|
 |
|
SAVAŞ AY
Her gece Bodrum!..
Orta sayfadaki foto haber hızımı kesmedi. Bodrum'u daha daha yazmak istiyorum izninizle. Hem bu kez sadece kendi gözlemlerimi değil, her kesimden insanın görüşlerini de katarak anlatabilmek istiyorum.
Malum bize takdim edilen; eskilerin alaim-i sema dediği türden gökkuşağı renklerinde bir yaşamı Bodrum'un. Oysa işin siyah-beyaz kısmında ne yaşamlar, ne karamsarlıklar, ne şikayetler ve hiddetler var; onlara da bakalım. Mesela yılların Bodrum tutkunu Ali Poyrazoğlu Usta'ya kulak uzatalım
Antik tiyatro ve antikalıklar
- Ne diyorsun Bodrum için Ali Abi?
- Burada antik tiyatro yeniden hayata geçti. 2 bin yıl sonra ilk kez biri sahneye çıktı. O da ben oldum. Şimdi bir tiyatrocu, bir sanatçı olarak baktığımda Bodrum'u böyle bir muhteşem mekan olarak değerlendirmek var. Ama yıllrdır ince ince sızan bir kan gibi elden, yürekten ötelere savrulan bir Bodrum da var. İstabul'u Bodrum gibi yapalım derken, Bodrum'u İstanbul'a benzettik. Farkı ne? Şu Mesela İstanbul'da havai fişekler atılıyor, seyrediyoruz. Bodrum'da bu yok. Ama ne gam? Buranın da orman yangınları var. Geç otur. Mualla'yı al kolunun altına. "Seyret sevgilim. Senin için alemi yaktırdım bu gece" de ona!..
Taksi şoförleri
Öncelikle havaalanı taksileri dertli. Çünkü onlar bu hatta çalışabilmek için deve yüküyle paralar ödemiş devlete. Oysa kötü bir yerli, araba edinen garson, komi şu bu, mekandan havaalanına gidip gelecek olanları ucuzuna taşıyor. Kendisi sürümden kazanırken, havaalanı taksicisine iş kalmıyor. Bunu denetlemek için ayrı bir polisiye ekip gerek. Ancak mevcut kadro hangi arızaya yetişebilsin de bir de bu "tali" işlere baksın di mi?
Kafası gözü patlayanlar
Peki ya Meydan'daki, Azmakbaşı'ndaki taksiciler? Onların da durumu vahim. Kentin en güçlü duyargaları olarak kestikleri racon önemli Diyorlar ki "Burada metrekareye 3 şair, 5 yazar, 10 ressam, bir o kadar da gerçek şarkıcı, müzisyen düşerdi bir zamanlar. Bohem adamlardı. Güzel insanlar, güzel ortamlar olurdu. Şimdi kavganın, küfürün, tabanca bıçağın, sopanın, rezilliğin gölgesinde yaşıyor kentimiz. En fazla işi, kafası gözü patlamışları hastanelere yetiştirirken yapıyoruz inanın ki."
Le Cream hüznü
İlginç bir deneyimin mağdurlarından da bahsetmek isterim. Eski Günay'ın olduğu yere Le Cream genel adı altında bazı seçkin mekanlar yapıldı bu yazbaşı. Şamdan, Zarifi, Samim's, Melek Boz, Köşebaşı Kebapçısı ve TGI friday's birleşip çok geniş bir araziye konuşlandılar. Lâkin yapılan cirolar personel parasına bile denk düşmedi hiçbirinde. Samim's açılıştan birkaç gün sonra kapattı mekanı. Ardından Melek Boz pes etti. Diğer mekanlar ise üç beş masayla geçiriyor günleri. Yani tam bir hayal kırıklığı, tam bir fiyasko. İşletmecilerden birine niyesini sordum. Dedi ki "Bu terazi bu sıkleti tartmıyor Savaş Kardeş. Bu kadar az insana bu kadar çok mekan olunca her yer sinek avlıyor doğal ki!.."
Yarın Bodrum yerlisi ne diyor?..
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
