kapat
16.08.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

GREENCARD

MEHMET BARLAS


AK Parti'nin "Beyaz Sayfa" açması kolay değil!

Acaba gerçekten insanın bilinci, bebek doğduğu zaman "Beyaz Sayfa" gibi midir? İngiliz kuramcı John Locke, "Tabula Rasa"yı 1690 yılında ilk kez seslendirdiği zaman, sorunun cevabını şöyle vermişti

- Evet... İnsan bilinci, yaşanan deneylerle şekillenir.

Oysa şimdi, "Gen"lerle aktarılan bilgilerin de, doğum sırasında var olduğunu biliyorum.

Peki acaba, yeni kurulan bir siyasi partinin kurumsal bilinci, bu partinin doğumu sırasında "Beyaz Sayfa" gibi midir?

AK Parti'nin 2'nci yıldönümünde, bu olayı yorumlayan Recep Tayyip Erdoğan, "Refahyol Hükümeti ve 28 Şubat süreci, birçok şeyi yeniden düşünmemize neden oldu" demiş.

Böylece kurulan AK Parti, şu temel yaklaşımı benimsemiş

- Temel niteliği belli bir ideolojiyi ve dünya görüşünü önceleyen bir parti değil, insanları kucaklayan, insanların ihtiyacını öngören bir parti kurmalıydık.

AK Parti'nin, bugün için bu görünümü verdiğini söylemeliyiz.

Ancak gerek AK Parti'lilerin, gerekse AK Parti'li olmayan kesim ve kurumların, "Eski Bilgiler"i de, hala yaşattıkları kesindir.

Sade Türk siyaset ve düşünce yaşamında değil, bütün dünyada, sosyo-politik oluşumlar, kesinlikle bir "Beyaz Sayfa" açamıyor.

Saplantılar, önyargılar, tutkular, toplumun bilinçaltında, kemikleşmiş biçimde duruyor.

Akıllı ve gelişmiş toplumlar, değişime hızlı uyacak kurumsal yapıyı oluşturdukları için, eski bilgiler (veya saplantılar) zırt-pırt ortaya çıkıp, gündemi karıştırmıyor.

Bizde ise, kim "Beyaz Sayfa" açmayı denerse denesin, o beyaz sayfanın üstündeki karalamalar, çoğu zaman ön planda duruyor.

"Eski siyasi partilerle hiç ilişkisi olmamak" veya "Hiçbir eski partinin devamı olmamak" kavramlarını, en sık şekilde vurgulayan kişi, doğum tarihi 1983 olan ANAP'ın kurucusu Turgut Özal'dı.

Ama neticede Özal'ın "Beyaz Sayfa" projesi, 1991 seçimleri sonunda, fiyasko ile noktalandı.

Hem "Eski", bütün kavgaları, kan davaları ve tutkuları ile iktidara geldi.

Hem de ANAP, Mesut Yılmaz yönetiminde, "Eski Partiler"e benzedi.

Şimdi "Yeni"yi ve "İdeolojisizlik"i simgelemek isteyen AK Parti'nin durumu daha zor.

Çünkü 28 Şubat, Özal neyi temsil ediyorsa, ona karşı bir operasyon biçiminde sahneye konuldu.

Toplumu birleştiren değil, farklılaştıran öğeler ön plana çıkartıldı.

28 Şubat döneminde, bu farklılıkların sahipleri, daha fazla bilendiler ve kamplaştılar.

3 Kasım seçimleri de, bu şekilde, 28 Şubat'a karşı bir tepki olarak AK Parti'yi tek başına iktidara ve Erdoğan'ı başbakanlığa getirdi.

Şimdi biliyoruz ki, kendilerini "Yenilmiş" olarak gören toplumun belirli kesimleri ve bazı devlet kurumları, bir rövanş maçı için beklemekteler.

Bu arada, başörtüsü, YÖK reformu, Kıbrıs, Uyum Paketleri ve benzer konularda, karşı goller atmaya çalışmaktalar.

AK Parti ve Erdoğan, açtıklarını sandıkları "Beyaz Sayfa"yı gerçekten böyle korumak istiyorlarsa, kadrolarını daha geniş yelpazeye yaymalı, dar çevrecilikten uzak durmalı ve "Hukukun Üstünlüğü"nü, her alanda en üstün değer olarak sunup, korumalıdırlar.

ŞAKA

Filozof soyulmuş!
Felsefe Kongresi'ne katılan Çin'li kadın filozofu, İstanbul'un kapkaççıları Taksim'de soymuşlar.

Bu durumda, Hegel-Marx arasındaki "Sefaletin Felsefesi" ile "Felsefenin Sefaleti" ikilemi, Kongre'de yeniden gündeme getirilebilir.

Çünkü kapkaççılar, filozof olmasalar da, kesinlikle sefiller.

NEFES ALMAK

Tatil bir kaçış değil, kendini buluştur!
Yarım kalan tatilimi tamamlamak için yine Bodrum'dayım.

İstanbul'da havaalanında uçak beklerken de, Bodrum'da gezerken de dikkatimi bir şey çekti.

Yaz mevsimi ve tatil ortamı, insanların gerçek kişiliklerini açığa çıkarıyor.

Hep koyu renk elbiselerle, kravatla gezen güçlü ve ünlü insanlara rastlıyorum her yerde.

Üzerlerinde buruşuk gömlek, bir şort, ayaklarında sandaletlerle dolaşıyorlar.

Günlük çalışma yaşamında burunlarından kıl aldırmayan isimlerin, tatil ortamında çocuklaştıklarını, hatta zıpırlaştıklarını görüyorsunuz.

Acaba "Tatil" kavramı mı büyülü?

Yoksa, tatil olmasa bile, insanların alıştıkları ortamdan kaçmaları, bir ihtiyaç mı?

Neticede hoş bir şey bu.

İacocco'nun dediği gibi, "kendi tatilini planlamayan bir insan, dev şirketin yönetiminde o şirketin geleceğini nasıl planlayabilir" ki?

Mesajlarınız için: mbarlas@sabah.com.tr


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
Sarı Sayfalar
GreenCard


Sizinkiler
TEMA

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır