|
 |
|
4 kafa, 1 smaç!
Kemal 45'te perdeyi açtı; Arif hemen eşitledi. İkinci yarı Hooijdonk'un gol sevincini de Hakan kısa kesti. Son dakikada Luciano'nun smacını hakem Boşat görmeyince derbi berabere bitti
Maçtan yarım saat kadar önce VIP Tribünü'nün arka bölümünde ülkenin önde gelen futbol adamları koyu bir derbi sohbeti yapıyordu. Trafikten kurtulup stada girdikten sonra biz de sohbete katıldık. Aslında kimse maçın skoru üzerine konuşmuyordu. En güzel yorumu Şenol Güneş yaptı. A Milli Takım Teknik Direktörü, "Aileler maça çoluk çocuk gelmiş. Bu coşkuyu sahaya yansıtmak lazım. Coşku olursa kavga çıkmaz" diyordu.
Atmosfer harikaydı. G.Saray, sahaya çıktığında pankartlarla yapılan şovlar bize İspanya'yı hatırlattı. F.Bahçeliler de tribündeki yerlerini almıştı. Geçen yılki tatsız iki derbinin ardından şimdi iki taraf da maçtaydı.
Daum bir basın toplantısı yaptı. "Bir puan başarıdır" dedi. Fatih Terim gibi kurt teknik adam bu söylemin bir taktik olduğunu çok iyi biliyordu. Baliç ve Arif ile rakip kanatları zorlayıp gol bulmayı düşünüyordu. Daum ise Luciano'yu Hakan'la eşleştirmiş, Tomas'ı stopere çekmiş, Ümit'i orta sahaya sürmüştü.
İlk yarı rüzgarı ardına alan Fenerbahçe daha üretkendi.
Bu arada Bülent'in Hooijdonk'un üstüne sıçrayarak yaptığı bir müdahale penaltı tartışması yaratıyordu ama maçın sonunda Fenerbahçeliler'in bu penaltıya itiraz edecek hali bile kalmayacaktı..
29. dakikada F.Bahçe'nin sağ kanat akınlarının tehlikeye dönüşeceğinin ilk sinyali geldi. Ama Hooijdonk kaleyi tuturamadı. Bu dakikadan sonra G.Saray toparlandı. Oyunu rakip sahaya yıkar gibi oldu. Ama ilk kez F.Bahçe 11'inde oynayan Tomas'ın yerinde müdahaleleriyle gol şansı bulamadı.
Maç hareketleniyor
İlk yarının sonuna doğru maç bir Süper Lig maçı olmaktan çıkıp gerçek bir derbi havasına büründü.
Prates, taca atması gereken topla fazla oynayınca Kemal araya girdi. Savunmadan sıyrıldı. Vuruşu Mondragon'dan döndü. Bu, sezon başından beri durgun görünen Kemal'in bu maçta arzulu olduğunun habercisiydi aslında. 30 saniye sonra Fatih'in ortasına vurduğu kafa ağlara takılırken golde Fatih, Kemal ve rüzgar kadar Mondragon'un da payı vardı.
"Gol attığın ve yediğin dakikalara dikkat edeceksin. Konsantrasyon bozulursa gol atmak bile dezavantaja dönüşür" demişti bir söyleşisinde Parreira.
Maçın en etkisiz adamı Baliç hala golün atmosferini yaşayan ve tribünlere "Ben attırdım" diye işaret yapan Fatih'in dalgınlığını çok iyi değerlendirdi. O müthiş sol ayağıyla müthiş bir orta yaptı. Arif için Hakanlaşmak'tan başka çare yoktu. O da onu yaptı. O ana kadar G.Saray'ın en kötü iki isminin gayreti beraberliği getirmişti.
Atamayana değil atana...
İkinci yarı başlar başlamaz Fenerbahçe yine öne geçti. Hem de güzel ve organize bir golle. Ümit'in sağ kanattan taşıyıp yaptığı ortada Kemal kafayla Hooijdonk'u gördü. Hollandalı da uçarak ağları havalandırdı.
Fenerli yine seviniyor, Galatasaraylı yine üzülüyordu ki, top Prates'in ayağına geldi. Sempatik Brezilyalı golü düşünerek kötü bir şut çekti. Ama Hakan Şükür'e çarpan top Prates'in kalbine göre verdi, skora yine eşitlik geldi.
Bu dakikadan sonra eşitliği bozmak için daha fazla nedeni olan Galatasaray, daha fazla çalışan ise Fener'di.
86. dakikada Hooijdonk, 25 metreden gözü kapalı yaptığı işi 5 metreden yapamadı. Boş kale yerine Mondragon'un kurtaracağı bir yere vurunca Fenerbahçe 3. kez öne geçme fırsatını kullanamadı.
Luciano blok yaptı
Ve derbiye damgasını vuran o dakika geldi çattı. Kronometre tam olarak 88.27'yi gösterirken Prates'in soldan kullandığı kornere Hakan kafayı vurdu. Zamanlaması kötü olan Luciano sağ eliyle topa blok yaptı.
İyi senaryo Boşat çok kötü bir açıda olduğu için bu pozisyonu göremedi.
Kötü senaryo Penaltıyı çalacak cesareti yoktu..
Senaryonun hangisinin doğru olduğunu bilemeyiz ama bu verilmeyen penaltıyla Fenerbahçe iyi oynadığı ve kazanmayı hak ettiği bir maçı kaybetmekten kurtuldu.
Galatasaray ise karşısına yorgun çıktığı, ve çok pozisyon verdiği ezeli rakibini yenme şansını kaçırmış oldu.
Altan TANRIKULU
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
