|
 |
|
CÜNEYT E. KORYÜREK
Portekiz ve Türkiye
Bu köşede genelde Türk gençlerine spor yapma imkanı verilmediğini, spor tesislerinden yeterli randıman alınmadığını, nedenleri ve çözümleri ile anlatmaya çalışır, İstanbul'da yapılacak bir Olimpiyad organizasyonunun kent ve ülkeye getireceği olumlu unsurları bıkmadan yazarım. Buna ek olarak atletizm dünyasından basında yer almayan haberleri aktarır, Türkiye'deki kabiliyetli atletler için eş-dost arasından sponsor olarak bulduğum hayırsever kişilere teşekkür eder ve daha başkalarının da bu konuda yardım etmesini sağlarım.
Yılda bir iki kez de ilginç bir tarafını bulduğum dünyanın en çok sevilen sporu olan futboldan bahsederim. Bugünkü konum, Portekiz'de gelecek yıl yapılacak olan EURO 2004 adı ile anılan Avrupa Futbol Şampiyonası. Hangi takımların şanslı olduklarını şimdiden saptamak benim bilgim dışında. Ben burada, 10 milyonluk nüfusu ile Avrupa Birliği'nin en fakir ülkesi olan Portekiz'in bu şampiyona için gerekli hazırlıkları nasıl yaptığını anlatmak istiyorum.
Önceki yıllarda Londra'daki The Times gazetesenin spor editörü Rob Hughes artık sadece International Herald Tribune'de yazıyor. Kendisi gerçekten bir futbol uzmanı. Hughes geçenlerde Portekiz'e gitmiş ve tüm hazırlıkları yerinde incelemiş. Hughes'a göre Portekiz "büyük düşünerek" spor ve turizmi adeta kaynaştırmış. 10 ay sonra başlayacak olan şampiyonanın 1 milyon 200 bin biletinin üçte biri şimdiden satılmış.
Portekiz, bu şampiyonada oynanacak 31 maç için 3 stadı yenilerken 7 tane de yepyeni stadyum inşa ediyor. Biz de dillere dolandığı gibi Portekiz'de o kadar okul ve hastane ihtiyacı varken neden 4.5 milyar dolarlık bir yatırım yapıldığı ülkede zamanında sorulmuş. Ama verilen cevap çok ilginç Futbol turist getirecek, gelen turist kaldığı tesis ve çevre koşullarını beğendiğinde tekrar tekrar gelecek ve gelmeyenlerin de gelmesi sağlanacak.
Lizbon kentinin içinde araları sadece bin 500 metre olan Sporting ve Benfica kulüplerinin biri 50 bin diğeri 65 bin seyirci kapasiteli stadları yenilenecek. Braga yöresinde ise kayalar oyulmuş ve bir milyon metreküp kayanın kırılıp atılması sonunda şahane bir stad çıkmış. Bu arada UEFA, inşa edilen stadları kontrol etsin diyerek bu konuda dünyanın en bilgili uzmanı olan İskoçyalı Ernest Walker'ı tam 14 kez Portekiz'e yollamış. Hughes'la konuşan Walker "Bu kadar kısa sürede böyle büyük bir programı uygulamak büyük başarı" demiş. "Küçük bir ülke olmasına rağmen Portekiz'in 10 stadı ortaya çıkarması akıl alacak birşey değil. Portekiz birkaç yıl önce UEFA standartlarında tek bir tesise sahip değilken şimdi 10 tane birden çıkarması mucize" dierek de eklemiş. Portekiz sadece tesis yapımı ile EURO 2004'e hazırlanmıyor. Milli Takım için de Dünya Kupası şampiyonu Brezilya'nın teknik direktörü Luis Felipe Scolari'yi almışlar.
Portekiz'in bu durumuna bakıp ülkenin sadece futbolda atılımlar yaptığını sanmayın. Atletizmdeki milli rekorlarına baktım. Bilhassa koşularda mükemmel dereceleri var. Örneğin 800 metrede 144.91, 5 bin metrede 1302.86, 10 bin metre ve maratonda her büyük şampiyonada ilk sıralara girecek derecelere sahipler. Koşularda Olimpiyad branşlarında en eski rekor 1996'da kırılmış.
Bizler ise hala yeni yapılan Atatürk Stadı'nı nasıl kullanacağız diye kafa yoruyor ve 800 metrede Sermet Timurlenk'in 25 yıllık rekorunun yanına yaklaşamıyoruz.
Spordaki tesis ve başarılar incelendiğinde Avrupa Birliği'nin en fakir ülkesi ile Türkiye arasındaki dengesizlik kolayca ortaya çıkıyor.
Büyük düşünmeyi daha öğrenemedik.
Büyük düşünmek de yetmez. Bir de bunun uygulaması var.
Ama hangi kafa, bilgi deneyim ve vizyonla.
Problem de bu ya!
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
