kapat
22.09.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

ERGUN BABAHAN


Yine rekabet

Gazete, bir sanayi ürünüdür. Gazetelerin ayakta kalabilmesi, siyasi iktidarın mali denetimine girmemesi, bağımsızlığını koruyabilmesi, halka doğru bilgi verebilmesi için karlı olması önkoşuldur.

Çünkü para üretemeyen gazete dik duramaz. Karsız gazete, siyasi iktidar veya belli çevrelerin borazanı haline gelir.

Kar eden gazete ise kimseye minnet etmeden, kimseye gönül borcu olmadan, sadece okurunu önplanda tutarak ayakta kalabilir.

Gazetenin suyu çıkar
Yani gazete için esas olan gazetecilik yaparak yere sağlam basabilmektir.

Ama gazete, çamaşır makinesi, saç kurutma makinesi veya halı değildir. Böyle olduğu için de sadece karı hedef tutamaz.

Gazetenin tek hedefi karlılık olsaydı, gazetecilerin iş takipçiliği yapması da gayet doğal karşılanırdı. Bugün gazetecilerin Ankara'da kredi peşinde koşması, patronun işlerini takip etmesi ayıp karşılanıyorsa, bu gazete ile yoğurt arasındaki fark nedeniyledir.

Elbette bunu böyle görmeyen insanlar olabilir. Ancak orada iş karışır. Siz gazete ile meyve suyu arasında bir ayrım görmüyorsanız, ikisini bir arada satabilirsiniz. Bu durumda da iyi gazete mi yapıp satıyorsunuz, yoksa iyi meyve suyu mu pazarlıyorsunuz konusu gündeme gelir. Yani gazetenin suyu çıkar.

Gazeteyi diğer sanayi ürünlerinden ayıran en önemli farkı, bir düşünce ürünü olmasıdır.

Toplumun tüm düşünce kanallarının bir grubun elinde olması bu yüzden tehlikelidir.

Aslında çamaşır makinesi ya da yoğurt üretiminin bir grubun elinde olması da tehlikelidir. Çünkü bu durumda da pazarı arz-talep dengesi değil, bir grubun koyduğu kurallar belirler.

Bunun için tekelcilik denilen bir kavram vardır ve sersemler veya emir komuta zinciri içinde yazı yazanlar dışında herkes bunu bilir.

Çamaşır makinesinde, buzdolabında, otomobilde birden fazla üretici olduğu için rekabet vardır. Bu tüketiciye kalite ve fiyat olarak yansır; medyaya da reklam geliri olarak.

Bu yüzden rekabet iyidir.

Futbolda bile iyidir. Bugün Türkiye'de Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş rekabeti olmasaydı futbol bu kadar çekici bir spor dalı haline gelebilir miydi?

Rekabet güzeldir ama insanın doğasına aykırıdır. İnsanoğlunun, ne yazık ki gözü doymak bilmez. Her şeyin sahibi olmak ister. Şifreli kanal da benim olsun, benzincilik de yapayım, Tüpraş da benim elime geçsin, cep telefonu işini de kapayım, bankacılık da yapayım der durur.

Elinde basın gücü varsa bunu yapmakla da kalmaz, elindeki bu güçle rakiplerini ahlak, kural tanımadan sindirmeye çalışır.

Meydanı boş bırakmayız
Bunun için bütün dünyada tekelciliğe karşı kurallar vardır.

Bu kurallara ve denetimlere Türkiye'de her ülkeden fazla ihtiyaç vardır, çünkü ülkemizde henüz her şey yerli yerine oturmuş değildir.

Elinde basın gücü olan açgözlü bir patron, yargıyı bile baskı altında tutarak terör saçabilir.

SABAH'ın piyasadan silinmeye çalışılmasının arkasında yatan en büyük neden budur. SABAH, rekabet demektir. SABAH, piyasada herkesin canı istediği gibi at koşturamaması demektir. SABAH, dağıtımda, düşüncede çok seslilik demektir.

SABAH, bu dönemde sadece gazetecilik yapmakla yükümlü değildir. Önemli bir yükümlülüğü daha vardır; o da meydanı kötü niyetlilere boş bırakmamak.

Böyle olduğunu, okur geçen 12 ayda gördüğü için SABAH'ı tirajı ile ödüllendirmiştir. Reklamveren de hem bu gerçeği, hem de rekabetin önemi gerçeğini gördüğü için SABAH'ı giderek daha fazla kullanmaktadır. Bu da bize gelecek için büyük umut vermektedir.


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
Destek Paketi
Sarı Sayfalar
GreenCard


Sizinkiler
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır