|
 |
|
REFİK DURBAŞ
Kent suçları mahkemesi...
Hangi Avrupa kentini dolaşsanız, kuruluşunun nüvesini görmeniz mümkün. Çünkü en "eski"ye tarihlenen bir "mahal"i koruma altına alınmıştır. Stockholm'de, İsveç tarihinin bir küçük minyatürüne benzeyen "Gamla Stan"ı böyle gezmiştim,. Almanya'nın Ulm kenti de, ki Haçlı Savaşları'nda ilk seferlerin buradan yapıldığı biliniyor, beş yüz yıldan fazla bir zaman öncesinin kasabı, demircisi, balıkçısıyla bugün dahi o devrin heyecanını günümüze aktarıyor.
Bu, o kentin geçmişine sahip çıkmanın bir göstergesi... Bir de kentlerin halen, şimdi, yaşanabilir görünen yüzleri var... Çünkü, kent kamunun ortak kullanım alanı... Öyle, herkes aklına estiği gibi balkonunu istediği renge boyayamaz, belediye meclisinin onayı olmadan evinin duvarında bir çentik daha açamaz. Bu yüzden de birçok Avrupa ülkesinde ayrıca bir "Kent Bakanlığı" bulunmakta...
Ankara'nın Çankaya Belediye Başkanı Haydar Yılmaz, ülkemizde örnekleri hızla çoğalan "kent suçları"na karşı acil önlem olarak ihtisas mahkemelerinin kurulmasını istiyor ve gerekçesini de şöyle açıklıyor
"Yaklaşan seçim nedeniyle ortalığa saçılan, kamu yararı ve kentsel değerler açısından olgunlaşmamış projeler başkentimizi tehdit etmektedir. Aslında birer kent suçu olan bu tip sözde projelere karşı kentlerimizin daha etkili bir yargısal güvenceye kavuşturulması şarttır. Eğer, kent suçu kavramı hukuk sistemimizde yer alsaydı, bu konuda seri yargılama prosedürüyle çalışacak ihtisas mahkemeleri kurulmuş olsaydı, bunların hiçbiri olmayabilirdi." Yılmaz, başkent Ankara'dan bir de örnek veriyor "Bir proje aleyhine açılan dava beş yılın sonunda karara bağlanabildi ve hukuka aykırı olduğu karar altına alındı. Peki şimdi ne olacak? Buraya yatırılan milyonlarca doların ve kente verilen zararın hesabını kim verecek?"
Kentlerin kimyasını bozan yolsuzluklara bir de bu açıdan bakmalı... Bu mahkemelerin kentlerin geçmişini, şimdisini ve geleceğini yağmalayanlardan hesap sormanın anahtarı olabileceğini düşünüyor ve Sayın Yılmaz'ın önerisinin nasıl bir yankı bulacağını merak ediyorum doğrusu...
Türk Telekom'un açıklaması...
SABAH Gazetesi'nin 30.06.2003 tarihli nüshasında Erhan Seven imzasıyla yer alan "Aycell yöneticileri 2 yılda maaşlarını 4'e katlamış" başlıklı yazı dikkatle incelenmiştir. Aycell, Türk Telekom'un bir iştiraki olmakla birlikte, ayrı bir yönetim kurulu ve genel müdürü vardır. Haberinizi desteklemek için yer verdiğiniz fotoğrafta, aslında konuyla hiçbir ilgisi olmayan, geçmişte Aycell Genel Müdürlüğü yapmış ve bugün Türk Telekom Genel Müdürü olan Mehmet C.Ekinalan'ın bulunması, olayın sanki sorumlusuymuş gibi yansıtılmasına neden olmuştur. Oysa Türk Telekom Genel Müdürü Mehmet C.Ekinalan Aycell'deki görevinden 04.03.2002'de ayrılmıştır ve bu tarih itibariyle de aldığı maaş 2 milyar 750 milyondur. Türk Telekom Genel Müdürü Mehmet C.Ekinalan'ın fotoğrafı üzerine yerleştirilen; dönemler itibariyle genel müdür ve yardımcılarının maaşlarını karşılaştıran grafikte kamuoyu yanıltılmış, konunun muhatabı yönünden yapılan büyük hatadan dolayı da hedef saptırılmıştır.
ŞÜKRÜ KUTLU (Genel Müdür Yrd.) ABDULLAH GÜNDÜZ (Basın Yayın Müşaviri)
Burs, hak edilmeli...
22.07.2003 tarihli SABAH Posta Kutusu'nda, Milli Eğitim Vakfı bursunu kazanıp alamayan bir öğrenci velisinin şikayeti yer almıştı. Bu hakkı kazananların bursu alamamaları mümkün değil. Yalnız, beyan ettikleri bilgileri belgeleyemeyenlerin ya da başka bir kurumdan da burs alanların hakkı iptal edilir. Eğer bu veli bize ulaşırsa kendisine doyurucu bilgi veririz.
ASLI KÜÇÜKKÖMÜRCÜ (M.E.V. Halkla İlişkiler ve Sosyal İşler Müdürü)
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
