|
 |
|
Ödeneksizlik tarihi depolara hapsetti
İstanbul Arkeoloji Müzesi personel yetersizliği nedeni ile üç bölümünü kapatmak zorunda kaldı. 80 bin eser depolardan gün ışığına çıkmayı bekliyor
Özellikle bazı cazip kamu kuruluşlarında kadro şişkinliği olduğu iddia edilirken, İstanbul Arkeoloji Müzesi personel yetersizliği yüzünden 80 bin tarihi eseri depolardan çıkaramıyor. Dünyanın en önemli altı müzesi arasında yer alan Müze, eleman sıkıntısı nedeniyle bazı bölümleri ziyaretçilere kapalı tutuyor. "İstanbul ve Çevre Kültürleri', 'Anadolu ve Troya', ile 'Suriye, Kıbrıs ve Filistin' bölümlerindeki eserler güvenlik sağlanamadığı için gözlerden ırak, kaderine terk edilmiş durumda. Yılda ortalama 180 bin kişinin ziyaret ettiği Arkeoloji Müzesi'nde, 800 bini sikke olmak üzere bir milyon eser bulunuyor.
BİR MİLYON ESERE SAHİP
Arkeoloji Müzesi, Çinili Köşk Müzesi ve Şark Eserleri Müzesi'nden oluşan İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Balkanlar'dan Afganistan'a, Mezopotamya'dan Anadolu'ya kadar çeşitli kültürlere ait sayıları bir milyona ulaşan bir koleksiyona sahip.
İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Halil Özek, Müze'nin dünyanın sayılı müzelerinden biri olduğunu hatırlatıyor "Müzelerimizde İskender Lahti, tarihteki ilk yazılı anlaşma kabul edilen Kadeş Antlaşması, M.Ö. 3'üncü yüzyıla ait İskender büstü ve İsraillerin büyük önem verdiği M.Ö. 920 yılına ait olan Tevrat'ta da sözü geçen Kudüs'teki Süleyman Tapınağı'na Yahudi olmayanların girmesini yasaklayan kitabe gibi eşi olmayan eserler var."
AB YILIN MÜZESİ SEÇMİŞTİ
Arkeoloji Müzeleri'nin 1993 yılında 17 Avrupa ülkesinden 47 müze arasında Avrupa Konseyi tarafından 'yılın müzesi' seçildiğini anlatan Özek, yenilenerek teşhire hazır hale gelen üç ana bölümünün personel yetersizliği nedeni ile açılamamasının üzüntü verici olduğunu belirtiyor.
Arkeoloji Müzeleri Müdürü Halil Özek, şöyle yakınıyor "Bu salonlar yenilendi ve teşhire hazır hale getirildi. Ancak personel yetersizliği nedeni ile ziyaretçiye açamıyoruz. Tek neden güvenlik; başlarına koyacak adam yok. Binlerce eser var bu üç bölümde. Başka yerlerden 25 personel verseler, bu bölümleri gururla açarım. Bu bölümlerin her biri bir Anadolu şehrinde en az iki, üç müzeye eşdeğerdedir. Bir arkeolog için her şeyi hazır, yenilenmiş ve teşhire hazır hale getirilmiş eserleri gösterememekten daha acı ne olabilir?"
Sorunun çözümünü sadece devletten beklememek gerektiğini söyleyen Özek, salonlara sponsor bulunmasının zorunlu olduğunu savunarak şunları söylüyor "Ödeneksizlik nedeniyle salonları düzenleyemiyoruz. Ama her şeyi devletten de beklememek gerek. Özel sektörün de bu salonlara sponsor olmasını sağlamak gerek. Büyük bir arkeolojik zenginliğe sahibiz ve bunun farkına vararak, sahip çıkmamız lazım."
İmparatorluk müzesiydi
19. yüzyıl sonlarında ünlü ressam ve müzeci Osman Hamdi Bey tarafından Müze-i Hümayun (İmparatorluk Müzesi) olarak kurulan İstanbul Arkeoloji Müzeleri 1891 yılında ziyarete açıldı. 'Lahitler Müzesi' olarak da tanımlanan Arkeoloji Müzesi, Mısır, Mezopotamya, Arap Yarımadası ve Hitit Eserleri içeren 'Eski Şark Eserleri Müzesi' ve Selçuklu ve Osmanlı çini ve seramiklerinin bulunduğu 'Çinili Köşk Müzesi' olmak üzere üç müzeden oluşuyor.
Japonlar sergilemek istedi, vermedik
İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Halil Özek, önemli tarihi eserlerin diğer ulusların da görebilmesi için başka ülkelerdeki müzelere sergilenmek üzere götürülmesine karşı olmadığını vurgulayarak, "Ancak iki eserin yurtdışına çıkarılmasına izin vermedik" diyor. İskender Lahti ile dünyanın ilk yazılı antlaşması olarak bilinen Kadeş Antlaşması'nı diğer müzelere emanet etmediklerini söyleyen Özek şöyle konuşuyor "İskender Lahti'ni Japonya ve Suudi Arabistan, ülkelerinde sergilemek için istiyor. Özellikle Japonlar çok ısrarlı, sürekli teklif yapıyorlar. Lahit yerinden bile kıpırdatılamaz, buna izin verilemez. Tekliflerini hep geri çevirdik. Kadeş Antlaşması ise dünyadaki tek örnek. Asla böyle risk göze alınamaz."
Pervin KAPLAN
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
