kapat
12.08.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

GREENCARD

YAVUZ SEMERCİ


Komisyon araştırıyor mu soruşturuyor mu?

Yolsuzluk, vurgun, kayırma, nüfus ticareti gibi konular biz gazetecileri heyecanlandırıyor. Hele bu tip rapor ve bilgiler resmi damgaya sahipse anlamı daha da artıyor.

Kimi zaman, gazetelerin "halk adına taraf olma" yaklaşımındaki ölçüsüzlük, yargı sürecini tamamlamamış sanıkların, toplum vicdanında mahkum edilmesine yol açıyor. Yargıda aklanmış olsa bile pek çok insana yaşam boyu kartvizinde taşıyacağı ve asla silinmeyecek bir "unvan" veriyoruz.

Bu yüzden dikkatli olmak zorundayız.

Neden bu konuya girdim?

Günlerdir tüm basında "Yolsuzluk Araştırma Komisyonu'nun" raporları yayınlanıyor. Herkes bir tarafından tutuyor.

Ancak komisyonun çalışma yöntemi, ulaştığı sonuç ve gerçekleştirdiği işlemler hakkında gerçekten sağlıklı değerlendirmeler yapabiliyor muyuz?

Bilgi edinme yolu...
Çünkü, Anayasa'nın 98. maddesinde "Meclis araştırması belli bir konuda bilgi edinmek için yapılan incelemeden ibarettir" deniliyor.

Peki nedir bu suç duyuruları, suç duyuru tavsiyeleri...

Önce bir hukukçu dostumun yaptığı şu değerlendirmeyi aktarmak istiyorum

"Meclis araştırması belli bir konuya ilişkin olarak parlamentonun hükümet ya da başka kaynaklardan bilgi almak yerine bu bilgileri doğrudan edinmeyi tercih etmesi durumunda başvurulan bir bilgi edinme yoludur. Yani, Meclis Araştırması kişilere yönelik değil; nesnel olaylara, kurumlara ya da makamlara yönelik olmalıdır.

Araştırma, TBMM'nin bilgi edinmesi için yapılan bir incelemeden ibarettir.

Bu sebeple; Meclis araştırmasının sonunda raporun Genel Kurul'da görüşülmesi ile yetinilir. Herhangi bir karar alınmaz; bu görüşme sonunda siyasi ya da cezai ve hukuki sorumluluğa ilişkin bir sonuç doğması sözkonusu değildir.

Yolsuzluk Araştırma Komisyonu ise sanki bir soruşturma komisyonu ya da adli bir organ faaliyeti yürüttüğü izlenimini yaratacak şekilde; çok sayıda suç duyurusu v.s. ile öne çıktı."

İlgili raporun bazı bölümlerini okumuş birisi olarak komisyonun iddialarına bakıldığında dayanakların ya ihbarlar ya da ilgili kurumların teftiş kurullarının raporları olduğu ortaya çıkıyor.

Pek çok kişiye göre, özellikle alt komisyonlarda "önceden belirlenmiş kişi ve olayların her ne şekilde olursa olsun bir suç isnadı altına sokulması" eğilimi var. Hatta raporlara "Şunun adı girsin, bunun girmesin" gibi bazı "bütçeli piyasaların" oluştuğu bile konuşulmaya başlandı.

Devlet sistemimizdeki teftiş ve denetleme mekanizmalarını iyi bilenler için "Talep edilen her konuda şu veya bu zamanda tutulmuş bir teftiş raporu" bulmanın zor olmadığı bir sır değil.

Ayrıca, gereği evvelce yapılmış veya yargıya intikal etmiş konularda dahi yeniden suç duyuruları yapıldığı görülüyor. Hukukçulara göre, bu tip davranışlar Anayasa ve TCK'nın pek çok maddesinin ihlali anlamına geliyor.

Bu suç duyurularının mesnetsiz çıkması durumunda ne olacak? Bazı yakınmalar alıyorum. Kimi, "Savunma, bilgi ve belge sunma imkanı bile vermediler" diyor. Bu yakınmalar, komisyonda olgu ve verilerin yeterince incelenmediği izlenimi yaratıyor.

Müfettiş raporu
Elbette hiç kimse, yargının denetiminden muaf olamaz. Ancak kamuoyuna sızan bilgileri değerlendirirken, komisyonun siyasi maksatlı hareket edebileceğini de göz önünde bulundurmakta fayda var. Hatırlayın, Başbakan Erdoğan ve pek çok dava arkadaşı bir müfettiş raporuyla 50'yi aşkın soruşturmanın ve davanın muhatabı haline gelmişti. Geçmişte "müfettiş terörü" ve "siyasi linç" olarak adlandırılan yöntemlerden çok çekmiş olan Başbakan şimdi aynı tip yöntemin içinde olabilir mi?

Düşünmek bile istemiyorum...


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
Sarı Sayfalar
GreenCard


Sizinkiler
TEMA

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır