|
 |
|
NECATİ DOĞRU
Bilal'in düğünü: Kansız beyaz ihtilal!
10günlük tatil; "Sen sen değilsen... Ben ben değilsem.. Ya bu güneş ışığı ne?" diye şaşarak geçti. 10 güncük rüzgar gibi uçtu bitti!
Döndük geldik, dükkana...
Herkese yürekten merhaba...
Masanın üzerinde birikmiş 10 günlük gazetelerin birinci sayfalarına, şöyle bir kaymağını almak için, gözucuyla baktım.
Şaştım kaldım.
"Uzanlar, İmar Bankası'nı emme-basma tulumba yapmışlar. Devletin bonosu ile tahvilini açığa satmışlar. Kayıt dışı mevduat da toplamışlar. Karışan yok, soran yok, denetleyen yok, 5 milyar dolar para tokatlamışlar. Faizden pipetlenerek sınıf atlama hastalığına tutulmuş yüksek para sahibi mudilerle saadet zinciri kurmuşlar. Fakat Uzanlar bunu yaparken SPK, BDDK, Bankalar Yeminli Murakıpları Kurulu ve Hazine'nin başkanları, müsteşarları da olanı biteni seyretmiş, göz yummuş..."
****
Bunlar doğruysa...
Büyük soygun.
Yüzyılın dolandırıcılığı...
Dolayısıyla Kemal Uzan, Cem Uzan, Hakan Uzan, BDDK Başkanı, SPK Başkanı, 2000 yılı öncesi Hazine Müsteşarı ve Bankalar Yeminli Murakıpları Kurulu Başkanı'nın F-Tipi cezaevinde aynı koğuşta hapse konulmaları için geri sayım başlamış demektir.
Bunlar doğru değilse!
En sıkı siyasi rakibi Uzanlar'a karşı "Allah ne verdiyse..." dercesine savaş açan damat Bilal'in babası, gelin Reyyan'ın kayınbabası, toplasan toplasan 3 saati bile bulmayan görüşme sonunda İtalyan Berlusconi'yi oğluna nikah şahidi yapacak kadar "can-ciğer-kuzu sarması" olan Başbakan Tayyip Erdoğan'ın "kansız beyaz ihtilali" de güme gidecek demektir. Hükümet kanadından pompalanan bilgiler doğru çıkmaz da "Uzanlar yüzyılın dolandırıcısı olarak ve SPK, BDDK, Bankalar Yeminli Murakıpları Kurulu başkanları da onların koruyucusu olarak hapse girmezlerse" Tayyip Erdoğan için de geriye sayım başlamış demektir.
****
Beyaz kansız ihtilal yaptı.
Bilal'in yeşil düğünü, kendini ezilmiş, sömürülmüş, geri, cahil, kimsesiz, yoksul bıraktırılmış hisseden ve bu kaderden kurtulmak için de "Tayyip Erdoğan'a lider olarak sarılan," çoğunluğu kentlerin gecekondularında yaşayan halkın iktidarını ilan etmesidir.
Yapılan düğün değil, nikah töreni...
Anadolu İhtilali'nin kutlanması...
Kurulu düzenin sahiplerinin, İstanbul seçkinlerinin, büyük sermayenin büyük holdinglerinin başkanlarının mekan tuttuğu İstanbul'un Teşvikiye semtindeki Lütfi Kırdar Salonu'nda iktidarın yeni sahipleri tesettürlü gelini, sıkmabaşlı yandaşları, karaçarşaflı ve çember sakallı partidaşları ile içkisi su olan düğün yaptılar.
Dünün horlananları...
Gericidir... Şeriatçıdır...
Yeşil komünisttir...
Takiyecidir...
Dil bilmez, yol bilmez...
Hacıyağı kokar...
Diye aşağılananlar İstanbul'un göbeğinde, 5 bin polis korumalı, 5 şahitli kral torunu evlendirir havasında, oğlan başgöz ettiler. Kurulu düzenin büyük holdinglerinin başkanları da, bu düzeni yıkmaya gelmiş Tayyip Erdoğan iktidarının düğününe eşlik ettiler. Başını örten kız babalarıyla, göbeğini açan kız babaları aynı iktidar düğününde buluştular.
Bundan sonra ne olur?
Beyaz ihtilalin lideri Tayyip Erdoğan, kendine oy vermişleri satar, düzenle uyuşur mu?
Ben bilemem!
Samimi Müslüman, inanmış adam, iyi şair İsmet Özel, "uyuştu bile" diyor.
Mesajlarınız için:
ndogru@sabah.com.tr
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
