kapat
22.09.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

ÖMER LÜTFİ METE


Kariyer dini

Bir parti veya akım hakkında bazen olumsuz, bazen olumlu düşünce açıkladığınız oluyorsa iki şeyi göze alacaksınız

Çıkarcı veya tutarsız sanılmayı.

Herkesin kendine tetikçi aradığı bir iklimde size başka sıfat reva görülmez.

Gerçekten çıkarcı yapınız yüzünden "eyyam" yapmayı alışkanlık haline getirdiğiniz için bir gün öyle, bir gün böyle konuşup yazıyor olabilirsiniz.

Üstelik bu yapıda olanlar için fazlasıyla kışkırtıcı bir iklim de var

"Aman ne adam, kimseden sözünü esirgemiyor."

Oysa siz, kendinizce çok uyanık (!) biçimde, çok zekice (!) dengeler ayarlıyorsunuz! Bir gün karalarken, öbür gün göklere çıkararak hem durumu idare ediyor, hem de sözünü esirgemez adam havasına bürünüyorsunuz.

Eski devirlerde olsaydı size "münafık" denirdi, şimdi işini bilen adam sayılıyorsunuz.

Kamu önünde duran insanlar da, -özellikle siyasiler-, sizin kapmış olduğunuz "yorumcu mevzii"ni fazlasıyla ciddiye aldıkları için, bir vurup bir okşamanıza çoktan razıdırlar. Hatta onlar, "arada silkelesin ki, övdüğü zaman inandırıcı olsun" diye düşünebiliyorlar.

Tetikçi değilsen işin zor
Bir de; "hem nalına, hem mıhına vurmak" sözünün yeni ortaçağımıza uygun çarpık yorumlanışı geçerli! Bu çarpıtma, "vurulması gereken her yere vurmak" anlamındaki atasözünü eyyamcılığın maskesi haline getirmiş

"Senin çıkarın, fiyakan ve fikriyatın neyi gerektiriyorsa ona göre vuracaksın!"

Böyle bir ortamda samimi olarak gördüğünü ve inandığını söyleyip yazabilen, dolayısıyla dün kötü bir işine tanık olup eleştirdiği kişi veya kuruluşu başka bir gün iyiliğinden ötürü tebrik eden yorumcunun başı derttedir ama gönlü rahattır.

Onlar için tutarlılık, içtenliktir, karakterin çelişkisizliğidir.

Halbuki toplumun ezici çoğunluğu sadece "yandaş tetikçi" arıyor. Onları tatmin etmek için sürekli aynı kadroyu suçlayıp aynı kişiye çullanacaksınız. Aynı ideolojinin papağanlığını yapacak, karşıtlara saldıracaksınız.

Aksi halde ya çıkarcısınız, ya tutarsız. Sağlıklı bir şekilde anlaşılamayacağınız kaygısı, belki gerçekten kafanızı da karışmıştır.

Yalnız, karakter tutarlılığını da çok yüceltemiyorum.

Tamam; yorumcu bütün samimiyetiyle inandığını ve düşündüğünü söyleyip yazmakta tutarlıdır ve gerçek tutarlılık budur.

Zirveden aşağı paramparça
Ancak, bir süre sonra bu tutarlılık da amansız bir takıntıya dönüşebilir, gerçekten de alabildiğine "özgür yorumcu" olan kişi, ruhsal bozukluk içinde kendini eşsiz bir fikir ve eleştiri kahramanı gibi hissetmeye başlayabilir.

Ondan sonrası tersine çözülüştür. Çünkü, kendisinin bizatihi efsane oluşturduğuna iman eylemiş, ortaya korunması gereken put çıkarmıştır.

Buna "kariyer dini" diyorum.

Orada biricik kutsal "ben"dir.

Kişi farkında olmadan benliği için bir "amentü" ve bir "ilmühal" icat eder...

"Kariyer dini"nde kişi farkında olmadan kendini feci şekilde böler, küçük parçacıklar halinde çoğaltır, hem cemaat olur, hem tanrı.

Bu saatten sonra onun eyyamcıdan farkı gittikçe azalmaya başlayacaktır. Sıradan eyyamcıyla kıyaslanmayacak kadar zeki olduğu için kendisini hala "karakter tutarlılığı" içinde gösterebilir.

Böyle kişilerin sonu genellikle kötü bir yaşlılık dönemidir.

Tanrılıktan sıradanlığa dönüşü kaldıramazlar; buna inanmak istemedikleri için ihtiyarlıklarında kendilerini maskara ederler.

Allah korusun.

(Bütün bunları öncelikle kendime söyledim.)


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
Destek Paketi
Sarı Sayfalar
GreenCard


Sizinkiler
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır