kapat
12.08.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

GREENCARD

Uluslararası hukukun ahlaki yönü zayıfladı

21. Dünya Felsefe Kongresi'nde, ünlü Alman Filozof Jürgen Habermas, ''uluslararası hukukun geleceği'' başlığıyla, Irak savaşını irdeledi.

Aydınlanma fikirlerinde 1. Irak Savaşı'ndan sonra 2 farklı görüşün ortaya çıktığını belirten Habermas, yeni dünya düzeni için şimdi asıl sorunun, ''milletlerarası adaletin mümkün olup olmadığı''ndan çok ''uluslararası hukukun bu tür bir adaleti sağlamak için doğru olup olmadığı'' olduğunu söyledi.

''Uluslararası hukukun artık önemi var mı?'' sorusunun tartışılması gerektiğini ifade eden Habermas, ''Global olarak dünyaya hakim olan bir süper gücün kendi ahlaki argümanlarını uluslararası hukukun yerine geçirdiği bir dönemde, uluslararası ilişkilerin anayasallaştırılması projelerine mi bağlı kalmalıyız yoksa?'' diye konuştu.

Ünlü filozof Kant'ın da egemen bir devletin savaşa gitmesi hakkını sorguladığını vurgulayan Habermas, ''Uluslararası hukuk ve egemen devlet, istediği zaman harbe gitme haklarına sahip. Egemen devlet, savaş suçlularını da kendi yasalarına göre yargılama hakkına sahiptir. Görüldüğü gibi bu hukukun ahlaki yönü zayıf'' dedi.

Uluslararası çatışmaların imajının değiştiğini anlatan Habermas, artık 'suçlu devletler', 'başarısız devletler' ve 'uluslararası terörizm' şeklinde 3 kavramın ortaya çıktığını vurguladı. Devletlerin giderek daha fazla karşılıklı bağımlılık içinde olan dünyanın ''networkleri içine girdiğini'', böylece devletin tanınması için önkoşul olan bağımsızlığın ortadan kalktığını ifade eden Habermas, ABD'nin ise uluslararası hukukun gelişmesinde katkıları bulunduğunu belirterek Irak'a müdahale için şunları söyledi

''Irak'taki yetkisiz müdahale, uluslararası hukuk konusundaki politikalar yönünden ilke düzeyinde değişim göstermekte. Paks-Americana politikasının hala uluslararası barışı korumaya yönelik olduğunu kabul edelim. Ancak, sadece kendi yetkisiyle insani müdahaleye karar veren bir ülke hakkında, hiçbir zaman şundan emin olunamaz Acaba kendi ulusal çıkarlarını, paylaşılan uluslararası ortak çıkarlardan ayırt edebiliyor mu? Belki ilerideki bir ABD hükümetinin uluslararası siyasetin anayasallaştırılmasının başlıca yürütücülerinden biri olacağını düşünebiliriz. Liberal bir devletin vatandaşlarının uzun dönemde ulusal görev ve çıkarlarla özel görevleri arasındaki bilişimsel farklılığa duyarlı davranacağını ümit ediyoruz. Şunu demek istiyorum Amerikalı dostlarımız da uzun dönemde, çok da uzun değil umarım, daha duyarlı olacaklardır.''


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
Sarı Sayfalar
GreenCard


Sizinkiler
TEMA

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır