|
 |
|
Lider maç izlemez gözucuyla bakar
Tribün lideri dediğin ateşli sloganlara eşlik etmek uğruna su içmez, tuvalete gitmez, telefon etmez. Onlar hayatlarını, tuttukları takıma göre ayarlıyorlar
Galatasaray'ın herhangi bir maçında, karşılaşmanın en durgun olduğu bir anda bile 10 kişilik küçük bir grup bağırmayı-slogan atmayı kesinlikle kesmez. Bu küçük grubun içinde Ultraslan'ın davulcusu Erdal Ceylan mutlaka var. O çevresinde, 90 dakika boyunca elleri kızarıncaya kadar davul çalmasıyla tanınıyor.
Davulcu Erdal, 28 yaşında. Sivaslı. İşsiz. Okmeydanı'nda ailesiyle birlikte 75 milyon lira kirası olan evde yaşıyor. Aslında kaçırdığı kızla evlenmiş ama maçlar yüzünden ayrılmak zorunda kalmış. Şimdi yaşadığı tek aşk var, o da Galatasaray. Erdal, 8 yaşından beri tribünlerde. Babasının kolundan tutup maça götürdüğü Erdal, tüm sevgiyi ve şefkati bu tribünlerde bulduğunu söylüyor. Maçlar yüzünden ilkokul diplomasına bile sahip olamamış. İyi bir davulcuyu şöyle tanımlıyor "Davulcu, 45 dakika boyunca susmaz. Bizim yanımızdaki adam sigara içmez, su içmez, tuvalete gitmez, telefon etmez. Biz maçı seyretmeyiz göz ucuyla bakarız."
Erdal işini o derece önemsiyor ki, 1991 yılında maçta bağırma ve davul çalma uğruna altına kaçırdığını anlatıyor "O an bırakamazdım. Altıma yaptım ama yine çalmaya devam ettim."
ASIL KÜFÜR VIP'TEN EDİLİYOR
Genç Fenerbahçeliler Derneği Başkanı Sefa, 29 yaşında. Gerçek ismini vermiyor. Otopark işletiyor. Yaz-kış, yağmur-çamur demeden 13 yıldır tribünde. Her hafta maç stresi yaşıyor. Derneği 3 yıl önce kurarak holiganizm imajını silmeye çalıştıklarını söylüyor. Artık "Kadıköy cehennemi" diye bir kavramın olmadığını belirtiyor. Sefa, tribünde 7 bin kişiyi kontrol ettiğini anlatıyor. Hem kontrol ediyor hem de 90 dakika bağırıyor. Küfürlü tezahürat yapmadığını ileri sürüyor. Sefa'ya göre asıl küfürü VIP tribününde oturan, maça alkollü gelen zenginler ediyor.
ŞİDDET MAYAMIZDA VAR
100'üncü yılını kutlayan Beşiktaş'ın Çarşı Grubu'nu bilmeyen yoktur. Çarşı'nın liderlerinden Yılmaz Gitgetir ve Hakan Tezel, binlerce taraftarı peşinden sürükleyenlerden. Kendilerini Çarşı'nın sözcüsü olarak tanıtıyorlar. Hakan Tezel, 38 yaşında. İnönü Stadı'nın kapalı tribünü, 25 yıldır ikinci adresi. "Biz 10 kişiyiz ama 10 bin kişiyi peşimizden sürükleriz" diyor. "Tribünlerde neden şiddet var?" sorusuna şu cevabı veriyor "Her insanın mayasında şiddet var. Meclis'te de insanlar birbirine giriyor, insanlar komşusuyla kavga ediyor. Bunlar normal de, taraftarların kavgası neden bu kadar abartılıyor."
Onlar şu sıralar Beşiktaş yönetimine çok kızgın. Çünkü mabetlerinin yani "Kapalı Tribün"ün ellerinden alındığını düşünüyorlar.
NASIL TARAFTAR OLDULAR?
HINCAL ULUÇ
Doğuştan değil seçerek GS'li oldum
"Dayım Necati Bilgiç, fanatik bir Fenerbahçeli spor yazarıdır. Beni Fenerbahçeli olarak vaftiz etti. 11-12 yaşlarımdaydım. Fenerbahçe-Beşiktaş maçında, Fener kazanırsa Galatasaray şampiyon olacaktı. Galatasaray şampiyon olmasın diye maçı hükmen masa başında kaybetmeyi tercih ettiler. Kızdım, Fenerbahçe'yi bıraktım. Galatasaraylı ağabeyimle kavga edebilmek için Beşiktaşlı oldum. Sonra 1957'de gazeteciliğe başladığımda Baba Gündüz, Metin Oktay ve Turgay Şeren'in olduğu müthiş bir Galatasaray vardı. Kamplarına gide gele, onları sevmeye başlayınca Galatasaraylı oldum. Tamamen kendi seçimimle, tanıyarak seçimimi yaptım. Seçerek Galatasaraylıyım yani."
ERGUN HİÇYILMAZ
Tribünden düşünce FB'li oldum
"Küçükken beni Fenerbahçe maçına götürdüler. Gol sevinciyle öyle bir düştüm ki, çevremde sadece Fenerliler vardı. Bana yardım ettiler. Bu beni çok etkiledi. Ondan sonra Fenerbahçe taraftarı oldum. İki türlü taraftar vardır; dönenler ve dönmeyenler. Ben dönmeyen Fenerliyim."
Kadıköy'de 7 bin kişi onun kontrolünde
Genç Fenerbahçeliler Derneği Başkanı Sefa, 29 yaşında. Gerçek ismini vermiyor. Otopark işletiyor. Yaz-kış, yağmur-çamur demeden 13 yıldır tribünde. Sefa, tribünde 7 bin kişiyi kontrol ettiğini anlatıyor. Hem kontrol ediyor hem de 90 dakika bağırıyor.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
