|
 |
|
ŞAMİL TAYYAR
Sezer, yeni bir tartışma başlattı: Atatürk lokantası olur mu?
Milli Komite, bir süre önce, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin Atatürk Kültür Merkezi'nde bir konser salonu yapılmasına ilişkin projesini görüştü.
Projeye ilk itiraz, Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu'dan geldi "Tek başına konser salonu, halkı buraya çekmeyebilir. GİMAT iş merkezindeki gibi projede sinema, lokanta ve alışveriş yerleri de olursa daha iyi olur..."
Mumcu, kaynak sorununa da şöyle çözüm buldu
"Yap-İşlet-Devret formülü ile yapılabilir."
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Mumcu'nun bu görüşlerine tam destek verdi
"Çok isabetli bir karar. Atatürk havalimanı Yap-İşlet-Devret formülüyle yapıldı. Ortaya, Atatürk'ün adına yakışır çağdaş bir yapı çıktı." Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, bu öneri karşısında sessiz kalmayı tercih etti.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ise tartışmayı bitiren şu ilginç konuşmayı yaptı
"Atatürk adının bir lokanta, sinema gibi bir işletmeyle yan yana gelmesine izin vermem..."
Ateş, Yasin okuyarak kuşunu diriltmek istedi
Boncuk, TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu Başkanı Azmi Ateş'in çocuğu gibi sevdiği bir muhabbet kuşu.
Ailenin de maskotu.
Bir gün stres atmak için eve erken gelen Ateş, kafesi temizlemiş, kuşu sevip uzun süre oynamış. Yemini, suyunu verdikten sonra da "iyi geceler" dileyip odasına çekilmiş.
Ateş, sabah kalktığında bakmış ki, o güzelim muhabbet kuşu kafeste cansız yatıyor.
Bu görüntü karşısında şok geçiren Ateş'in gözünden iki damla yaş süzülmüş.
Buna rağmen, kuşunun öldüğüne bir türlü inanmak istememiş.
Gözyaşları arasında, kuşu yattığı yerden kaldırıp Yasin suresini okumaya başlayan Ateş, uzun süre kuşun canlanacağını umut etmiş, ama nafile...
Kuşun o cansız bedeni bir türlü dirilmemiş.
Ateş de çaresiz 8 yıllık arkadaşına veda etmek zorunda kalmış, kuşu dualarla toprağa gömmüş.
Ankaralı Turgut'un kaseti
Hikaye Emniyet Genel Müdürlüğü'nün üst düzey bir müdüründen
"Bizim trafik polislerinin içinde teşkilata sıkıntı veren bazı kişilerin olduğu bir gerçek. Bunlardan biri yine yolsuz kalmış. İlk karşısına çıkan otomobili durdurmuş. Şoför 50 kilometrenin altında seyir ettiği için bir gerekçe bulamamış. Ehliyet, ruhsat, çevre pulu, çekme halatı, yangın tüpü, sağlık çantası derken hepsi tamam.
Bakmış her şey tamam başlamış sormaya
- Peki arabanın teybi var mı?
- Evet var
- Ankaralı Turgut'un kaseti var mı?
- Evet var.
- Çal bakalım gerçek mi?
Ankaralı Turgut'un kasetinden kıvrak şarkılar çalmaya başlayınca trafik polisi de bir yandan göbek atarken, diğer yandan bağırıyormuş "Boş yere mi oynuyoruz lan, bassana bahşişi..."
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
