kapat
18.08.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

GREENCARD

İstanbul hazır mı?

Bugün konumuz depremle birlikte yaşamayı öğrenmek için yapmamız gerekenler. Ancak önce hiç aklımızdan çıkmaması gereken bazı gerçekleri sıralayalım

Türkiye'nin her yıl en az bir kez 6.3 veya daha büyük depremle sarsılması olasılığı yüzde 63.

Ülkemizde her 3 yılda bir 6 büyüklüğünde, her 5 yılda bir de 7'nin üstünde deprem meydana geliyor. Son büyük deprem 1999'da olduğuna göre, 2004'e kadar (gelecek yıl) Türkiye'nin herhangi bir yerinde 7 veya üstünde bir deprem kaydedilebilir.

Deprem riski açısından her yıl milli gelirin 10 binde 7'sini, her 10 yılda bir de yüzde 3'ünü konut yapımına ayırmamız olasılığı yüzde 63.

Depremlerde her 10 yılda bir 900 ile 8 bin arasında can kaybıyla karşılaşmamız olasılığı yüzde 100'e yakın.

Bu bilgileri Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara'nın 17 Ağustos depreminin dördüncü yıldönümü nedeniyle kaleme aldığı bir çalışmadan aktardık.

Depreme hazırlık çalışmalarının bireyden medyaya, sivil toplum örgütlerinden bilim adamlarına, yerel yönetimlerden merkezi yönetime kadar tüm seviyelerde ve tam bir uyum içinde yürütülmesi gerektiğini söyleyen Deprem Dede diyor ki

"Türkiye bir afet sonrası yıkım ve yara sarma anlayışını artık terk etmeli. Müdahale ve iyileştirme çalışmalarından oluşan kriz yönetiminden, zarar azaltma ve hazırlık çalışmalarını kapsayan risk yönetimine geçmeli. Bir başka deyişle, 'İnsanlarımızı nasıl enkaz altından kurtarırız' merkezli çalışmaların yerini 'İnsanlarımızı nasıl enkaz altında kalmaktan kurtarırız' düşüncesi almalı."

Peki bu zihniyet değişikliği nasıl sağlanacak? Cevap "Afet Yönetim Stratejisi" oluşturarak. Ve bunu bir devlet politikası kabul ederek. Bu da sadece bu konuyla uğraşacak bir müsteşarlık bünyesinde yepyeni bir örgütlenme gerektiriyor.

İş işten geçmeden
Dikkat ederseniz, Işıkara afete hazırlık çalışmaları arasında kamuoyunu umutlandıran "Depremi önceden haber alma" araştırmalarını saymıyor. "İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu tür çalışmaları finanse etmek zorunda değil" diyor ve ekliyor "Bu para müdahale ve iyileştirme çalışmalarına harcansa çok daha faydalı bir iş yapılmış olur."

Haklı. Biliyorsunuz, Belediye halkı depremden sadece 10 saniye önce haberdar etmek için "Erken Uyarı ve Acil Müdahale Projesi" hazırladı. Ancak sonra bir doğalgaz vanasını kapatmak için bile 2 dakikaya ihtiyaç olduğu dehşetle fark edildi. Sonuç 3 milyon dolar boşa gitti.

Madem sözü beklenen İstanbul depremine getirdik, soralım Bu önlenemez felakette can ve mal kaybını azaltmak için şimdiye kadar ne yapıldı? Evet, Japonlar'ın da katkısıyla kaç evin çökeceği, kaç kişinin can vereceği ilçe ilçe, sokak sokak hesaplandı ama o tehlikeli evler ne yıkıldı, ne de çok büyük çoğunluğu güçlendirildi.

Bizce bu konuda İstanbul Ticaret Odası'nın (İTO) getirdiği öneri tartışılmaya değer. Öneri şu Özellikle 1990 öncesi yapılmış ruhsatlı binaların sahipleri, evlerini yıkıp yeniden inşa etmek istediklerinde, onlardan ruhsat harcı istenmesin. Proje uygunsa onaylayıp geçsinler. İTO böylece hem devletin üstündeki deprem riskinin ciddi ölçüde hafifleyeceğini, hem Sultanbeyli'den Avcılar'a kadar İstanbul'un boydan boya daha estetik bir görünüme kavuşacağını, hem de halkın daha huzurlu bir yaşam sürebileceğini savunuyor.

Işıkara'nın sık sık hatırlattığı gibi, İstanbul depremine hazırlık çalışmaları seferberlik ruhuyla yürütülmezse sonra çok dövünürüz.

Çünkü Anadolu'ya bir şey olursa İstanbul kurtarır ama İstanbul'a bir şey olursa Anadolu ayağa kaldıramaz.

Mesajlarınız için: esafak@sabah.com.tr


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
Sarı Sayfalar
GreenCard


Sizinkiler
TEMA

Copyright © 2002, Bilgin Elektronik Yayıncılık ve İletişim A.Ş. - Tüm hakları saklıdır