|
 |
|
KEMAL DİNÇER
Hayal peşinde
Trabzonspor-Fenerbahçe karşılaşması öncesinde oynanacak futboldan çok, kaldırılan tel örgüler konuşuldu. Bu olgu öylesine maçın önüne geçti ki, Trabzon paralize bir halde çok kötü bir futbol ortaya koyarken, F.Bahçe oynadığı futbolla ümit vermese de en azından psikolojik olarak çok ihtiyacı olan üç puana ulaştı.
Ortada futbol olmayınca ve tribünde futbol izlemekten başka amaçla bulunan gruplar olunca maçtan sonra da yine seyirciler, kavgalar konuşulmakta. Her toplumda bu nevi hareketleri yaratma isteğinde kişi veya gruplar olur. Asıl üzülmemiz gereken, bunca olaydan sonra ortadaki ayıbı karşı takımın üzerine atmaya çalışan kulüp yöneticilerinin basiretsizliği ve dar görüşlülüğü ile polisin olaylara müdaheledeki hataları.
İzmir'de bir dostluk maçındaki olaylar ve bir kişinin hayatını kaybetmesinin ardından, verilen üç maçlık ceza için "Çok ağır olmuş" diyen yönetici kafasını bu hafta da "Olaylara seyircimizi tahrik eden F.Bahçe seyircisi sebep oldu" demeciyle Trabzon'da gördük. Burada kişileri suçlamak anlamsız. Bu, maalesef her yerde böyle. Seyirci tepkisinden korkan, popülizmin esiri olmuş kulüp yöneticilerinin bizi getirdiği nokta bu.
Devlet beceremez mi?
Konuşması gereken Trabzon Valiliği ve Emniyeti'nden ses yok. İçişleri Bakanı'nın dile getirdiği ve Futbol Federasyonu'nun sahip çıktığı görüş ise stadlarda güvenliği polisin değil, özel güvenlik güçlerinin sağlaması. Kaynak olarak Avrupa'yı gösteriyorlar. Polisin hatta jandarmanın sağlayamadığı asayişi özel güvenlik birimleri nasıl sağlayacak? Kanunun verdiği hangi güçle? Hangi bilgi ve hangi donanımla? Bu, "Ben beceremiyorum, siz ne yaparsanız yapın" yaklaşımı, devlet ciddiyetine yakışmaz.
Türkiye'nin 81 vilayeti var, 2. ligi var, 3. ligi var. Anadolu şehirlerinde bu hizmeti kim sağlayacak? 15 günde bir oynanacak maç için kim bu kadar ekibi eğitecek ve barındıracak? Stadda güvenliği sağladın diyelim, olayların yarısı da stad dışında oluşuyor. Bunu da mı özel güvenlik önleyecek? Ya da ölümlü bir hadiseden sonra devlet "Ben karışmıyorum" diyebilecek mi? Buna, önce anayasa, sonra da vicdan izin vermez.
Önce yangını söndürün
Bu işin özel güvenlik tarafından sağlanması belki olayın ideali. Ama geldiğimiz noktada yangın bacayı sarmış, özel güvenliğin boyutlarını da çoktan aşmış durumda. Önce yangın söndürülmeli, sonra bina yeniden yapılmalı.
Öncelikli iki konu var. Birincisi emniyet amiri pozisyonunda 100 kişiyi bu konuyla ilgili çok acilen yurt dışında, yerinde, yabancı uzmanlarca eğitmek, daha sonra onların gelip burada diğerlerini eğitmesini sağlamak. İkincisi, çok sert bir kanunu çok acilen meclisten çıkartmak. Bu, AB uyum yasalarından da, diğer tüm konulardan da daha önemli.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
