|
 |
|
ERGUN BABAHAN
Karakter sınavı
Biz, siyasi iktidarla haber ve gazetecilik dışında bir şey konuşmadık, konuşma-yacağız. Siyasi iktidardan gazeteci kimliğini kullanarak hiçbir talepte bulunma-yacağız
Formula skandalını manşet yaptığımız gün, "Bu bir medya savaşıdır" demiştim. "Medyanın ahlak savaşı" demiştim.
Yazdığımda ne kadar haklı olduğumu Hürriyet'in iki günlük yayını ortaya koydu.
Formula tezgahı hakkında bir tek satır yazamayan, iddialara yanıt veremeyen Hürriyet, iftira ve küfür kampanyası başlattı.
Biz, Hürriyet'i yapanların karakterini iyi bildiğimizden böyle bir tepki bekliyorduk. Bu nedenle Hürriyet'in tavrı bizim için sürpriz olmadı.
Ancak, öfke ve hırstan gözleri döndüğü için, o kadar usta oldukları iftira işinde bile çuvallamaya başladılar.
Yanımda atv Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Tezkan, SABAH Ankara Temsilcisi Muharrem Sarıkaya ve AK Parti Grup Başkan Vekili Salih Kapusuz'un basın danışmanı Ahmet Tezcan'ın da olduğu bir görüşmeyi, iş takibi görüşmesine çevirmeye kalktılar.
Yandaki sütunda Salih Kapusuz'un görüşmeye ilişkin yaptığı açıklama var. Bu tavır Hürriyet'in ve Hürriyet'i yapan tepe kadronun ne kadar zavallı durumda olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Hep söylüyorum, biz "İyi insanlar, iyi gazete yapar" diyerek yola çıktık. Gazeteciliğin bir yürek, inanç işi olduğunu söyledik.
SABAH için tek ölçü vardır Haber.
Doğan Grubu'nun, patronun en yakınlarını bile kullanarak İstanbul'da milyonlarca metrekare arazi kapatıp, sonra da bu bölgeyi Hürriyet Gazetesi aracılığıyla parlatmaya çalışması bir haberdi.
Hürriyet'in iftiracı geçmişini bilerek, cesaretle bu haberi yaptık. Bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz.
Bu satırların yazarı, göreve geldiği gün açıkça yazdı. Türkiye'de siyasi iktidarla medya arasındaki çıkar bağı kesilmeden bu ülkede demokrasinin sağlıklı işlemesi, yolsuzlukların önünün kesilmesi mümkün değildir.
Biz, siyasi iktidarla haber ve gazetecilik dışında bir şey konuşmadık, konuşmayacağız. Siyasi iktidardan gazeteci kimliğini kullanarak hiçbir talepte bulunmayacağız. Görevde bir yılı aşan geçmişimiz bunun bir kanıtıdır. Bu bir yıl, bizim onur belgemizdir, gelecek için de referansımızdır.
Biz hiçbir bakana telefon açıp "Bizim patronun kağıt fabrikası teşviki ne oldu?" diye sormadık, sormayacağız.
Biz grubun kamu bankalarına borçlarını erteletmek için Ankara'da kapı kapı dolaşmayacağız.
Biz, bürokratlara şantaj, tehdit haberleri yapıp patron lehine karar aldırmaya uğraşmayacağız.
Bu işin ustalarının kim olduğunu bütün Türkiye biliyor, biz de biliyoruz. Onları da yakaladığımız her fırsatta bir bir teşhir edeceğiz.
Çünkü, Türkiye'nin başının bu kadar sıkıntıya girmesinin, yolsuzluğun bu boyutlara ulaşmasının en temel nedeni basının siyasi iktidarı denetim görevini yerine getirmemesidir.
Biz SABAH Gazetesi olarak, siyasi iktidarı demokratik kurallar çerçevesinde denetlemekle yükümlü olduğumuzu biliyoruz.
Biz işverenimizin çıkarı için bu denetim hakkından en küçük bir taviz vermedik ve vermeyeceğiz.
Türkiye'nin özel koşulları nedeniyle, sağlıklı işleyen bir demokrasi için rakip gazeteleri de denetlemek gibi özel bir görevimiz olduğunu da biliyoruz. Kişisel çıkar yüzünden gözleri dönüp gazetelerini patronunun basın bülteni gibi hazırlayanlarla kavga edeceğiz.
Çünkü biz gazeteciyiz ve bu işi çok seviyoruz.
Çocuğumuzun, eşimizin, yakınlarımızın bizden göğüslerini gere gere "gazeteci" diyerek bahsetmesini istiyoruz. Bu kimliğin para veya maddi çıkar karşılığında satılmasının kabul edilemez olduğunu biliyoruz.
Türkiye, hızlı bir değişim sürecinin içinde. Basında yaşananlar da bu değişim sancısının bir parçası. Ama merak etmeyin, iyi medya, kötü medyayı kovacak ve çok yakında insanlar gazeteleri okurken "Bu manşetin arkasında ne var" diye düşünmeyi bırakacak.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
