|
 |
|
Yiğit düştüğü yerden kalkar
Hukuki olarak önü açılan Tayyip Erdoğan, Siirt'ten aday oldu. Yüzde 80'in üzerinde oy alarak milletvekili seçildi, 15 Mart 2002'de de başbakanlık koltuğuna oturdu
Erdoğan'ın hukuki mücadelesi seçimlerden sonra da sürdü. CHP'nin de verdiği destekle Erdoğan'ın milletvekili olmasını önleyen Anayasa'nın 76'ıncı maddesi ve TCK'nın 312'inci maddesi ve Siyasi Partiler Kanunu'nun 11'inci maddesi değiştirildi.
Erdoğan'ın önünün açılmasının ardından; önce Rize, sonra da Siirt'ten aday olması gündeme geldi. Erdoğan, AKP'nin yaptığı başvurunun YSK tarafından kabul edilerek Siirt'teki seçimlerin iptal edilmesinin ardından siyasi yasaklı olduğu ilden milletvekili adayı oldu. 9 Mart 2003'te yenilenen Siirt seçimlerine "Yiğit düştüğü yerden kalkar" sloganıyla giren Erdoğan, yüzde 80'in üzerinde oyla milletvekili seçildi. 15 Mart 2002 tarihinde ise Erdoğan, Başbakanlık koltuğuna oturdu. AKP'nin iktidarı süresince Milli Görüş geçmişi zaman zaman hissedildi. ABD askerinin Türkiye'ye gelmesi ve buradan da Irak'a geçmesine ilişkin tezkerenin reddinde Milli Görüşçüler önemli rol oynadı.
ESKİ İZLER SİLİNDİ Mİ?
Bu dönemde AKP'nin bölüneceği ve bir grubun SP'ye geçeceği senaryoları üretildi. Ancak, partiye en fazla sahip çıkanların ve kalıcı olanların partinin çekirdeğini oluşturan Milli Görüş kökenliler olduğu gerçeği gözardı edildi. MGK toplantılarındaki irtica tartışmaları ve YAŞ toplantıları, devlet resepsiyonları ve programları öncesinde tırmanan türban tartışmaları 28 Şubat öncesi dönemleri akla getirdi.
Erbakan'ın 1993'te araştırmacı yazar Aytunç Altındal'a söylediği "İktidar oluruz ama muktedir olamayız" sözlerini aradan 10 yıl geçtikten sonra Erdoğan'ın yinelemesi sadece tesadüf değil. Erbakan'ın yıllardır dillendirdiği "bürokratik oligarşi" söylemini de Erdoğan iktidara geldikten sonra çok sık kullanmaya başladı. Bu da AKP'nin ne kadar merkeze kaysa da hala devletin bazı kurumları ile sorunu olduğunu ortaya koyuyor.
TUTKAL ERDOĞAN
Bütün görüş ayrılıklarına rağmen Erdoğan'ın özellikle türban konusunda gerilimden uzak tutumu, geçmiş tecrübelerin yeniden yaşanmamasının en büyük garantisi olarak gösteriliyor. AKP'nin bünyesine aldığı Milli Görüş'ten, merkez sağdan, MHP'den ve hatta sınırlı da olsa sol kesimden gelen unsurları barışık olarak tutabilmesi, partinin merkezde kalmasının da sigortası olacak. Taban bir yana henüz parti grubunun bile kabullenmediği "muhafazakar demokrat" kimliğinin oturması ise zaman alacak gibi görülüyor.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
