|
 |
|
ABDURRAHMAN YILDIRIM
Türkiye kriz sonrası hızlı büyür
Bu yıl, geçen yılki yüzde 7.8 düzeyine yakın bir büyüme beklediğimi daha önce yazdım. Bunun bir nedeni kriz sonrası ekonominin toparlanma gücü, diğer nedeni de işbaşına büyük Meclis çoğunluğu ile bir hükümetin gelmesi. Üstelik bu hükümet ilk icraat yılının ardından ikinci seçim sınavına girecek. Bu da buyümeci politikalara asılmasında çok önemli bir siyasi faktör.
Irak'a asker yollanmasına ilişkin ikinci tezkerenin gündeme gelmesiyle piyasalarda ayrı bin canlılık başladı. Haziran ayı sanayi üretimi ocak ayından bu yana süren yavaşlama döneminin ardından haziran ayında yeni bir sıçrama yaptı. Geçen yılki yüksek oranlı artışların ardında bu yıl benzer bir artışı yakalamak önemliydi. Haziran ayı ile birlikte bu da gerçekleşti.
Dün İstanbul Sanayi Odası'nın Ekonomik Durum Tespiti Anket sonuçları açıklandı. Ankete yanıt veren sanayiciler büyüme tahminlerini 0.4 daha artırarak yüzde 5.7'ye çıkardı. Merkez Bankası'nın yaptığı anketlerde ise çıkan en yüksek büyüme yüzde 5.
Yüksek büyüme için sanayicilerin beklentisinin yüzde 5.7'ye kadar çıkması ve ihracatın temmuz ayında yeni bir rekor kırması cesaret verici. Sanayi üretimi yılın ilk yarısında yüzde 7.6 büyüdü. Dolayısıyla ilk yarıda ortalama tutturulmuş durumda. Eğer sonbaharda yeni bir kriz ekonomiyi vurmazsa büyüme oranı yılın tümünde yüksek düzeyde gerçekleşebilecek. Bu durumda Türkiye ekonomisi kriz sonrasında ikinci yüksek büyüme yılını yaşayacak. Hem enflasyonu düşürmüş hem de büyümeyi sağlamış olacak.
* Seçim sonrası AB etkisi- Geçmişteki veriler de, kriz sonrası ekonominin üstüste bir kaç yıl yüksek büyüme hızını yakaladığını ortaya koyuyor. 1980 krizi sonrasında ANAP'ın işbaşına gelmesiyle 1984-1987 arasında dört yıl devam eden yüksek büyüme, 1994 krizinin ardından 1995-1998 arasında dört yıllığına tekrar ortaya çıktı.
Eğer işler rayında gider, AKP ekonomiyi duvara toslamadan seçime kadar götürürse, seçim sonrası için işler daha kolaylaşabilir. Çünkü AKP ekonominin gereklerini seçmen tabanını fazla dikkate almadan yerine getirebilir, IMF ile ilişkileri ve programı daha kararlı şekilde sürdürebilir.
Bunun etkisi yanında, 2004 yılının AB'yle müzakereleri baştalmak için hamle yılı olduğu dikkate alınırsa, bunun yaratacağı beklenti ve etkiyle sermaye girişi ve ekonomik aktivite de artabilir.
Geçmişte olan bir kez daha neden olmasın?
* Sonuç- "Mevsimler de çiçekler gibi solar, tekrar yeşerirler" Tennyson
Mesajlarınız için:
ayildirim@sabah.com.tr
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
