorusunu yönelttiğimizde ise şöyle diyor "Değişime direniş insanın içinde vardır. Ama sistemi gördükçe, faydasını anladıkça bu direniş de kırılacak yasa destek bulacaktır..."
Şahin de Dinçer de, yasanın uygulanması sırasında işlerinin çok zor olacağının farkında. Hatta, ilk yıllarda karşılaşacakları direnişin çok daha büyük olacağını biliyorlar. Güvendikleri ise herkesin her aşamada dile getirdiği, "değişimin zamanı geldi, Türkiye Ankara'dan yönetilmeyecek kadar değişti" görüşünün herkes tarafından dile getiriliyor olması. Hükümetin bunda ne kadar başarılı olacağı, öncelikli olarak kendi içindeki direnişi ne kadar kırabileceğine bağlı.
Bir de bürokrasinin uygulamada ortaya çıkarabileceği aksaklıkları hangi oranda çözeceğine. Bunları başardığı anda yasanın uygulamasında çok büyük bir sorunla karşılaşılması beklenmemeli.
Her ne kadar Dinçer, yasanın uygulamasının tam olarak oturması 7 yıl sürer dese de söylemlerden yola çıkıldığında, AKP'nin bu konuda acelesi var.
2007 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Türkiye "Yarı Başkanlık Sistemi"ni tartışıyor olursa buna şaşmamak gerekiyor. Bunun ilk temeli de dün atılmış bulunuyor.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|